Kula’da altın madeni isyanı
- Hamza Dalgıç

- 26 Tem
- 1 dakikada okunur
Kırklareli Merkez’e bağlı Kula Köyü’nde açılması planlanan altın madenine karşı yöre halkı ve çevreciler bilirkişi keşfi sırasında sahaya indi. “ÇED gerekli değildir” kararına karşı açılan davada, doğa ve yaşam hakkı savunucuları itirazlarını dile getirdi.



Kırklareli Merkez'e bağlı Kula Köyü'nde açılması planlanan altın madenine yöre halkı, çevreciler, Kent Konseyi, STK ve siyasi parti temsilcileri sahaya inerek tepki gösterdi.
24 Temmuz Perşembe günü sabah saat 11.30’da başlayan bilirkişi keşfi kapsamında Kula Köyü’nde yapılması planlanan 4. grup madencilik faaliyetleri incelendi.
Kırklareli Kent Konseyi, TEMA Vakfı temsilcileri, doktorlar, avukatlar, siyasi parti ve STK temsilcilerinin katılımıyla köy meydanında toplanan yurttaşlar, projenin su kaynakları, biyolojik çeşitlilik ve köy yaşamı üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Etkinlikte ayrıca Halkalı Kağıt Fabrikası ve Kuzulu Köyü’ndeki Oftaş Kalker Ocağı da bilirkişi heyetiyle birlikte incelendi.
Katılımcılar arasında Dr. Yasemin Ertaş, Göksal Çidem, Av. Ozan Topuz, Av. Dilara Gürel ve Bahadır Tunçol’un da yer aldığı toplantıda, özellikle Trakya Arısı ve Kırmızı Karınca gibi endemik türlerin yok olma riski vurgulandı.
Köy muhtarı Aliye Kanlıkılıç, “Köylünün tek geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. Gidecek başka yerimiz yok,” sözleriyle direnişi özetledi.
Beş kuşaktır tarımla uğraşan bir köylü babanın “Bu topraklar giderse, çocuklarımın uğruna savaşacakları bir yer kalmayacak” şeklindeki sözleri, günün en çarpıcı anı olarak hafızalara kazındı.
Doku Derneği Başkanı Göksal Çidem, DSİ raporları ve Armağan Barajı verilerine dayanarak hem yeraltı sularının tehdit altında olduğunu hem de havaya karışacak partiküllerin halk sağlığına zarar vereceğini açıkladı.
Bilirkişi heyetine halk sağlığı uzmanı eklenmesi gerektiği de talep edildi. Aynı gün Oftaş Kalker Ocağı’nın ormanda yol açtığı tahribat da yerinde gözlemlendi. Katılımcılar “Bu yalnızca hukuki değil, toplumsal bir mücadele” diyerek doğaya, suya ve toprağa sahip çıkma kararlılıklarını yineledi.


