VEDAT GÜNYOL
- Ahmet Güdücüoğlu
- 15 Tem
- 3 dakikada okunur
Arnavutluk'tan gelen bir baba ile Diyarbakırlı bir annenin çocuğu olarak İstanbul Fatih’te doğdu. İlkokulu Diyarbakır'da (1922), ortaokulu İstanbul'da (Gelenbevi Ortaokulu, 1926) ve liseyi 1934'te Saint Benoit Fransız Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1938 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. İlk çevirilerini üniversite yıllarında yaptı. Paris’te başladığı Devletler Hukuku doktorasını İkinci Dünya Savaşı yüzünden yarım bırakmak zorunda kaldı ama 10 yıl sonra geri dönerek Devletler Hukukunda Birey konulu teziyle tamamladı. Paris’te bulunduğu sürede Halide Edip Adıvar ile yakın dost oldu. Onunla ortak çeviriler yaptı. Bu sırada Haydarpaşa Lisesinde Fransızca öğretmenliğinin kadrosu boştu, Okul Müdürü Saffet Şav’a, Paris’ten yeni dönen bir gençten bahsettiler. Müdür, o genci okula davet etti, uzun uzun sohbet etti onunla. Şav, genci beğendi, böylece genç öğretmenin 28 yıl sürecek meslek yaşamına ilk adımı, Haydarpaşa Lisesinde atılmış oldu. Genç öğretmenin okuldaki ilk günü oldukça sancılı geçti. Kasım ayına gelince, hava iyiden iyiye soğudu. Genç öğretmenimizi içten içe kemiren bir sorun vardı sınıfta. Kendisi sıkı sıkı sarıldığı paltoyla gelirken derse, çocukların büyük çoğunluğunun ceketi bile yoktu üstlerinde. Hele ön sırada oturan iki öğrencisinin ayakkabıları bile delikti. Her gün gördüğü bu acı manzara, onun içine eziklikler, utanmalar salıyordu. Bir gün soluğu hayırsever bir tanıdığının yanında aldı. Bir hafta içinde sınıfta içini ezen, onu utanca boğan hiçbir şey kalmadı. Kendi deyimiyle söylersek, öğretmenlik onu “bir insan kavşağına” getirdi.28 yıl bu kavşakta mutluluk buldu. 1940’lı yıllarda Vefa Lisesi, Gedikpaşa Ortaokulu, Hasanoğlan Köy Enstitüsü, Ankara Gazi Lisesi ve İtalyan Lisesinde Fransızca öğretmenliği yaptı. Ardından, 1962-1972 yılları arasında çalıştığı Atatürk Erkek Lisesi (Taksim Atatürk Lisesi) Fransızca öğretmenliğinden emekli oldu. Onda bu insan kavşağında usta olma coşkusunu yaratan okul, Hasanoğlan Köy Enstitüsü oldu. Köy Enstitüsündeki yıllarını nasıl bir coşkuyla anlatmış:
“Yirmi sekiz yılı bulan öğretmenlik hayatımda, yalnız üç yıl gerçekten öğretmen olmanın büyük sevincini, kıvancını, onurunu duymuşumdur. O üç yılım da Hasanoğlan Köy Enstitüsünde geçmiştim. Haftanın bir günü ve gecesiyle sınırlı olan derslerime, her seferinde tazelenen coşkularla koşardım. Bir öğretmenin, yerine göre bir baba, bir kardeş, bir arkadaş, bir ülküdaş olabileceğini bana, yarı aydınların ‘çuha elbiseliler’ diye burun kıvırdıkları o ışıl ışıl gözlü, işlek kafalı, bilinçli köy çocukları öğretti.”Hocayla ilgili bir anıyı Ferhan Şensoy anlatmıştı:” 1960'lı yılların sonunda, yazma tutkusu içindeyken bir öyküsünü yayınlanması umuduyla Yeni Ufuklar adlı dergiye göndermiş. Öykü yayınlanmış. Vedat Günyol'un öğretmen maaşı ile çıkardığı dergiden bir de telif ücreti gelmiş.”Vedat Günyol "Yaşam kaç yaşında başlar, diye sorsalar bana; her yaşta, her yaşın her gününde, her saatinde, her saniyesinde diye karşılık veririm."diye yorumlamış. Kendine gerçekten birden fazla gömlek, kazak hiç almamış, bunları almaktan hicap duyan, eskiciden giyinen (Selim İleri uzun uzun anlatmıştı), mülkiyet ilişkilerine son vermişti Vedat Hoca. Cahit Sıtkı’nın “Beşiktaşlı Sevgili” dediği, şiirindeki sevgilinin de yazdığı aşk mektupları gibi hayali olduğu söylenir. Ancak Cahit Sıtkı’nın teyzesinin oğlu, avukat Reşid İskenderoğlu 1993 yılında yayımladığı anılar kitabında,yıllar sonra “Beşiktaşlı Sevgili”nin izini bulduğunu, kendisi ile görüşmek istediğini, ancak olumsuz yanıt aldığını anlatır. 2004 yılında 93 yaşında hayata gözlerini yuman, anne tarafından şairin akrabası olan Vedat Günyol’un anlattığına göreyse Cahit’in yıllarca gönlünde bir sır gibi sakladığı Beşiktaşlı sevgili meğerse kendisinin kız kardeşi Mihrimah Hanım imiş. Bunu, yıllar sonra, bir gün birlikte Paris’te dolaşırlarken Cahit Sıtkı bizzat Vedat Günyol’a itiraf etmiş. Vedat Günyol o gün çok hayıflanmış; “Ah Cahit, keşke o zaman söyleseydin, seni kız kardeşimle evlendirmeye çalışırdım…” demiş. Maltepe Üniversitesi bünyesindeki Özel Marmara Radyo Televizyon ve Gazetecilik Anadolu Teknik Lisesinde Türker Gedik ile birlikte İnsan Hakları ve Demokrasi dersleri veren Vedat Günyol'a Nisan 2002'de Maltepe Üniversitesi tarafından fahri doktorluk unvanı verildi. Üniversitenin Cevizli Yerleşkesinde 02 Mayıs 1998'de Vedat Günyol'un bağışlarıyla açılan bir Vedat Günyol Kitaplığı da bulunuyor. 1999'da 60. sanat yılını bir törenle kutladı. 9 Temmuz 2004'te İstanbul'da hayatını kaybetti. Ölümünden sonra anısına Vedat Günyol Deneme Ödülü düzenlenmiştir ve halen devam etmektedir.
Comments