top of page
Yazarın fotoğrafıAhmet Güdücüoğlu

Köy Enstitüleri

 Türkiye'de ilkokul öğretmeni yetiştirmek üzere 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı yasa ile açılan bir eğitim kurumlarıdır. Tamamen Türkiye'ye özgü olan bu eğitim projesini 28 Aralık 1938 tarihinde milli eğitim bakanı olan Hasan Âli Yücel tarafından bizzat yönetilmiştir. Köy enstitüleri, Türkiye tarihinin en etkili ve üzerinde en çok tartışılıp konuşulan eğitim projesidir. Cumhuriyet ilk kuruluş yıllarında ülkemizde okuma yazma oranı %5 (kadınlarda %04) bile değildi. Bunun yanı sıra nüfusun %80'lik bölümü köylerde yaşıyordu. Tüm yurtta 3000 kadar öğretmen mevcuttu. 40 bin köyün 35 bini okul ve öğretmensizdi. Mevcut geleneksel öğretmen okulları yılda 150 kadar öğretmen mezun ediyordu, bunlar da köylerde öğretmenlik yapmak istemiyorlardı. Köy enstitüleri, köy koşullarını bilen, dirençli öğretmenler yetiştirmek için açıldı. Köy enstitüleri, beklenenden çok daha kısa bir sürede ülkemizin eğitim ve kültür yaşamını derinden sarstı. Bu sarsıntı öylesine güçlü ve etkili olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’ün uyarılarını takiben Anadolu'nun özellikle de köylerin okulsuz ve öğretmensiz olduğu gerçeğinden hareket edilerek bu kurumlar açılmıştır. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün himayesinde, Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç'un çabalarıyla açılan köy enstitüleri ile köylerden ilkokul mezunu zeki çocukları toplayarak bu okullarda yetiştirdikten sonra yeniden köylere gönderilmesi hedefti. Böylece köy çocuklarının eğitilmesi, Cumhuriyet’in nimetlerinin köylere ulaştırılması, köyün ve köylünün yaşam tarzının değiştirilmesi ve köylülerin üretim ilişkileri içindeki rolünün daha etkili bir duruma getirilmesi amaçlanıyordu. Gazi Eğitim Enstitüsü’nde resim öğretmenliği ve yöneticilik yapan İsmail Hakkı Tonguç, 1935 yılında İlköğretim Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Bir köy çocuğu olan ve zor şartlar altında okuyan Tonguç, köyde eğitime ve eğitimde fırsat eşitliğine önem veriyordu. 1914’te daha çocukken Balkanlardan, Tuna boylarındaki bir köyden İstanbul’a gelip okumak için bir Osmanlı Paşasından yardım istemiş, Paşa ona “Evladım, parası olan okur, olmayan okuyamaz. İstanbul’da okumayı kolay mı sanıyorsun sen?” deyince “Görürsün sen, parası olmayan okur mu okumaz mı? Senin gibiler yüzünden babalarımız cahil kalmış, yoksul düşmüşler. Ne yapıp edip okumanın yolunu bulacağım. Benim gibi çocukların okuması için ömrümün sonuna kadar çalışacağım. Koca Paşa, eğer ömrün olursa nasıl okuduğumu görürsün. Yazıklar olsun !” diye söylenmişti. Köy Enstitüleri, işte bu içinde oluştuğu yangının eseri olacaktı.

 1940 yılından başlayarak, tarım işlerine elverişli geniş arazisi bulunan köylerde veya onların hemen yakınlarında, Balıkesir’den Kars’a, Aydın’dan Van’a, Samsun’dan Adana’ya zor şartlara sahip yerlerde 21 köy enstitüsü açıldı. Enstitülerde kitaba deftere dayalı ezberci bir eğitim öğretim yerine “iş için, iş içinde eğitim” ilkesi; yaşamın içinden değişmeyi ve aynı zamanda değiştirmeyi öğreten bir eğitim modeli uygulanıyordu. Buralardan mezun olan öğretmenler köylülere hem örgün eğitim verecek, okuma yazma ve temel bilgileri kazandıracak hem de çağdaş ve bilimsel tarım tekniklerini öğreteceklerdi. 1940-1946 arasında köy enstitülerinde 15.000 dönüm tarla tarıma elverişli hâle getirilmiş ve üretim yapılmıştı. Aynı dönemde 750.000 yeni fidan dikilmişti. Oluşturulan bağların miktarı ise 1200 dönümdü. Ayrıca 150 büyük inşaat, 60 işlik, 210 öğretmenevi, 20 uygulama okulu, 36 ambar ve depo, 48 ahır ve samanlık, 12 elektrik santrali, 16 su deposu, 12 tarım deposu, 3 balıkhane, 100 km yol yapılmıştı. Sulama kanalları oluşturularak enstitü öğrencilerinin uygulamalı eğitim gördüğü çiftliklere sulama suyu öğrenciler tarafından getirilmişti. Ne yazık ki bu Türk buluşu seçkin eğitim kurumları, daha kuruluş yıllarından itibaren yoğun bir eleştiri ile karşı karşıya kaldı. Köy enstitüsü uygulaması Hasan Âli Yücel'in 1946'da Millî Eğitim Bakanlığından ayrılmasıyla büyük bir darbe yedi. Hasan Âli Yücel'den sonra bakan olan Reşat Şemsettin Sirer zamanında Köy Öğretmen Okullarına dönüştürüldü. Bu okullar da Demokrat Parti döneminde 27 Ocak 1954'te kapatıldı. Kapatıldığı 1954 yılına kadar köy enstitülerinde 1398 kadın ve 15.943 erkek toplam 17.251 köy öğretmeni yetişmişti. Aralarında Fakir Baykurt, Ümit Kaftancıoğlu, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran, Adnan Binyazar, Pakize Türkoğlu, Ali Dündar, Mehmet Uslu, Mehmet Özel, Ali Yüce, Tahsin Yücel, Dursun Akçam, Aliyar Karaca, Mevlüt Kaplan’ın da bulunduğu çok sayıda eğitimci, yazar ve ülkemizin önde gelen birçok bilim insanı bu okullarda yetişmiştir. Ayrıca 8675 eğitmen ve 1248 sağlık memuru yetişmiştir.

30 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page