top of page
Yazarın fotoğrafıNecati KAYHAN

NEDEN DÜŞTÜ SANIYORSUN ? (FIKRA)

Ava çıkmış adam, başına gelenleri anlatıyormuş; “ormanda ilerlerken karşıma kocaman bir ayı çıkmaz mı? Çifteyi doğrultacak vakit yok. Silahı bir kenara attığım gibi başladım kaçmaya. Fakat ayı peşimde benden hızlı koşuyor. Bir ara ayının nefesini ensemde hissettim. O kadar yaklaşmıştı ki. Derken ayının ayağı kaydı, yere düştü. Fırsat bu fırsat, tabana kuvvet arayı açtım. Ama ayı toparlandı, kalktı bana yetişti. Yine nefesi ensemde. Pençesini uzatsa omuzumdan yakalayacak. Allah’tan tam o sırada yine ayının ayağı kaydı, yere düştü. Talih bana gülüyor. Hızımı arttırdığım kadar arttırdım, yeniden 500 metre kadar arayı açtım. Allah sizi inandırsın arkadaşlar, ayı yine bana yetişti. Yine nefesi ensemde şansa bakın. Ayının tekrar ayağı kayınca düşmez mi?”

Serüveni dinleyenlerden biri dayanamayıp; “sen de çok yürekliymişsin kardeşim. Hayvan bana 3 defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır söylemesi korkudan altıma ederim”

Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakıp; “lafı karıştırma yahu. Ayı üç kez neyin üstüne bastı da ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun?”

AKILBABA EVİNİ NİÇİN KİRAYA VERMİŞ?Akılbaba, evini kiraya verip başka mahalleye taşınmasının sebebini soran bir tanıdığına; “kardeş, yakın komşularımın hal ve hareketleri nedense değişti. Biri kumar oynamaya, biri içkiye başladı, biri kahvesini içtiği kimselerle bile kavga eder oldu. Öteki, hatır gönül tanımaz, vurup kıran bir kabadayı oldu. Biri de hesapsız, kitapsız harcamalar yaparak zavallı müsrifin biri oldu. Bunlarla komşuluğumu eskisi gibi tehlikeli gördüm.

Hatta başıma bir hal geldiğinde, bunların komşu olarak yardımları, tesellileri bile zararlı olabilirdi. En iyisi, onlardan uzaklaşmaktı. Bilmediğim bir semte taşındım.

Tatil yapıyormuş gibi zevkle yaşıyorum.

DEVAMLI RAHATLIK RAHATSIZLIĞI

Hanımın biri Akılbaba’yı ziyaret eder. Kocasının ismini söyledikten sonra; “kocamla aramızdaki sevgi kıskanılacak derece de güzel. Çokta zenginiz, ev, mutfak işlerimizi yapan hizmetçilerimiz var. Bir kadının ihtiyaç duyacağı her şeye sahibim. Ama içimde sürekli bir huzursuzluk var. Sarhoş edici kadar içki içmek, komşularla kumar oynamak, oynayanlara katılmak, erkek dost edinmek ve daha bir çok kötülükler yapmak istiyor, aklımdan çıkmıyor. Bu kötü düşünce ve isteklerden kurtulmam için bir çare bulursun umuduyla geldim” der.

Akılbaba samimi ifadeyle; “bacı, şerefli bir hanım olduğun belli ama devamlı rahat olmaktan rahatsızsın. Evinde elini sıcak sudan soğuk suya sokmayan sahte ve kocasının yedirdiği ekmeği hak etmeyen nankör hanımlardan biri gibisin. Kocana hizmeti ve mutfak işlerini üzerine alırsan, evinin gerçek hanımı olursan ve bu zevk seni mutlu edecekse, seni kötü düşüncelere zorlayacak boş zamanında olmaz, başka çare yoktur.”

-

Felaketler, aklın hisleri dizginlememesinden doğar.

Değerli kişi, bir kimsenin kötülüklerini söylerken onun iyiliklerini de söyler.

Gerçekleştireceği bir gayesi olmayanının yaşayışı, hayvan yaşayışından farksızdır.

İnsan, sevildiği, sayıldığı, faydalı olduğu derecede insandır.

Kendini olduğundan üstün görenlerden sakının.

Kumarcı, içkici, kavgacı müsriflere yakın olanlar uzak olurlar.

Yanımda bir kimseyi çekiştireni, bir gün beni de çekiştirecek birisi olarak görürüm.

 

-

 

18 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page