top of page

MAVİ KELEBEKLER

Tarihler 11 Temmuz 1995’i gösterdiğinde Srebrenitsa’da 2.Dünya savaşından sonraki en büyük soykırımı başlamıştı. Sırp askerleri, 8372 Bosnalıyı katletti. Fakat bunu Dünyadan gizlemek istiyorlardı. Toplu mezarlar bulunmasın diye cesetleri çok uzağa gömdüler. Bölgenin bitki örtüsüne uygun bitkilerle üzerini örtmeye çalıştılar. Toplu mezarların bulunmasında kullanılan uydu resimlerinde manyetik değişkenlik taramasının yapılamaması için mezarların içine metal parçaları bıraktılar. Fakat hesap etmedikleri bir şey vardı; Toplu mezarların bulunduğu bölgede cesetlerin toprağı beslemesi sonucunda Artemis adında çiçeklerin oluşumu başladı. Çiçeklerin çoğalmasıyla birlikte sadece bu bitkiyle beslenen mavi kelebekler bölgede hızla çoğaldı. Bu hızlı değişimi gören yetkililer mavi kelebeklerin olduğu bölgelerde kazı çalışmaları yaptılar. Bunun sonucunda Bosna savaşına ait 300 adet toplu mezar bulundu. Yani Mavi Kelebekler soykırıma uğramış bir milletin toprak altındaki haykırışını gün yüzüne çıkartmıştı.Mavi Kelebeklerin sayısındaki artış uzmanların dikkatini çekmişti. İncelemeler yapılmaya başlandı Mavi Kelebeklerin yoğun olduğu yerde bitki örtüsünde ilginç bir zenginleşme vardı. Nedenini atıştırırken korkunç gerçekle karşılaştılar. O bölgeler toplu mezarlardı. Gömülen bedenler toprağa karıştıkça toprağın besleyiciliği artmıştı. Topraktaki protein ve mineral zenginliği Lavinia'larin ( Ölüm Çiçekleri) fışkırmasına sebep olmuştu. Bu çiçeğin özü ile beslenen Mavi Kelebeklerin sayısının artması ve belli bölgelerde yoğunluk kazanması bu yüzdendir. Bu sayede 300 toplu mezar bulunmuştur. İşte bu yüzden Bosna da Mavi Kelebek hem ölümü hem de yeniden doğuşun simgesidir. Kendi türünü toplu olarak katleden tek canlı insandır. Unutma! 11 Temmuz 1995...Srebrenitsa  yarasını hangi merhem sarar? O öyle bir yaradır ki; Her kanadığında tüm insanlığın kulaklarına 4 yaşında küçük bir çocuk fısıldar. O fısıltı ki yüreklerde çığlığa dönüşür.

''Çocukları küçük kurşunla öldürürler dimi anne?''

 Kuşatma sırasında yaşanıldığı anlatılan bir hikayede oldukça hüzünlü: “O gün Sırplar, Bosna’daki Birleşmiş Milletler Karargahına “Sadece kamp görevlileri içeride kalabilecek, aksi takdirde kamp bombalanacak” Ültimatomunu vermişti. Bosnalı Hasan kampta tercüman olarak çalışmaktaydı. Güvende olurlar diye bir süre sonra ailesini de yanına almıştı. Kendisi kamp görevlisiydi ama ailesi Sırplara verilecekti. Hollandalı Binbaşı baskılara dayanamayarak, görevli listesini istedi. Listedekiler kalacak, diğerleri Sırplara teslim edilecekti. Hasan panikteydi. Gidenlerin öldürüldüğü haberi gelmekteydi. Hiç olmazsa kardeşini kurtarabilmek için bir formül düşündü. Komutana götürdüğü personel listesinin sonuna 19 yaşındaki kardeşinin adını yazdı.
Listeyi inceleyen Hollandalı komutan parmağını listenin sonundaki bu isme basıp sordu:
‘Kim bu?’
‘Yeni alınan temizlikçi’ dedi Hasan. ‘İki hafta önce alınmıştı, ama Sırp kuşatması nedeniyle işe giriş formaliteleri tamamlanamadı.’ 
‘Hayır, bizde böyle biri çalışmıyor’ dedi komutan.
Pembe bir kalem aldı ve listeden kardeşinin ismini sildi. Bu kalem hareketiyle onu hayattan da silmiş oluyordu. Hasan kanı donmuş bir şekilde ayrıldı odadan. Çılgın gibi sağa sola koşturdu. Bütün yetkililere yalvardı. En sonunda ailesi ile birlikte kamptan ayrılmaya karar verdi. Ancak babası vazgeçirdi onu bu karardan;
‘Sen kalmalısın ve bu yaşananları tüm Dünyaya anlatmalısın’ dedi. Kucaklaştılar. Hasan, babasının, annesinin ve kardeşinin kamp çıkışında bir otobüse bindirildiğini gördü. Bu, onları son görüşü oldu. Bu acı hikaye beni zihnimdeki o söze götürdü;“Ve her şey bittiğinde hatırlayacağımız, düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.” Aliya İzzetbegoviçSrebrenitsa’ da bulunan 400 Hollandalı asker gücü, Sırplara direnmeyi bırakıp elindeki Bosnalı sığınmacıları da teslim etmişti ve sessiz kalmışlardı. 11 Temmuz 1995 günü Sırplar Srebrenitsa’da binlerce kişiyi öldürdü ve Dünya bu soykırıma gözlerini kapadı. Yaşamını yitiren 8372 kişiyi rahmet ve saygı ile anıyorum.

 


Kommentare


bottom of page