top of page
Yazarın fotoğrafıgorunumhaber

Mesleğini geleceğin öğretmenine anlattı

Küçük şehrin büyük yazarı

Lüleburgazlı Eğitimci Yazar Dr. Sibel Çelikel, Marmara Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü Türk Dili 2. Sınıf öğrencisi Şevval Şingil ile bir röportaj gerçekleştirdi. Pusulam Kitabevi’nde Şingil’in sorularını yanıtlayan Çelikel, romanı Kelebek Döngüsü, mesleği ve yazarlığa dair öğrenciye açıklamalarda bulundu.

Lüleburgazlı Eğitimci Yazar Dr. Sibel Çelikel, Marmara Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü Türk Dili 2. Sınıf öğrencisi Şevval Şingil ile bir röportaj gerçekleştirdi.

Pusulam Kitabevi’nde Şingil’in sorularını yanıtlayan Çelikel, romanı Kelebek Döngüsü, mesleği ve yazarlığa dair öğrenciye açıklamalarda bulundu.



“BENCE HER EDEBİYAT ÖĞRETMENİNİN HAYALİDİR YAZMAK”

Şingil’in yazma serüvenine nasıl başladınız ve örnek aldığınız yazar kimdir sorularını yanıtlayan Çelikel; “Branşımın bana getirdiği bir özellik bu aslında. Bence her edebiyat öğretmeninin hayalidir yazmak. Edebiyata gönül vermiş her bireyin yazı yazmakla içli dışlı olduğuna inanıyorum. Biraz da bardağın taşmasına benzetiyorum bu durumu. O kadar okuyoruz ki belli bir zamandan sonra bardak taşıyor. Artık okumak yetmiyor, düşüncelerimizi yazarak dışa vuruyoruz.  Örnek aldığım yazara gelirsek o Ayşe Kulin. Adı Aylin adlı eseriyle tanınan yazarımızı sıkı takip ediyorum. Adı Aylin romanında yakaladığı akıcı üslup ile zor bir şeyi başardığını düşünüyorum. Akıcılık okur için basit görünse de zordur yazar için. Bundan ötürü onu kendime örnek alıyorum. Gelen ilk yorumlarda da akıcı olduğunu, kitabın hızlı okunabildiğini ve en güzeli içeriğin dolu olduğu vurgulandı. Doğrusu örnek aldığım kişiye bu denli yaklaşmak beni sevindirdi. En sevdiğim kitap olarak sadece bir kitap seçebilsem Orhan Pamuk’a ait olan Masumiyet Müzesi eserini seçerdim. Okumanızı, ardından Çukurcuma’da bulunan müzesine gitmenizi tavsiye ederim” dedi.

“KENDİ MİTOLOJİMİZİN NE DERECE ZENGİN OLDUĞUNU UNUTUYORUZ”

Romanını yaklaşık 4 yıl da tamamladığını ve kitapta Türk Mitolojisinden isimleri kullandığını belirten Çelikel; “Türk Mitolojisi yakın zamanda gündeme aldığım bir konu. Üzerine çalışmalar yapmaya ve insanlarla bu konuyu paylaşmaya başladım. Mitoloji denince, sosyal medya ve Hollywood etkisinden olsa gerek, Yunan Mitolojisi geliyor aklımıza. Kendi mitolojimizin ne derece zengin olduğunu unutuyoruz. Aslında Türk Mitolojisi oldukça zengin bir alan. Bunun arkasında yatan değerin ise toplumsal hayal gücümüz olduğunu düşünüyorum. Mitoloji alanından yeterince ilham alabiliriz. Bu değerlerin kamuoyu ile tanışması için dijital dünya ile içli dışlı olan gençlerimize daha büyük bir pay gerekiyor. Halka sevilen bir kanal tarafından sunulmalı mitolojimiz. Umay deyince niçin herkes bilmesin? Banu Çiçek, Selcan Hatun, Ak Ana… Hep tanıtılması gereken unsurlar. Zeus denilince herkes tanır. Bizim mitolojimizin de ileride tanınacağını düşünüyorum. Karakter isimlerini seçerken bu değerleri daha çok kişiye ulaştırmayı hedefledim. Bütün güzel hikayeler kahramanın yolculuğa çıkmasıyla başlar ya da bir diğer klişe kasabaya bir yabancı gelir. Kısacası tüm hikayeler bir yeniliğin meydana gelmesiyle başlar. Almanya’da yurt dışı öğretmenlik görevimi yaparken kendi ülkemize, kendi hayatımıza başka bir pencereden bakma fırsatı yakaladım. O dönem hayat görüşümü değerlendirmem konusunda bana çok yardımcı oldu.”

“YAZARLIĞIMIN ÖĞRENCİLERİME ULAŞMA  AMACIYLA BAŞLADI”

Yazma motivasyonunun öğretmenlikten geldiğini belirten Çelikel; “Ailelerin öğretmenliğe bakış açısı biraz da bu işi yapmamı sağladı. Mesleğe başlarken hayalim bir gün öğretmenliği bırakıp yazar olacağım ya da bir dergide editörlük yapacağımdı. Bir dönem öğretmenlik yapmamın yazarlığımı engelleyeceğini düşündüğüm oldu. Fakat yazma motivasyonum yine öğretmenlik oldu. Pandeminin zorlu günlerinde öğrencilerime ulaşmakta güçlük çekiyordum. Aradaki bağı sağlamak adına, derslerden arta kalan zamanı dergilere yazı yazmakla geçirdim. Yazarlığımın öğrencilerime ulaşma amacıyla başladığını söyleyebilirim. İyi ki öğretmenliği seçmişim. Yazılarımı çok beğeniyorum. Değiştirmek mümkün olmayacağı için basılı kitabımı okumadım. Ancak düzeltme aşamasında defalarca okudum yazdıklarımı. Yıllar önce yazdığım bir yazıma rastladığımda yazdıklarımı unuttuğumu fark ediyorum. Unuttuğum bir yazı da olsa tekrar okuduğumda yazımı beğeniyorum. Yazılarım ile aramda bir nevi bağ kuruyorum.”

“ÖNCELİĞİMİZ YAZMAK. GERİSİ GELECEKTİR”

Yazmaya başlayacaklara günlük yazmaları tavsiyesinde bulunan Çelikel; “Günlük, kimseye beğendirme kaygımız olmayan sırdaşımızdır. Kendimiz ile aramızda olacak, aracıların dahil olmadığı bir tür. Günlük ile başlanabilir. Bunun dışında bilinç akışı tekniğini uygulamalarını tavsiye ederim. Bünyesinde bulunduğum BİLSEM’de yaratıcı yazarlık derslerinde sık sık başvurduğum bir teknik. Hiçbir etkiye maruz kalmadan kalemi kağıttan kaldırmadan uygulanan bir teknik. Yargılamadan ve kurallara bağla kalmadan uygulandığı için bir tür iç döküş olarak adlandırıyorum bu tekniği. Zaten yazın hayatında ilerlendiğinde kuralları öğrenmek mecburiyetindeyiz. Önceliğimiz yazmak. Gerisi gelecektir.”

“İNSAN YAZMAYA BAŞLARKEN EN İYİ BİLDİĞİ ALANDAN YAZMAYA BAŞLAR”

Son olarak Çelikel, romanına kendi hayatından bir şeyler eklediğini de belirterek; “Herkes eserine kendi hayatından bir şeyler katar. Esere kendi hayatından unsurlar eklemekte herhangi bir sakınca görmüyorum. Bir arkadaşıma kitabı özetlediğimde karakter ile aynı meslekten olduğumuz için eleştiri alabileceğimi öngördü. Bu konuda eleştiri almak benim için sorun değil. Eğitim benim en iyi bildiğim alan. İnsan yazmaya başlarken en iyi bildiği alandan yazmaya başlar. Bir eğitmen olarak içinde bulunduğum camianın sorunlarını anlatmanın gayet doğal olduğunu düşünüyorum. Yazarlığıma bu noktadan başlamasam diğer bir konuya odaklanmakta zorlanırdım. Önce içinde bulunduğum dünyanın sorunlarını dile getirdim. Son zamanlarda bazı okurlar bu durumu zayıflık olarak görerek daha geniş bir hayal gücüne sahip olan fantastik kurguya yöneliyorlar. Aksiyon, polisiye… Bu türler de başka hayatlar sunarak okurların dikkatini çekmekte. Ben yine de toplumcu-gerçekçi romanlardan yanayım. ‘Evet, bir sorun var ve biz bunun farkındayız’ demeyi seviyorum. İleride bambaşka bir şey yapsam da bunu demeye devam edeceğim. Daha farklı konularda eserlerim de olabilir. Belki sonraki romanımda Antartika’da araştırma yapan bir bilim adamının hayatını aktaracağım. Kim bilebilir? Soruyu Orhan Pamuk’un bir sözü ile bitirmek istiyorum: Yazar olmak kendi hayatını başkalarının hayatı gibi, başkalarının hayatını kendi hayatın gibi anlatma sanatıdır”

Çelikel, Şevval Şingil’e teşekkür ederek, başarılar diledi.

 

 

216 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page