Talan değil taban fiyatı istiyoruz!

“Buğday üreticisinin sesine kulak verdiler”

Sol Parti Kırklareli İl Örgütü, gazetemize yaptığı ziyarette çiftçinin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, iktidarın ithalat politikalarına ve üreticiye verilen yetersiz desteğe sert tepki gösterdi.

Sol Parti Kırklareli İl ve Lüleburgaz İlçe yöneticileri gazetemizi ziyaret ederek, gündemdeki tarımsal sorunlara ve buğday üreticilerinin yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti.

İl Başkanı Celal Midilli, Sol Parti Kırklareli İl Örgütü adına önemli açıklamalarda bulundu.

Midilli, ekmeğin tüm dünya ülkelerinde temel gıdaların başında geldiğini hatırlatarak, “Geçmişte yaşadığımız Covid 19 salgını nedeniyle gıda güvenliği ve buğday üretiminin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Ülkemizde buğday üretiminin yüzde 90'ı kuru tarım alanlarında yapılıyor. Bu nedenle üretimdeki rekolte iklim koşullarına göre artıyor veya azalıyor.

Buğday üretimini ve rekoltesini etkileyen diğer nedenlerin başında da hükümetin tarım politikaları ve uygulamaları önemli yer tutuyor. Buğday üretimini etkileyen nedenler sırası ile; desteklemeler, primler, gübre kullanımı, mazot fiyatları, tohum fiyatları, arazi kirası, traktör ve ekipmanları ile ayrıca hükümetin hasat zamanı fiyatı düşürmek için yurt dışından buğday ithal etmesi.

Taban Fiyat Belirlemede Temel Ölçütler; Gübre kullanımı; Gübre ton fiyatı 15-18TL ye yükselmiştir. Mazot; Mazot litre fiyatı 48TL ye yükselmiştir. İlaç; İlaç fiyatları geçen yıla göre %50 artmıştır. Tohum; Tohum 20-22 TL ye yükselmiştir.

Ülkemizin bazı bölgelerinde buğday hasadı başlamış ve devam etmektedir. Taban fiyatı hala açıklanmadı. Geçen yılın girdi maliyeti 7-8 TL arasında iken hükümet tarafından taban fiyatı 9.25 TL idi. Borcu olan küçük üretici buğdayını zararına tüccara, tefecilere ofis değerinin çok altında satmak zorunda kalmıştır.” ifadelerini kullandı.

 "ÜLKEMİZİN ÇİFTÇİSİNE DEĞİL, İTHALATA DESTEK VERİLİYOR"

Açıklamasına devam eden İl Başkanı Celal Midilli, “Kendi ülkesinin tarım girdi maliyetlerini düşürmeyen, girdi fiyatlarını en üst seviyede tutan AKP iktidarı, savaş halinde olan Rusya ve Ukrayna'dan buğday ithal etmektedir. Ülkemiz çiftçisine hiçbir katkı yapmadan, ithal buğday ile buğday fiyatlarını geçen yılki seviyede tutmaya çalışıyor.

Ülkemizde gerçek enflasyonun %100 'ü geçmiş olması göz önüne alınarak:

Tüm ülkede hasat başlamadan yukarıda saydığımız tarım girdiklerini hesaba katıp, buna çiftçi refah payını da ekleyerek, buğday taban fiyatının 15-18 TL. arasında olması gerekmektedir. Bu yıl ülkemizde yaşanan kuraklıkta göz önünde alınarak taban fiyatı açıklanmalıdır.

Bu yılda üretim maliyetinin altında buğday fiyatı açıklanacak buğday üreticileri; Toprak Mahsulleri Ofisinin, Borsaların, Fabrikatör ve Tefecilerin insafına bırakılmamalıdır.

Dünyanın bütün ülkeleri bütçelerinin önemli bir kısmını tarıma özel destek ve primler olarak ayırmaktır.

Tarım ve hayvancılık desteklemeleri bazı ülkelerde bizim toplam bütçemiz kadardır. Hollanda gibi toplam yüz ölçümü Trakya’dan biraz büyük olan ülkenin çiftçilik ve hayvancılığı desteklemesi sonucunda dünyanın birçok ülkesine süt ürünleri ve tahıl ihraç etmektedir.

Avrupa ülkelerindeki çiftçiler ve hayvan üreticileri gibi örgütlenme ve mücadele geleneği olmayan Türkiye çiftçisinin emeği tefecilere ve ofise peşkeş çekiliyor.

Çiftçilerin örgütlü olduğu Ziraat Odaları bu durumu seyretmemeli. Çay üreticileri gibi ülkenin çeşitli yerlerinde hak arama mücadelesi yürütmelidir.

AKP-MHP iktidarı bu yılda artan girdi fiyatlarını hesaba katmadan belirleyeceği buğday taban fiyatı çiftçiyi büyük oranda sefalete sürükleyerek önümüzdeki yıl tarımdan koparıp, tarım arazilerinin boş kalmasına neden olarak, buğday üreticisinin toprağına tefeci ve bankaların el koymasına yol açacak.

Talan değil Taban fiyatı istiyoruz. Üreten biz yöneten de biz olacağız.” dedi.