Dallar Yeşil Olmalı
- Ahmet Güdücüoğlu

- 26 Ağu
- 2 dakikada okunur
”Salkım salkım tan yelleri estiğinde
Mavi patiskaları yırtan gemilerinle
Uzaktan seni düşünür düşünürüm
İstanbul
Binbir direkli Halicinde akşamlar
Adalarında bahar, Süleymaniyende güneş
Hey sen ne güzelsin, ey kavgamızın şehri
İstanbul
Boşuna çekilmedi bunca acılar
Büyük ve sakin Süleymaniyenle bekle
Parklarınla, köprülerinle, meydanlarınla
Bekle bizi, İstanbul”
diyordu Vedat Türkali. Adı Abdülkadir Demirkan’dı. Yıllar sonra mahkemeye başvurup, geldiği soyun adını
alacaktı: ‘Pirhasan’. Samsun’da 1919 yılında doğmuş, kentin Kürkçüoğlu mahallesinde büyüdüğü için kendini hep talihli
saymıştı. Romanlarına da konu olacak İstanbul Üniversitesi yıllarında Türk Dili ve Edebiyatı okudu. Maltepe’de, Kuleli Askeri Lisesinde yüzbaşı rütbesiyle edebiyat öğretmenliği yaptı. Vedat Türkali, Türk çağdaş edebiyatının önde gelen yazarları arasında yerini aldı. 1950’li yılların başında, siyasal eylemlerde bulunmakla suçlanarak tutuklandı. 9 yıl hapsi istendi, 7 yıl sonra şartlı tahliye edildiğinde dostu Rıfat
Ilgaz’la birlikte “Gar Yayınları”nı kurdu.“Mavi Karanlık”, “Yeşilçam Dedikleri Türkiye”, “Bir Gün Tek Başına”, “Güven”
gibi çok okunan romanlarında akıcı üslubuyla insanın iç çekişmelerini, entelektüel çevreyi, aşkı, mücadeleyi, İstanbul sokaklarını, o sokaklarda dolaşan Tahir’i,
Necla’yı anlattı. “Otobüs Yolcuları”, “Üç Tekerlekli Bisiklet”, “Kara Çarşaflı Gelin”,“Karanlıkta Uyananlar” gibi erken
dönem Türk sinemasının önemli filmlerine senaryo yazarı olarak imza attı. Hem kitaplarıyla hem senaryolarıyla yurt içinde ve yurt dışında sayısız ödül aldı. 1970 yılında “Dallar
Yeşil Olmalı” adlı oyunuyla TRT’den de ödül almıştı. Son yıllarına kadar çalışmayı, üretmeyi sürdürdü. Ona “bilge yazar” dediler. 29 Ağustos 2016’da hayatını kaybetti.
Bir kitabında
“Bitmeyen ne var ki?” diyordu Vedat Türkali.
“Dünya da bitecek. Güneş bitecek.
Yıldızlar bitecek. Kıpkırmızı umudumuz, sevgi
yüklü tomurcuk, sen bitmedikçe hiçbir şey
bitmeyecek.” diyordu.
Ve güzel dizelerine devam ediyordu:
“Biliyorum bir gün karanlıkta
kesecekler yolumuzu
ya siz çocuklar
nasıl anlatmalı sizlere olup bitecekleri
çocuklar bizim dediğimiz
yüzünüze utanç duymadan bakmaktır
mal mülk değil istediğimiz
size namuslu bir dünya bırakmaktır.”



Yorumlar