SINIRLARIMIZDA NELER OLUYOR?

Kriz yönetimi uzmanlık ve tecrübe gerektiren bir iştir.

İşi biliyorsan ve stratejik bir plânın da varsa, sorunu az masrafla çözmek mümkündür.

Bugün Suriye de ABD, İngiltere ve İsrail, sorunu az masrafla çözdüler. Herkesin ağzına sürdüğü birer parmak bal ile, kan dökmeden plânın birinci aşamasını uyguladılar. Emperyalizm veresiye ile çözemeyeceği sorunları, az masrafla çözmüştür. İşte kazan, kazan formülü budur.

Bundan sonra herkes plâna sadık kalmak zorundadır. Rüzgâra karşı tükürmenin sakala zararı vardır.

Sıra "Türk Kürt İslam Devleti" ni dayatmaya gelmiştir.  Bu durum, Türkiye'ye, size "Misak-ı Milli" sınırlarına ulaşma imkanı veriyoruz diye sunulacaktır. Propagandalar başlamıştır. Herkes her şeyi iki aydır biliyordu. Bir siyasetçinin Öcalan çıkışı bu plandan bağımsız değildir.  Bir süre sonra düşmanlar dost, dostlar düşman olacaklardır.  Türkler ile Kürtleri can ciğer kuzu sarması olarak görürsek şaşırmayalım. Suriye diye bir devlet kalmamıştır. Plana göre, mevcut oluşum beş yıllık bir projedir.

 Beş yıl sonra HTŞ buharlaşıp uçacak (HTŞ=Heyet Tahrir el-Şam/Şam Kurtuluş Hareketi), İsrail bölgeye tamamen yerleşecektir. Böyle olacağı Özgür Suriye Ordusu unsurlarının Halep'ten aşağıya yaklaştırılmamasından bellidir. İran’ın nükleer deneme yapmadan hedefe ulaşılmak istenmektedir.

İsrail, bizim için Yukarı Mezopotamya'daki su kaynakları ve hububat kuşağı vazgeçilmezdir diyor. Yani bizim Güneydoğu Bölgemizi kastetmektedir.

Burayı da kansız ele geçirmek için "Türk Kürt İslam Devleti Federasyonu" nu dayatmak istiyorlar. Hedeflenen yerler Kürt Bölgesi olacağından uzun vadede İsrail, Kürt dayanışması ile sorunu çözecek diye düşünülmektedir.

Bu plan, zamanın Başbakanı Süleyman Demirel'e, ABD Dışişleri Bakanı Henry Ksinger tarafından teklif edilmiş ve Demirel tarafından reddedilmiştir.

Aynı plan, Bülent Ecevit, Erbakan ve Muhsin Yazıcıoğlu'na da teklif edilmiş, hepsi reddetmişler ve bir şekilde yönetimden uzaklaştırılmışlardır. Hatta suikaste kurban edilmişlerdir. Emperyalist ve Siyonist Planlar yüz yıllık plânlardır.

Plâna sadık kal, güçten güç devşir. Yükselen elden tut ve sana da yüksek tuzaklar kurulmaktadır.

Bu plan, günümüz(ve günümüzden önceki) yetkililer tarafından uygun görülmüş, BOP Projesinin Eş başkanlığı kabul edilmiştir.

 Plana sadık kalınarak süreç devam etmektedir. Aklı yemde olan kuşun, ayağı tuzaktan kurtulmaz derler. Türkiye'yi yönetenlerin aklı yemde değil, başlarında olması zorunludur.

Bütün bu tezgâhları gördükten sonra, bu günkü muhalefet patileriyle, bu gidiş durdurulabilir mi? İnanın hiç sanmıyorum.

Tecavüz gerçekleşince herkes keyif almaya bakacaktır.  Bakın Suriye de öyle oldu.

ALINTI-Necdet Topçuoğlu’na teşekkürlerimle.