1967 yılında kuruldu Lüleburgazspor… Yeşilovaspor’un yeşilini, Adaletspor’un ise kırmızısını alarak iki rengin birleşmesiyle Lüleburgazspor’un sahalarda kullanacağı forma rengi oluştu.
Ve 57 yılda 3. lig ve 2. ligde ismine yakışır maçlar oynadı. Bu 57 yıl içinde hem üçüncü ligde hem de kinci ligde bir alt kümeye ikişer defa düştük.
Ama bu yıllar içinde Fenerbahçe’yi ve Beşiktaş’ı Türkiye kupasından eledik. Ama Altay’a ise elendik.
Bu elemelerden sonra Türkiye’den spor camiasından epey, Lüleburgazspor’u tebrik eden binlerce sporsever halkımızdan kutlamalar içeren telefonlar alarak haklı bir sevince ortak olduk.
Lüleburgazspor’u seven, stadı ful seyirci ile oynayan ve stat kapısından başlayıp Okullar Caddesi’ne kadar uzayan kuyruklar ile hep beraber maçları oynar ve sporseverler her maçımızın galibiyetle bitirdiğimizin iddiasına girerlerdi. Türkiye Kupası’nda Altay’a yenilip elenmemiz Lüleburgaz’da büyük bir infial yarattı.
Ben ise Tekirdağspor ile Sakarya iline otobüsle giderken büyük bir kaza geçirdim. Her iki dizimden ameliyat oldum ve çok sevdiğim futboldan ve takımımızdan uzun bir müddet ayrı kaldım.
Tabii ki daha sonra ameliyat oldum dizlerimden antrenmanlarıma çıkamadım. Antrenmanları yaptıramayacağım için de her hafta kondisyon bakımından epey zorluk çektik. Mevcut olan yeni yönetim kurulunda bende vardım. İlk toplantıda herkes Lüleburgazspor’a nasıl yardım edeceğini anlattı. Evet anlattılar ama ben anlatılanların yapılamayacağına pek inanmadım.
Konuşma sırasında benim nasıl faydalı olacağımı anlatmaya başladım.
Arkadaşlar, ben hepinizden yaşlıyım bu kulüpte.
6-7 Sezon üçüncü ligde kah oynadım, kah takımın çalıştırıcılığını yaptım. Ve yardımcı antrenör olaraktan Alpay Özsü, İlker Tolon, Allah rahmet eylesin Sabri Doğrugiden’in yardımcılığını da yaptım. Hocalarımın hepsi vefat etti.
Ben size ancak antrenörlük yaparım, ama takımı ya bana sezon açılmadan verin, veya maçların bitiminde dedim. Çünkü bana 15-20 gün takımı tanımam gerekiyordu.
Siz bu takımın kümede kalacağına inanıyor musunuz?
Bu takım zaten doğru dürüst antrenman yapmıyor. Gerçi yapıyor gibi gözüküyor ama ben İstanbul’dan amatör takımlardan alınan futbolcuların henüz BAL liginde oynayacak seviyeye gelmediklerini göremediniz. Ama ben bu takımın küme düşeceğini herkese söyledim.
Nedeni ise: takımda en az iki tane tecrübeli futbolcunun varlığını göremedim. Kapasiteleri ne yazık ki henüz futbolcu olmaları için çok erkendi. Her hafta yeni futbolcu deniyordunuz.
Başkan Özgür Kaya’ya defalarca ilettim. Bu teknik direktörlerin çoğu takım çalıştırmadı. Çoğu herhangi bir takımda doğru, dürüst oynamadı ki ve sen bana inanmadın. Aydın Çelik ve Çetin hocalar hariç.
Hatırlarsan kaç defa söyledim sana; şu takımı bana bırak. Benim tecrübem var. Futbolcular acemi, antrenörlerin çoğu ne futbol oynamış, ne de çalıştırıcılık yapmış.
En önemli nedir biliyor musunuz? Futbolcular aç karnına maça çıkıyorlar. Bir gün Balaban’ın iş yerine yakın kulüp binasına girdim. İki-üç kişi yemek yiyorlardı.
Yemeklerinizin adlarını öğrenebilir miyim? dedim. Baktım kuru fasulye, pilav, salata. Belediyemiz yapıyormuş. Kaplarla kulüp binasında masada yiyorlardı.
Sordum; kuru fasulyeyi haftada kaç defa yiyorsunuz?
Cevap içler acısıydı. Hafta da 3 defa dediler.
Oh dedim. Siz bu yemekten üç defa yerseniz sahada koşamazsınız. Allah yardımcınız olsun.
DEVAMI YARIN…
コメント