SAMİA
- Ahmet Güdücüoğlu
- 4 gün önce
- 2 dakikada okunur
2008 Olimpiyat Oyunlarında kadınlar 200 metre koşu klasmanında yarışan Somalili milli atlet Samia Yusuf Ömer , Avrupa'ya iltica etmek için İtalya'ya gitmek üzere Libya'dan bindiği teknenin batması sonucu boğularak hayatını kaybetmişti. Ömer'in öldüğünü Dünyaya Somalili milli atlet ve "erkekler 1500 metre koşu" eski Dünya şampiyonu Abdi Bile, pubblicogiornale.it web sitesinden duyurdu. Haber, Somali Olimpiyat Komitesi Başkanı tarafından doğrulandı. Her aklıma geldiğinde gözlerim dolar. Somali’nin en büyük kadın atleti Samia Yusuf Ömer’in trajedisi çok dokunur yüreğime. 1991 doğumlu Ömer sprinterdi. 2008 Yaz Olimpiyatları’nda Çin’de yarışan iki Somalili atletten biriydi. İç savaş sırasında başkent Mogadişu'da büyümüş, yerel milis grupların tacizlerine uğramıştı. Buna rağmen antrenmanlarını aksatmamıştır. Somali’nin baş belası El-Şebap’ın tehditleri yüzünden atletizmi bırakmak zorunda kalmıştı. Ama 2012 Yaz Olimpiyatlarında yarışmak için sınırı geçip Etiyopya’ya gitmeyi başarmıştı. Ne var ki oradayken Libya’ya kaçırdılar Samia’yı. Hapse attılar. Hapisten kaçmayı başardı. İtalya’ya geçmeye çalışırken bulunduğu göçmen botunun batması sonucu Akdeniz’de boğularak öldü. Öldüğünde en az dört aylık hamile olduğu anlaşıldı. Libya’da kaldığı cezaevinde erkek mahkumların tecavüzüne uğramıştı çünkü. İsimsiz bir mezara gömdüler onu Lampedusa’da. Çok sonra bulunabildi mezarı. Samia’nın hikayesini İtalyan gazeteci Giuseppe Catozzella “Asla Korktuğunu Söyleme” adlı kitapta anlatmıştır. Hayatıda film oldu. Almanca bilenler varsa Reinhard Kleist‘ın, Der Traum von Olympia - Die Geschichte von Samia Yusuf Omar ("Bir Olimpiyat Rüyası - Samia Yusuf Omar'ın Hikayesi") adıyla yayınlanan grafik romanını mutlaka okusunlar. Ömer, Somali'nin başkenti Mogadişu'da doğdu ve hayatı boyunca savaşla iç içe yaşadı. Herhangi bir atletizm tesisinin bulunmadığı şehirde kendi çabaları ile antrenman yaptı. El Cezire'nin haberine göre 2008 yılındaki Olimpiyatların ardından atlet Mogadişu'nun büyük bir kısmını kontrolü altında bulunduran El Şabap örgütünden ölüm tehditleri aldı.2010 yılının Ekim ayında Londra Olimpiyatlarına hazırlanmasına yardımcı olabilecek bir koç bulma umuduyla Etiyopya'ya taşındı. İtalya'nın Corriere della Sera gazetesine göre, Ömer 2011'de Etiyopya'dan ayrılarak, Sudan üzerinden Libya'ya gitti ve İtalya'ya giderek Olimpiyatlar için çalışacağı bir antrenör bulmayı planlıyordu.
Samia Yusuf Ömer, Somalili küçük bir kızken beslemeye başladı hayattaki tek tutkusunu. Olimpiyatlara katılmak, Dünya çapında bir atlet olmak istiyordu. Senelerce yatağının başında Somali asıllı İngiliz atlet Mo Farah'ın bir fotoğrafıyla uyudu, etrafındaki şiddete ve ön yargıya rağmen kendi imkanlarıyla antrenman yapmaya devam etti. Pekin Olimpiyatlarında sonuncu olması onu yıldırmadı, 2012 Londra Olimpiyatları onu bekliyordu. Şampiyon olacak, ülkesinin bayrağını gururla dalgalandıracaktı. Önce en yakın arkadaşını kaybetti, sonra ona her koşulda destek olan babasını. Ardından geceleri kulağına şarkılar fısıldayan ablasını da yitirdi. Avrupa’ya gitmeye karar vererek zorlu bir yolculuğa çıktı. Samia hayatın getirdikleri karşısında umudunu hiç kaybetmedi; mücadele etmeye, hayal kurmaya, umutlarını büyütmeye, rüzgara hükmetmeye devam etti. Ve sonunda o da yönünü Avrupa’ya çevirmeye karar verdi.
“Sakın Korktuğunu Söyleme” savaşın, umudun, rüzgarın, korkunun, korkmamayı öğrenmenin; insan kaçakçılarının elinde son bulan gencecik bir yaşamın iç burkan hikayesi. Gerçek bir yaşam öyküsünden ilham alınarak yazıya dökülmüş nefes kesici bir roman.
Zor koşullara ve toplumsal kısıtlamalara rağmen Olimpiyat Oyunlarına katılma hayalinin peşinden koşan Somalili atlet Samia Yusuf Omar'ın ilham verici hikayesi sinemada da yer aldı .Yasemin Şamdereli ve Deka Mohamed'in yönetmenliğini yaptığı bu etkileyici biyografi filminin başrolünde llham Mohamed Osman yer alıyor. Film, Samia'nın sarsılmaz azmini, koşu tutkusunu ve bir gün Somali'nin en hızlı kadını olarak Olimpiyat sahnesinde yer alma hayalini gözler önüne seriyor. Gerçek olaylara dayanan film, özgürlüğü ve hayalleri için tüm zorluklara rağmen mücadele eden genç bir kadının etkileyici bir portresini sunuyor.
Comments