Her şarkıda onu buluyorsan ve kaybetmekten korkuyorsan.
İçtiğin her kahvenin yudumunda, uykusuz gecelerin baş rolündeyse, yandığının resmidir. İşte, aşka yaklaşırken ona hapsolursun.
Ve ne zaman geçse de artık onsuz yapamıyorsun.
Nefes işte aşk bir nefes, sen bir nefessin.
Beni kaybetmekten korkmuyorsun hayatımda ne işin var?
KURUNTU
Guadalcanal’daki çarpışmalarda yaralanan bir çavuş, yaptığı bir hareketle, TİME Dergisi’nin bile kendisinden söz etmesine yol açmıştı.
Çavuş, çarpışmada ağır yaralanmıştı. Bir mermi parçası boğazına isabet etmişti. Kendine gelebilmesi için tam yedi kere kan verilmesi gerekmişti.
Çavuş, nihayet gözlerini açtığında, doktor boğazının durumu iyi olmadığı için ona bir kalem kağıt uzattı.
Adamın yazdığı ilk şey; “yaşayacak mıyım?” idi.
Doktor; “evet” cevabını verince doktor bu kez; “konuşabilecek miyim?” diye sordu.
Doktor yine olumlu cevap verince, çavuş şunu yazacaktı; “öyleyse neden kuruntu ediyorum ki”
İRADENİN ZAFERİ
New York’ta Manhattan ile Brooklyn arasındaki nehir üzerine kurulmuş olan Brooklyn Köprüsü bir mühendislik harikasıdır.
Söylendiğine göre, John Roebling adında yetenekli ve idealist bir mühendis, 1883 yılında burası için gösterişli bir köprü projesi yapmış, ancak köprü inşaatında uzman olan bazı kişiler ona bu projeyi unutmasını, çünkü böyle bir köprü kurmanın imkansız olduğunu söylemişlerdi.
Buna karşılık John Roebling, istikbali parlak bir mühendis olan oğlu Washington’u buraya hayalini kurduğu tarzda bir köprünün inşa edilebileceğine ikna etmişti.
Baba-oğul, bu işin nasıl bir projeyle köprünün epeyce hayalini kurduğu tarzda bir köprünün bankalardan maddi destek sağlamayı da başardılar.
Sonra da dizginlenemez bir heyecan ve enerjiyle, ,işçileri toplayıp hayallerindeki toplayıp köprüyü inşa etmeye başladılar.
Projenin uygulamaya konmasının üzerinden daha birkaç ay geçmeden, inşaat sahasında meydana gelen acı bir kazada John Roebling öldü, oğlu Washington’da ciddi biçimde yaralandı.
Washington’un beyni bir kazada ağır bir kaza gördüğü için, ne konuşabiliyor, ne de yürüyebiliyordu. Köprünün nasıl inşa edilebileceğini yalnızca baba-oğul Roeblingler bildiği için, herkes bu büyük projenin çöpe gittiğini düşünmeye başlamıştı.
Fakat, hareket edemediği ve konuşamadığı halde Washington Roebling’in zekası hala yerindeydi. Hastanede yatağa mahkum vaziyette yatarken, bir gün aklına bir iletişim şifresi oluşturma fikri geldi.
Yalnızca tek bir parmağını oynatabilen Washington, bu parmağıyla karısına dokunmak zorunda kaldı. Sonraki günlerde uzun uğraşlar sonunda, parmağını vurmak suretiyle yani parmak işaretleriyle karısına köprü inşaatını sürdüren mühendislere neler söylemesi gerektiğini anlattı.
Yatalak mühendisin onüç uzun yıl boyunca hasta yatağından tek parmağıyla verdiği direktifler işe yarayacak, gösterişli Brooklyn Köprüsü en sonunda tamamlanacaktı.
Comments