Yüreğimizin derinliklerinden kopup gelen bir özlem ve hayranlıkla, size olan hasretimizi bir kez daha dile getirmek istiyorum, bu 10 Kasım'da. Siz, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve büyük liderisiniz, ancak sizinle bağ kurmak, sadece tarih kitaplarında değil, aynı zamanda yüreklerimizde yaşadığınızı hissetmek demek.
ATAM, hayatınızdaki büyük mücadeleler, cesaretiniz ve kararlılığınız, sadece Türk milletine umut vermekle kalmadı, aynı zamanda tüm insanlık için bir ilham kaynağı oldu. Sizi düşündüğümde, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın her köşesindeki insanların gönlünde yanan bir ışık olduğunuzu hissediyorum.
Sizin liderliğinizdeki bağımsızlık mücadelesi, Türk milletini bir araya getirdi ve bize ulusal kimliğimizi hatırlattı. Samsun'a ayak bastığınız 19 Mayıs 1919, Türk milletinin yeniden uyanışının ve özgürlüğe olan özlemimizin başlangıcıydı. 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan ettiğinizde, yeni bir başlangıca işaret ettiniz.
Sizin liderliğinizde, Türkiye'yi çağdaşlaştırma hedefini benimsedik. Eğitimden ekonomiye, hukuktan toplumsal yapıya kadar birçok alanda köklü değişiklikler gerçekleştirdik. Bu değişimler, Türkiye'yi uluslararası sahnede saygın bir ülke haline getirdi.
Sizin öğretileriniz, insan haklarına, eşitliğe, özgürlüğe ve demokrasiye olan bağlılığınızı yansıtır. Bugün, bu değerleri yaşatarak ve sizin gösterdiğiniz yoldan gitmekle yükümlüyüz.
Her yıl, 10 Kasım'da sizi anmak, ve sizin öğretilerinizi daha fazla anlamak için bir fırsat. Siz bizim için sadece büyük bir lider değilsiniz, aynı zamanda bir yol gösterici, bir rehbersizin. Sizi özlediğimizde, içimizdeki umutları ve sevgiyi paylaşmak istiyoruz.
Sevgili ATAM, size olan özlemimizi içtenlikle ifade ediyoruz. Sizi anarken, sizin öğretilerinizle daha da büyüdüğümüzü hissediyoruz. Siz, bizim için vazgeçilmezsiniz ve sizi özlemek, sizi yaşatmanın bir yoludur.
Sevgi ve saygıyla,