“Öğrenciler kâr hırsına teslim edilemez!”
- Tevfik İŞÇİ

- 2 gün önce
- 2 dakikada okunur
Eğitim Sen Kırklareli Şube Başkanı Okan Balcı, geçtiğimiz gün Kırklareli Üniversitesi’nde 53 öğrencinin zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırılması sonrası sert açıklamalarda bulundu. Balcı, “Bu bir talihsizlik değil, yıllardır süren taşeron ve ticarileştirme politikalarının sonucudur.” dedi.

Kırklareli Üniversitesi’nde 2 Aralık 2025 günü öğle saatlerinde iddiaya göre dağıtılan tavuklu pilavdan yedikten sonra 53 öğrencinin zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırılması, kentte büyük yankı uyandırdı.
Olayın kaynağına ilişkin resmi bir açıklama yapılmazken, sosyal medyada öğrencilerin paylaşımları artmış; paylaşılan bir görselde üniversitede öğrencilere küflü hazır sandviç verildiği iddia edilmişti.
Yaşanan bu olayın ardından açıklama yapan Eğitim Sen Kırklareli Şube Başkanı Okan Balcı, üniversitelerde giderek artan taşeronlaştırma ve ticarileştirme politikalarının öğrencilerin yaşam hakkını tehdit eder hâle geldiğini söyledi.
“BU BİR TALİHSİZLİK DEĞİL, POLİTİKALARIN SONUCUDUR”
Okan Balcı açıklamasında, zehirlenme olayının “basit bir aksaklık” olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Öğrencilerin sağlığı, barınması ve beslenmesi kâr hırsına teslim edilemez! Kırklareli Üniversitesi’nde 53 öğrencinin hastanelik olması, yükseköğretim kurumlarında süregelen taşeronlaştırma, denetimsizlik ve ticarileştirme politikalarının acı bir sonucudur. Bu bir ‘talihsizlik’ değil, üniversitelerde yıllardır yürütülen politikaların doğrudan ürünüdür.”
Balcı, yemekhane hizmetlerinin özel şirketlere devredilmesiyle birlikte üniversitelerde hem öğrencilerin hem de eğitim emekçilerinin sağlığının maliyet hesabına indirgenerek riske atıldığını vurgularken, “Sağlıklı beslenme bir lütuf değil, temel insan hakkıdır. Ancak bu hak, özelleştirme politikalarıyla piyasanın insafına terk edilmiştir. Denetim mekanizmaları işlevsiz hâle getirilmiş, beslenme hakkı kâr amacı güdülen bir alana dönüştürülmüştür.” diye konuştu.
“ÖĞRENCİLER AÇLIK SINIRININ ALTINA İTİLİYOR”
Açıklamanın devamında yaşanan sorunun yalnızca zehirlenme vakasıyla sınırlı olmadığını belirten Balcı, üniversite öğrencilerinin temel yaşam koşullarına erişimde ciddi zorluklar yaşadığını ifade etti.
Balcı, “Öğrenciler hâlihazırda pahalılıkla ve barınma kriziyle mücadele ederken, şimdi de beslenme konusunda tehdit altındadır. Fahiş kiralar, yetersiz yurt kapasiteleri ve ekonomik kriz nedeniyle öğrenciler, uygun fiyatlı ve nitelikli gıdaya ulaşamamaktadır. Türkiye genelinde milyonlarca öğrencinin beslenme, barınma ve ulaşım gibi en temel ihtiyaçları dahi karşılanamıyor. Kira ve ulaşım ücretleri her ay artarken burs ve krediler yetersiz kalmakta; öğrenciler açlık sınırının altında yaşamaya zorlanmaktadır. Öğrenci yoksulluğu derinleşirken, eğitim hakkı fiilen ortadan kalkmaktadır.” dedi.
“DEVLETİN GÖREVİ ÖĞRENCİYİ PİYASAYA TESLİM ETMEK DEĞİLDİR”
Eğitim Sen Şube Başkanı Balcı, devletin gençleri piyasa koşullarına terk edemeyeceğini belirterek şu çağrıda bulundu:
“Devletin görevi, üniversitelerde eğitim gören gençleri ve eğitim emekçilerini piyasanın insafına bırakmak değil; insanca yaşamalarını, barınmalarını, ulaşım ve beslenme haklarının güvence altına alınmasını sağlamaktır. Eğitim hakkı, ancak bu temel haklar birlikte sağlandığında anlam kazanır.”
“KAMUSAL HİZMETLER YENİDEN ÖRGÜTLENMELİ”
Balcı, tüm üniversitelerde yemekhane, yurt ve ulaşım hizmetlerinin kamusal bir hak olarak yeniden örgütlenmesi gerektiğini dile getirerek şu talepleri sıraladı:
Yemekhane hizmetleri kamusal bir hak olarak sunulmalıdır. Gıda güvenliği ve hijyen denetimleri düzenli ve bağımsız şekilde yapılmalıdır. Öğrencilerin beslenme, barınma ve ulaşım hakları ücretsiz ve erişilebilir olmalıdır. Sorumlular hesap vermelidir.”
Açıklamasının sonunda Okan Balcı, Kırklareli Üniversitesi öğrencileriyle dayanışma içinde olduklarını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Kırklareli Üniversitesi’nde yaşanan bu olay yalnızca bir ilin meselesi değildir; kamusal eğitim hakkının sistematik biçimde tahrip edildiğinin göstergesidir. Öğrencilerimizin yaşam hakkı, kamu hizmetlerinin piyasaya açılmasına kurban edilemez. Eğitim emekçileri ve gençlerimizin güvenli, ücretsiz, sağlıklı koşullarda yaşamaları için mücadelemizi sürdüreceğiz.”


