top of page
Yazarın fotoğrafıAhmet Güdücüoğlu

HİÇ VAKTİMİZ YOK

 İnsanın, kimsenin kimseye vakti olmayan bir zamanda, düşünmeden tereddüt etmeden gidebileceği bir yakını olmalıdır. Sınırlı olan insanların vakti değildir. Gerçekte olmayan kişinin sabrı ve hassasiyetidir. Herkes bir yaşam telaşına kapılırken, başkalarının mutluluğunu, ya da acısını paylaşacak büyüklüğe sahip kişileri bulmak oldukça zordur. Buna maalesef ne sabırları yetiyor, ne de duyguları. Kime sorsanız kendini yalnız hissediyor. Kişilerin çoğu yalnız olup, bunun sonucunda ise mutsuz bir durumda bulunmaktadır. Etrafınızda belki de binlerce insan varken, içlerinden kaçına duygularınızı açabiliyorsunuz? Gözyaşlarınızı silen dostlarınız, tok musun diye soran komşularınız var mı? Acılarınıza dokunan sırtınızı dayayabileceğiniz yakınlarınız ve başınızı omzuna yaslayabileceğiniz sevdiğinizin sayısı ne kadar? Sizi etrafınızda gerçekten dinleyen kaç insan var acaba saydınız mı hiç? Mutluluğunuzda sizinle birlikte sevinç çığlıkları atan, mutsuzluğunuzda sizinle dibe kadar inip sizi o karanlık kuyudan çıkaran, kaç tane dostunuz mevcut? Dar gününüzde cebindeki üç beş kuruşu sizinle paylaşan kaç ‘yakınınız’ var?“Aman boş ver, geçer” ya da “Hayat devam ediyor” gibi klişe geçiştirme sözlerden ibaret dostluklar değil anlatmak istediğim. Hayatınızın nasıl devam ettiğini soran, ben varım atlatırız diyen vefakâr insanlar, parmak sayısı kadar azaldı. Bu yüzden hayali karakterler yaratıp, olan biten her şeyi onlarla paylaşıyoruz. Genelde huzur bulduğumuzu farz ederek kendimizi rahatlatma, teselliyi kendimizde bulma cabası içindeyiz. Anlaşılmaktan çoktan vazgeçmiş, dinlenilmeyi bekleyen yalnız insanlar kalabalığı.“Ah, kimsenin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya…” demişti Gülten Akın.Kimsenin vakti yok uzun uzun dinlemeye, anlamaya ve sevmeye.

 

 

11 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page