top of page

84 yaşında ‘arı gibi’ bir ömür!

Almanya’da geçen uzun bir çalışma hayatının ardından emekliliğinde Türkiye’ye dönen 84 yaşındaki Hüseyin Aydın, Lüleburgaz Halk Eğitim Merkezi’nin arıcılık kursuna katılarak doğaya olan sevgisini üretime dönüştürüyor; bilgisini çocukları ve torunlarına aktarmayı hedefliyor.

ree
ree
ree

Lüleburgazlı Hüseyin Aydın, yıllarca Almanya’da çalıştıktan sonra emekliliğinde Türkiye’ye döndü.

Lüleburgaz Halk Eğitim Merkezi’nin arıcılık kursuna katılan 84 yaşındaki Aydın, doğaya olan ilgisini üretime dönüştürürken bilgisini çocukları ve torunlarıyla paylaşmayı hedefliyor.

1942 yılında Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesine bağlı Umurca köyünde dünyaya gelen Hüseyin Aydın, yokluk içinde geçen çocukluk yıllarından Avrupa’da süren uzun bir çalışma hayatına, oradan da yeniden toprağa uzanan yaşam öyküsüyle dikkat çekiyor.

Lüleburgaz’da bir süre çeşitli işlerde çalıştıktan sonra 1970 yılında iş için Almanya’nın Berlin kentine giden Aydın, uzun yıllar boyunca burada emek verdi. Emekli olduktan sonra da bir süre çalışarak Almanya’da yaşamını sürdüren Hüseyin Aydın, eşinin vefatının ardından 2024 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yaptı.

Türkiye’ye dönüşüyle birlikte yaşamını daha sakin, üretime dayalı ve doğayla iç içe bir düzene taşımayı hedefleyen Hüseyin Aydın, kızının yönlendirmesiyle Lüleburgaz Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan arıcılık kursuna katıldı. Çocukluğundan bu yana doğaya karşı özel bir ilgisi olduğunu belirten Aydın, bu ilgiyi bilinçli bir üretime dönüştürmek istediğini ifade etti.

“Doğayı her zaman sevdim. Toprakla uğraşmak bana iyi geliyor. Kızım ‘Baba bunu kursla, öğrenerek yap’ deyince ben de arıcılık kursuna başladım” dedi.

Kursa, beş kızından biri olan Sibel Aydın ile birlikte katılan Hüseyin Aydın, bu süreci bir aile faaliyeti olarak gördüklerini söyledi.

Meral, Seval, Nihal ve Neval isimli dört kızı daha bulunan Aydın’ın beş de torunu var. Torunlarının da üretimin bir parçası olmasını istediğini vurgulayan Aydın, “Torunlarım marketten alınan gıdayla değil, toprağın içinden gelen besinlerle büyüsün istiyorum. Doğal üretimi öğrensinler, emeğin ne demek olduğunu bilsinler diye onları da bu sürecin içine katıyorum” diye konuştu.

Arıcılığın ailesinde geçmişe dayanan bir uğraş olduğunu anlatan Hüseyin Aydın, dedeleri ve amcalarının arıcılık yaptığını, babasının ise bu işle ilgilenmediğini söyledi. Yıllardır içinde kalan bu isteği emeklilikten sonra hayata geçirdiğini belirten Aydın,

“Dedelerim ve amcalarım arıcılık yapmış. Babam yapmamış ama ben hep yapmak istedim. Çalışmayı seviyorum. Ömrümün 75 yılını çalışarak geçirdim, bundan sonra da üretmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

Geçmiş yıllardaki yaşam koşullarına da değinen Hüseyin Aydın, çocukluk ve gençlik döneminde yaşadığı zorlukları anlattı.

“Bizim zamanımızda çok fakirlik vardı. Köyden çarşıya her gün yürüyerek işe gelirdim. Saatler öncesinden evden çıkardım. Şimdi ulaşım daha kolay.” diyen Aydın, günümüzde yaşam şartlarının ve ulaşım imkânlarının daha iyi olduğunu dile getirdi.

Türkiye’ye döndükten sonra toplumsal alanda birçok olumlu değişiklik gördüğünü ifade eden Hüseyin Aydın, özellikle Halk Eğitim Merkezlerinin sunduğu kursların önemine dikkat çekti.

“Türkiye’ye döndüğümde her şeyin daha güzel olduğunu gördüm. Halk Eğitim Merkezi çok kıymetli bir hizmet veriyor. Pek çok kişiye sanat ve meslek öğretiyorlar” sözleriyle bu kursların topluma sağladığı katkıyı vurguladı.

Arıcılığın yanı sıra farklı sebze türleri de yetiştiren Hüseyin Aydın, üretimde tamamen doğal yöntemleri tercih ettiğini belirtti. Kimyasal gübre kullanmadığını söyleyen Aydın, bio gübreyi kendi imkânlarıyla hazırladığını anlattı:

“Ağaçtan düşen yaprakları topluyorum, evde tükettiğim gıdaların kabuklarını değerlendiriyorum. Bunlardan bio gübre yapıyorum. O gübreyle yetişen ürünler hem daha lezzetli hem de daha sağlıklı oluyor.”

Üretimin kendisi için sadece bir uğraş değil, aynı zamanda bir hayal olduğunu dile getiren Hüseyin Aydın, arıcılıktan beklentisini de şu sözlerle ifade etti:

“Kızlarımla, torunlarımla oturup kahvaltı ederken kendi ürettiğimiz balı kaymağın üzerine sürüp yemek istiyorum. Bu benim için en büyük mutluluk. Emek vererek ürettiğimiz bir şeyi ailece paylaşmak çok kıymetli.”

Arıcılık kursunun kendisi için önemli bir başlangıç olduğunu belirten Hüseyin Aydın, kursun açılmasında emeği geçen Lüleburgaz Halk Eğitim Merkezi Müdürü Kasım Konak’a ve kurs öğreticisi Fatmagül Korkmaz’a teşekkür etti. Aydın, verilen eğitimin hem teorik hem de uygulamalı açıdan kendisine çok şey kattığını ifade ederek bu tür kursların yaygınlaşmasının önemine dikkat çekti.

Arıcılığı uzun vadeli ve bilinçli bir üretim olarak planlayan Hüseyin Aydın, bu işe başlamadan önce detaylı bir araştırma yaptığını da anlattı. Arıcılığa uygun koşullara sahip bir alan arayışına girdiğini belirten Aydın, gerekli incelemeleri yaptıktan sonra arıcılık yapabilmek için bir yer satın aldığını ifade etti. Aydın, doğru alan seçiminin hem arı sağlığı hem de verimli üretim açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.

İleri yaşına rağmen öğrenmeye, üretmeye ve bilgisini ailesiyle paylaşmaya devam eden Hüseyin Aydın, yaşam boyu öğrenmenin, emeğin ve doğayla uyumlu üretimin güçlü bir örneğini ortaya koyuyor.

bottom of page