Singlerity
- olci

- 27 Ağu
- 1 dakikada okunur
elâfuz ederken zorlanıyorum yerçekimini,
harfler düşüyor alfabeden ne zaman yazsam sana.
tedarik ederken Ares’in oklarını,
bilmiyorum, bu düşen Adem elması mı,
Orhan Veli’nin sarhoş sokakları mı?,
William Tell oynuyoruz gözlerim kapalı,
silah atsak,
vursak Kafkas dağlarında bir hece,
vursak bir nehir gibi tembihli,
elleri aklından bağlı arkasından değil
kızıl, kıvırcık saçlarıyla
büyüdükçe büyüyor hedef tahtası
rey gibi bir kadının alnında
kuş tüylerinden bir terazi,
kaç kuş vursak da tartsak seni beni?
iki leşlik hatrı var şu sardığın çigaranın,
inancım,
afyon için sen kuşları sırtından bıçakladın.
mezarının altında kalmış bir leş gibi,
ceset gibi,
6.7’lik bir depremin ardından
bir gökyüzün varmış gibi ağlardın eskiden.
kefenin, bir Akdeniz haramisi,
emniyetten alırdım seni Sarıyer’de akşam vakti.
ormanları altına kaçırmak suç değil ya,
koşar gelirdim.
sen — bir kelepçeden hamile kalmaya hazırdın.
ben — hüznüyle kuş vuran kadınlara aşıktım.
bir iç kanamadan,
bir iç savaşa evrilirken,
yüzündeki cillerin rengi
bir savaş muhabiri gibi
sakladım kendimi.
bir kuş cenazesine ev dedim,
Ay’a yakamoz olma telaşıyla,
çayın altını kıstım da çıktım,
yakmasınlar seni diye,
yakmasınlar canını.
telâfuz ederken zorlanıyorum yerçekimini,
harfler düşüyor alfabeden ne zaman yazsam sana.
teknik bir yalnızlık seninki,
yaklaştığın teklik, bir harfizlik hâli:
singlerity.



Yorumlar