top of page
Yazarın fotoğrafıAhmet Güdücüoğlu

LEFTER

22 Aralık 1925 tarihinde Büyükada'da doğan Küçükandonyadis, İstanbul doğumludur. Futbola doğduğu yer olan Büyükada'da başladı. Futbol oynayabilmek için Taksim Spor Kulübü'ne yazıldı ve orada yetişti.

18 yaşına girer girmez askere giden Lefter, 3,5 sene boyunca askerlik yaptı. 1947 yılında döndüğünde futboldan vazgeçmemişti. Kariyerine Fenerbahçe'de devam eden Lefter, 1951-1953 yılları arasında 1 sene İtalya'nın Fiorentina, 1 sene de Fransa'nın Nice takımında oynadı ve tekrar Fenerbahçe'ye dönerek 1964 yılına kadar sarı-lacivertli takımda oynadı.

Yurt dışına transfer olana kadar 1947-1951 yılları arasında Fenerbahçe formasıyla 135 maçta 100 gol atan Lefter, yurt dışından döndükten sonra da performansını düşürmedi ve 11 senede 480 maçta 323 gol attı.

Resmi verilere göre 752 maçta 506 gol attığı bilinen Lefter'in kayıt dışı gollerle beraber 832 gol attığı biliniyor. "Ver Lefter'e Yaz Deftere" sloganı da golcü kimliğinden gelmektedir. Türkiye Milli Futbol Takımı'nın tüm yaş gruplarında toplamda 50 milli maç oynaması sebebiyle Altın Şeref Madalyası alan ilk Türk futbolcudur. 46 kez formasını giydiği A Milli Takımı'nda 21 gole imza atmıştır.

 3 yıl önce aramızdan ayrılan Ferhan Şensoy, Lefter Küçükandonyadis hayranıydı. Usta tiyatrocu, "Başkaldıran Kurşun Kalem" kitabında ona olan sevgisini şöyle anlatmıştı.

"İlkokul beşinci sınıftayım. Lefter hayranıyım. Akşam eve gelince gazetelerden Lefter’in fotoğraflarını kesip deftere yapıştırıyorum. Böyle bir Fenerbahçe defterim var. Aslında Lefter defteri de denilebilir.

Dönemin en güçlülerinden olan Macarları yenmiş ulusal takım için yazılmış; “Naci’yi geçmek zor. Sen Lefter’i bir de Macarlara sor” marşı, birinci sayfasını süslüyor defterimin. Hasta Fenerliyim. O kadar Fenerli değilim belki, Lefter hayranıyım. Ay-Yıldızlı formayla gol atıp maç kazandıran Lefter’e “Gâvur” dedi diye, arkadaşım Hayrettin’e hayatımın ilk yumruğunu atmışım. Elim çok acıyor, Hayrettin’e bir bok olmuyor.

Galatasaray Lisesi’ne girince, Naci Amcam bir Galatasaray rozeti takıyor bana. Artık Galatasaraylıyım, Lefter’e hayranlığımı hep gizleyerek. Amcam Karagümrük’ün onursal başkanı. Hafta sonları Vefa Stadı’nda maçlarına gidiyoruz. Benim aklım o sırada oynanmakta olan Fener maçında. Atmıştır herhâlde Lefter…

O zamanlar milyon dolarlar almazdı futbolcular. Lefter Abi Galatasaray Lisesi’nin önünden, benim demir parmaklıklar arkasından onu hayranlıkla izlediğimi görmeden, yürüyerek geçerdi. Hiç Ferrari ile, Porsche ile geçtiğini görmedim. Belki de yürüyerek Dolmabahçe Stadı’ndaki maça gidiyordu… Ada’dan vapurla gelmiş Sirkeci’ye besbelli, Karaköy’den Tünel’le ulaşmış Beyoğlu’na, İstiklâl Caddesi’ni yürüyor.

O sırada lisenin önünde, sağ eli havada, kılı kıpırdamadan kapıya saygı duruşunda bulunuyor, tepeden tırnağa sarı-kırmızı giyinmiş, Galatasaray’ın çok renkli amigosu, dolmuş şoförü Karıncaezmez Şevki. Lefter’i görünce dönüp ona bir selam çakıyor, Lefter Abi ona gülümseyerek el sallıyor ve yeniden lisenin kapısına yönelik saygı duruşuna geçiyor Şevki.

O okulda kurulmuştur çünkü Galatasaray Futbol Kulübü, Ali Sami Yen ve arkadaşları tarafından. Şevki’nin kapıya saygı duruşunun sebebi bu. Lefter’e saygısının sebebi ise şu; heykeli dikilecek bir ulusal kahramandır o.

Bin yaşasın Lefter Abi! Büyükada’ya da bir Lefter Küçükandonyadis heykeli yakışır yani."

 

5 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios

No se pudieron cargar los comentarios
Parece que hubo un problema técnico. Intenta volver a conectarte o actualiza la página.
bottom of page