Yaşam çağrısında bulundular!
- Özlem KARAKOYUN

- 2 saat önce
- 2 dakikada okunur
“OSB önünde Ergene Nöbeti”


Ergene Nehri’nde yaşanan kirliliğe tepki göstermek için Büyükkarıştıran beldesinde bulunan Organize Sanayi Bölgesindeki arıtma tesisinin devreye alınarak halk sağlığının korunması amacıyla nöbet eylemine başlanıldı.
25 Aralık Perşembe günü saat 13.00’te Büyükkarıştıran Organize Sanayi Bölgesi binası önünde Ergene Nöbet Çadırı kuruldu.
Lüleburgaz Kent Konseyi ile Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu tarafından kurulan çadırın, Ergene Nehri’ndeki kirliliğe karşı sürekli ve kararlı bir mücadele yürütmek, yetkililerin verdiği sözleri unutturmamak ve kamuoyunun dikkatini bölgede yaşanan çevre felaketine çekmek amacıyla oluşturulduğu belirtildi.
Nöbette konuşan Lüleburgaz Kent Konseyi üyesi Adnan Tansu Şahin, yaşananları doğrudan ve sert ifadelerle dile getirdi.
Büyükkarıştıran OSB önünde kurulan Ergene Nöbet Çadırı’nda konuşan Lüleburgaz Kent Konseyi üyesi Adnan Tansu Şahin, Ergene Nehri’ndeki kirlilik ve Trakya’daki su krizine sert sözlerle tepki gösterdi.
Şahin konuşmasında, “Burada olmamızın tek bir nedeni var. Biz yaşamak istiyoruz. Biz kanserden ölüyoruz ama Trakya’nın kanser verileri açıklanmıyor. Gerçek var ama yokmuş gibi davranılıyor” dedi.
Temiz su sorununun artık bir ihtimal olmadığını vurgulayan Şahin, “Temiz su sıkıntısı artık bir ihtimal değil, yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kayalı Barajı’na dikkat çeken Şahin, “Yıllardır Edirne’ye ve Kırklareli’ye içme suyu veren Kayalı Barajı can çekişiyor. Geçen yıl kuraklık yüzünden ayçiçeği tarlaları yandı. Bu yıl buğday var gibi görünüyor ama ilk donda onlar da gidecek” diye konuştu.
Sulu tarımın bittiğini belirten Şahin, “Taş ocakları, RES’ler derken orman da gitti, su da bitti. Biraz İstanbul’a, biraz Edirne’ye derken akiferler de boşaldı” dedi.
“BUGÜN ERGENE’DE AKAN ŞEY SU DEĞİLDİR”
Ergene Nehri’ndeki kirliliğe vurgu yapan Şahin, “Bugün Ergene’de akan şey su değildir. Ne olduğu belli olmayan kirli bir sıvıdır” sözleriyle durumun vahametini anlattı. Bölgeye nükleer santral yapılmak istenmesine de tepki gösteren Şahin, “Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de nükleer santral getirmeye kalkıyorlar. Bu Trakya halkını yok saymaktır. Trakya’nın geleceğini yok etmektir” ifadelerini kullandı.
Organize sanayi bölgesindeki arıtma tesislerine ilişkin eleştirilerde bulunan Şahin, “Arıtmaların neden çalışmadığı bile açıklanmıyor. Bırakın takip etmeyi, neden çalışmadığı bilinmiyor bile” dedi. Eleştirilerini yalnızca iktidara değil, seçilmiş yöneticilere de yönelten Şahin, “Hadi iktidar yok saydı ama kendi ellerimizle seçtiklerimiz de Ankara’ya gidince bizi yok saydı. Kim geldi, kim ilgilendi, kim gerçekten takip etti?” diye sordu.
On yıllık bir gecikmeden söz ettiklerini ifade eden Şahin, “Biz cenazede yanımıza gelip sarılmanızı istemiyoruz. Biz mücadelede yanımızda olmanızı istiyoruz. Hesap sormanızı istiyoruz” dedi. Sürecin hukuki zemine taşınması gerektiğini vurgulayan Şahin, “Eğer gerçekten sorumluluk hissediyorsanız bu süreci mahkemeye taşıyın. Açık söylüyoruz, dava açmayan herkes bilsin ki bu mesele samimi değildir. Bu bir siyasi şovdur” ifadelerini kullandı.
“GELİN YÜZÜN, YÜZÜNÜZ VARSA”
2015 yılında yapılan açıklamalara da atıfta bulunan Şahin, “2015’te burada yüzeceğiz diyenlere sesleniyoruz; gelin yüzün, yüzünüz varsa. Üzerinden on yıl geçti” dedi. Taleplerinin net olduğunu vurgulayan Şahin, “Büyükkarıştıran Organize Sanayi Bölgesi’nde arıtma derhal ve tam kapasiteyle çalıştırılmalıdır. Arıtma sistemi Marmara derin deşarja bağlanmalıdır. Arıtma çalışana kadar tüm fabrikalar kapatılmalıdır” diye konuştu.
Konuşmasının sonunda denetim ve sorumluluk çağrısını yineleyen Şahin, “Büyükkarıştıran OSB’nin idari ve teknik tüm dosyaları eksiksiz incelensin. Denetim yapmayan, görevini ihmal eden herkes hakkında hukuki işlemler başlatılsın. Sorumlular hesap versin, veriler şeffaf şekilde paylaşılsın ve Büyükkarıştıran Organize Sanayi Bölgesi yönetimi derhal istifa etsin” dedi.
Bölgedeki nöbet çadırının arıtma tesisi devreye alınan kadar açılmasının planlandığı belirtildi.


