Geronimo
- Ahmet Güdücüoğlu

- 22 Eki
- 2 dakikada okunur
Geronimo
Amerikalı General Philip Sheridan bir gün dudaklarından buz gibi bir söz döktü. “The only good Indian is a dead Indian.”
En iyi Kızılderili, ölü Kızılderiliydi ona göre. Ve beyaz adam o buyruğu harfiyen yerine getirdi. Çoluk çocuk demeden kesti biçti.
Kadınların elleri, burunları, kulakları “eğlence olsun diye” koparıldı.
Memeden kesilmemiş bebekler annelerinin göğsünden sökülüp, fırlatılan taşlar gibi yere çalındı. İspanyol tarihçi Bartolome de Las Casas gördüklerini satırlara böyle kazıdı.
Bu satırlar, insanlık tarihinin en kara kitabında hala kan sızdırıyor.
1858 yılının bir ağustos gecesi…New Meksiko’nun dumanlı dağlarında kaçak bir Apache dönüp gizlice yuvasına geldi.
Karşısına çıkan manzara, Las Casas’ın yüzyıllar önce anlattığı vahşetin tıpatıp kopyasıydı. Annesi, eşi ve üç çocuğu öldürülmüştü.
Kadınların bedenleri parçalanmış, çocuklarının kafaları taşlara vurulmuştu. O an, yemin etti. O güne dek hiçbir beyazın kanına girmemişti. Artık beyazlar onun düşmanı idi. Adı Geronimo idi.
Bu adı ona Avrupa'dan gelenler takmıştı. Askerler onun savaş çığlıkları atarak üzerlerine saldırdığında, korkuyla “Jeronimo!” diye Aziz Jerome’a dua etmeye başlardı. Kendi halkı ona Gokhlayeh, yani Esneyen Adam derdi. Esneyen Adam’ın intikam ateşi Apachilerin damarlarına yayıldı. Arizona ve New Meksiko’da adı gök gürültüsü gibi yankılandı. Artık bağışlama yoktu. Beyaz adam ölmeliydi diye düşünüyorlardı. Acıma duygusunu kaybetmişti çünkü acıdan başka sermayesi kalmamıştı. Amerika Birleşik Devletleri onun başına ödüller koydu. Defalarca yakalandı, her seferinde kaçtı. On yıl boyunca dumanlı dağlar Geronimo’nun sığınağı, özgürlüğün son kalesi oldu. 1894’te, beş bin Amerikan askeri peşine düştü. Ama onu bulamadılar. Bulamadıkça köylere saldırdılar, kadınları ve çocukları katlettiler. Geronimo’nun teslim olmasından başka yol bırakmadılar. Ve o, halkını daha fazla ölüme sürüklememek için boyun eğdi. Artık özgür biri değil, savaş esiriydi. 1909’da Oklahoma’da işkenceyle can verdi. Kızılderili Mahkumlar Mezarlığı’na gömüldü. Ama mezarı bir gün sonra kazıldı, bedeni çalındı. Bugün Fort Sill’deki mezar yalnızca bir taş yığınıdır, içinde Geronimo yoktur. Onun bedeni kayıp, ruhu ise hala dumanlı dağlarda dolaşır. Yüzyıllar sonra, Amerika Birleşik Devletleri Usame Bin Ladin’i öldürmek için düzenlediği operasyonun kod adını “Geronimo” koydu. Yani kinleri hala sürüyordu. Geronimo, Apache ulusunun son savaşçısıydı. Onun ölümüyle Apachiler tarihin rüzgarında savrulup gitti. Ama Arizona’da adı hala bir efsanedir.
Ve tarih onun şu sözünü ölümsüzleştirdi.
“Kadınlarımız çocuk doğduğunda, elleriyle bebeğin ağzını kapatır.
Ağlamayı öğrenmesin diye. Çünkü bir Apache bebeği için ağlamak, beyaz adamın kurşunlarına davetiye çıkarmaktır.”
Tarih, halkı için canını ortaya koyanları asla unutmaz.
Geronimo da unutulmadı. Çünkü o, dumanlı dağların eğilmeyen başıydı.


Yorumlar