“Hayatı şiirle yaşıyorum”
- Özlem KARAKOYUN

- 17 Eki
- 2 dakikada okunur
Lüleburgaz 3. Edebiyat ve Kitap Fuarı’nda okurlarıyla buluşan şair ve yazar Yalçın Aydın Ayçiçek, “Hayatı şiirle yaşıyorum” diyerek dil öğrenme tutkusu, edebiyata bakışı ve çocuklara şiiri sevdirmeye yönelik çalışmalarını anlattı.


Lüleburgaz 3. Edebiyat ve Kitap Fuarı’nda yerini alan yazarlardan biri olan Yalçın Aydın Ayçiçek, hayatını şiirle yaşadığını ve bu tutkusu doğrultusunda eserler kaleme aldığını söyledi.
1961 doğumlu olan Ayçiçek, Gazi Üniversitesi İktisat Bölümü mezunu. Şimdilerde ise Arapça öğrenmek amacıyla Namık Kemal Üniversitesi İlahiyat Bölümü’nde eğitimine devam ediyor.
Dil öğrenmeye olan ilgisini anlatan Ayçiçek, “Emekli olduktan sonra daha çok vaktim oldu. Hayatın koşturmacası bazen asıl yapmak istediklerimizin önüne engel olarak çıkabiliyor. Bir işi çok iyi yapıyor olmak, o işe ait olduğumuz anlamına gelmez. Farsça, Arapça ve Osmanlıca eserlerin içeriği her zaman çok ilgimi çekmiştir. Ancak onları anlayabilmek, o dilleri öğrenmekten geçiyor. Emekliliğimin ardından Osmanlıca ve Arapça kurslarına gittim. O zamandan beri öğrenmeye ve kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Gençlere tavsiyem; tutkusu olduğunuz işin peşinden gidin, kendinizi sürekli yenileyin, geliştirin. Öğrenmenin ve yazmanın yaşı yok.” ifadelerini kullandı.
Ayçiçek’in Farsçaya olan ilgisi ise Ömer Hayyam’ın insan yaşamını, aşkı, sevgiyi, dünyayı ve yaratılışı anlamaya yönelik derin duygularla işlediği “Rubailer” eserinden geliyor. Bu ilgisini bir çalışmaya dönüştürdüğünü belirten Ayçiçek, “Hayyam'ın rubailerini Türkçeye kazandıran 18 Türk yazarın 18 kitabında yer alan 5 bin 236 rubaiyi inceledim, taradım, derledim ve gruplandırdım. Ardından bunları sınıflandırarak 834 rubaiyi tek bir külliyatta topladım.” dedi.
Şiire olan derin sevgisini ise şu sözlerle anlattı: “Kutsal kitaplardan Zebur, mezmurlardan yani şiirlerden oluşur. İnsanlığın ilk yazıtları olan Sümer tabletleri de şiirlerle doludur. Şiir, insanlık tarihinde daima bir yer edinmiştir. Bu geleneğin sürdürülebilir olması gerekir. Biz de bugünü geleceğe şiirleştirerek bırakmalıyız.”
Bazı eserlerinde bilinçli olarak şifreli bir dil kullandığını ifade eden Ayçiçek, bu tercihini şu şekilde açıkladı: “Her yazar okuyucunun yüreğine dokunmak ister. Ben de isterim ama okuyucunun, benim ona ne vermek istediğimi anlamasını da isterim. Bazı eserlerimde anlamı bilerek zorlaştırırım. Böylece eseri sihirli bir yolculuğa dönüştürürüm. Sürükleyici hale getiririm; çünkü güzel olan şeyler, asıl mesaja ulaşana kadar okuyucuyu merakla ve keyifle okumaya teşvik etmelidir.”
Çocuklara şiiri sevdirebilmek için geleneksel Türk masallarını ve dünya klasiklerini şiirleştiren yazar, bugüne kadar Pinokyo, Keloğlan, Bremen Mızıkacıları, Kırmızı Başlıklı Kız, Nasreddin Hoca ve Küçük Kara Balık gibi öyküleri şiir formunda yeniden kaleme aldı. Ayrıca yazarın “Beşi Bir Yerde” serisiyle birlikte Beş Kadın, Şiir Uyumaktır ve Tanrı Resimli Göçmen Tarihi adlı eserlerinin de yolda olduğu öğrenildi.
Yalçın Aydın Ayçiçek, şiiri yalnızca bir sanat dalı değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olarak gördüğünü belirterek, “Hayatı şiirle yaşıyorum” sözleriyle edebiyata olan derin bağlılığını bir kez daha vurguladı.


