Kışın zor, meşakkatli günlerinden şimdilik kurtulduk. Kış günleri kısa, soğuk geçtiği ve sorunların daha arttığı bir dönem. Yaz günleri kış günlerinden uzun ve kıştaki o koşuşturma daha azalır. Bundan dolayı insan dinlenmeye, düşünmeye, kitap okumaya daha çok zaman ayırabilir. Yaz günleri, zamanımızın daha çok olduğu, modern yaşamın bizi fazla etkisine almadığı, düşünmeye, okumaya daha fazla zaman ayırdığımız eski günlerimize geri götürebilir. Elektronik medya yaşamı bize düşünme, okuma, araştırma zamanı bırakmadı. Medyanın oluşturduğu toplu gündemlerin peşine ve etkisine kapılıp kendimize zaman bırakmadık. Kendimizi, yakınlarımızı, arkadaşlarımızı, kitaplarımızı, anılarımızı hep erteledik.
Bilim ve teknolojinin hızla geliştiği yaşamımızda, bu sürate yetişebilmek için okumanın, araştırmanın önemi her geçen gün artmaktadır. Doğruları bulmanın, anlamanın yolu okumaktan geçer. Yaşamdaki mesleğimizde, müziğe, sanata bakışımızda, kültür, spor dalında ve daha birçok alanda doğru kararlar verebilmek için okumak, araştırma yapmak gerekir. Bu şekilde yaptığımız her faaliyeti daha güzel ve daha verimli yaparız. Mesleki olarak ilerlemek için, müziği, çeşitli sanat kollarını anlamak için, sporda bilimsel başarıyı yakalamak için, yenilikleri, gelişmeleri araştırmalı ve okumalıyız. Okumak yenidünyaları tanımaya olanak sağlar. Kişinin aydınlanmasıyla birlikte, ona mutluluk ve güzellikler sunar. Okumayan bir kişi, kökleri sağlam olmayan ağaçlar gibidir. Fırtınalar karşısında ayakta durmakta zorlanır. Kitaba yönelmeyen toplumda, kültür haznesi genişlemediği için, yazılı ürünler yerine havada uçuşan dedikodular üretilir. Kitapla barışık olmadığı için sanatçısına, bilim adamına değer verilmez.
Özellikle televizyon işlediği çeşitli konularla devamlı bizleri oyalar, devamlı mesajlar aktarır, neyi sevmemize, nasıl eğlenmemiz gerektiğine bizi hep o yönlendirir. Şarkı olsun, sinema olsun devamlı izlenme sonucunda, benimsetme yoluyla kişileri etkiler ve bu şekilde popüler kültürü oluşturur. Yani bizim yerimize başkaları düşünür, başkaları karar verir.
Kitap okumakta ayrı bir zorluktur bizler için. Yazın bile denizleri dolduran bir sürü yerli turist, yabancılar gibi kitap okuyarak zamanlarını değerlendirmezler. Boş vakitlerinde laflar veya tavla, okey oynarlar. Ama kitap okumaya zaman ayırmazlar. İnsanı başka yaşamlara götüren kitap dünyasından ayrı düşmek, kişiye çok şey kaybettirir. Kitap okuyan kişi öncelikle kendine olan güvenini arttırır, sonra düşünce ufkunu geliştirdiği için çeşitli olayları daha sağlıklı yorumlar. Toplumda konuşmamızda çok fayda sağlar, rahat cümle kurmamıza neden olur. Kişilere çok rahat hitap edebilirsiniz. Bu şekilde insanlarla çok rahat anlaşabilir, yeni arkadaşlıklar kurabilirsiniz. Bilgi dağarcığımız ve beraberinde beynimiz çok gelişir. Arkadaşlık, dostluk, sevgi, paylaşmak gibi güzel duyguları hep kitapların rehberliği ile tanımaya başlarız.” Kitaplar zaman okyanusu üzerinde kurulan deniz fenerleridir." W.Whipple’nin bu güzel sözü kitapların önemi, insanlara yol göstericiliği konusunda çok güzel bir anlatıma sahiptir.
Kitaplar, bir zaman bana, insanları sevmek lazım geldiğini, insanları sevince tabiatın, tabiatı sevince dünyanın sevileceğini, oradan yaşama sevinci duyulacağını öğretmiştiler.” Alemdağ’da Var Bir Yılan ”eserinde Sait Faik Abasıyanık okuyan insanın özelliğini çok güzel anlatır.
— Okumuş yazmışa benzersin de...— Ne olacak okumuş yazmışa benzersem?— Okumuş yazmış adam öğüt vermez de, dedi.— Ya ne yapar? Dedim.— Adamı anlar, dedi.
Comments