ELEKTRİKLİ OTOBÜSLER
- Vicdan ALADAĞ
- 5 Tem
- 3 dakikada okunur
Elektrikli otobüsler, dünya genelinde ulaşımda temiz ve sessiz bir geleceği şekillendiriyor
Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün (WRI) raporu, dünya genelindeki elektrikli otobüslere geçiş sürecini ve öne çıkan ülkeleri verilerle ortaya koyarken, birçok şehirde elektrikli otobüslerin ulaşımda karbon emisyonlarını azaltarak daha temiz ve sessiz bir gelecek sunduğunu gösteriyor. Dünyanın birçok kentinde, geleneksel gaz ve dizel yakıtlı otobüslerin neden olduğu hava kirliliği ve gürültüye alternatif olarak elektrikli otobüsler yaygınlaşıyor.
Şehir içi toplu taşımada kullanılan otobüsler, dünya genelindeki ulaşım sektörünün karbondioksit (CO2) emisyonlarının yaklaşık % 5’ini oluşturuyor. Otobüs filosunun elektriklendirilmesi, kamyonlar gibi yüksek emisyonlu diğer araç türlerinin elektrifikasyonu için de model teşkil ediyor. Özellikle kamyonlar, ulaşım sektöründeki emisyonların dörtte birini oluşturuyor.
Elektrikli otobüslerde hızlı artış ve öncü ülkeler
2024 itibarıyla, dünya genelinde yaklaşık 780 bin elektrikli otobüs bulunuyor. Bunların %94’ünü akülü elektrikli otobüsler oluşturuyor ve bu teknoloji sektörde hakimiyetini sürdürüyor. Elektrikli otobüslerin % 90’dan fazlası Çin’de yer alırken, Çin’i Hollanda, Finlandiya, İsviçre ve Danimarka gibi ülkeler takip ediyor. Bu beş ülke, elektrikli otobüs satışlarını altı yıl içinde toplam satışların % 6’dan % 60’ın üzerine çıkararak, küresel iklim hedefleri doğrultusunda örnek bir hız yakalamış durumda.
Dünya genelinde ise 2024-2030 döneminde elektrikli otobüslerin toplam otobüs satışları içindeki payının % 6’dan % 56’ya yükseltilmesi gerekiyor. Bu, net sıfır emisyon hedefine ve küresel ısınmanın 1,5 santigrat derece ile sınırlandırılması hedeflerine ulaşmak için kritik.
Çin, 10 yılı aşkın süredir elektrikli otobüsleri devreye alarak bu alanda pazar liderliğini elinde tutuyor. 2014-2018 yıllarında hızlı büyüme yaşayan Çin’de, 2017’de Shenzhen şehri tüm otobüs filosunu elektrikliye dönüştüren ilk şehir oldu. Çin hükümeti, elektrikli otobüsleri stratejik bir sektör olarak destekleyip, sübvansiyon programları ve uygun elektrik tarifeleriyle teşvik sağladı. Shenzhen gibi şehirler ise yerel desteklerle elektrikli otobüslerin dizel araçlara kıyasla % 36 daha ucuz olmasını sağladı.
Bununla birlikte, Çin’de özel mülkiyete ait otobüs pazarında elektrikli araçların oranı halen düşük kalıyor; uzun menzil gereksinimleri ve şarj altyapısı gibi teknik zorluklar devam ediyor. Ancak Çinli üreticiler dünya pazarında güçlü bir konumda; en iyi 10 elektrikli otobüs üreticisinin tamamı Çinli olup, Avrupa ve Latin Amerika pazarlarında önemli ihracat paylarına sahipler.
Hollanda ve Avrupa’da hızlanan geçiş
Hollanda, 2016 yılında tüm yeni otobüslerin 2025’e kadar sıfır emisyonlu olmasını ve tüm filonun 2030’a kadar elektrikliye dönüşmesini hedefleyerek Avrupa’da öncü oldu. 2 bin 100’den fazla elektrikli otobüsle dikkat çeken ülkede, toplu taşıma şirketlerine uzun vadeli sözleşmeler verilerek yatırımlar desteklendi. Ayrıca, şarj altyapısı ve güzergah planlamalarında yenilikçi uygulamalar kullanıldı.
Ancak COVID-19 salgını sonrası finansal kısıtlamalar ve teknik altyapı zorlukları nedeniyle geçiş hızı yavaşladı. Avrupa Birliği genelinde ise elektrikli otobüs satışları 2018’de %2 iken, 2024’te %19’a ulaştı. AB, 2019 yılında Temiz Araçlar Direktifi ile kamu satın almalarında sıfır emisyonlu araçları zorunlu kılarken, 2030 hedefleri doğrultusunda şehir içi otobüslerin karbon emisyonlarının %90 oranında azaltılması planlanıyor.
Şili, 2025 Nisan itibarıyla 2 bin 700’den fazla elektrikli otobüse sahip olup, başkent Santiago’daki 2 bin 500 araç Latin Amerika’daki en büyük elektrikli otobüs filosunu oluşturuyor. 2017’de ulusal elektro mobilite stratejisi belirleyen Şili, 2035 yılına kadar otobüslerin tamamını elektrikliye dönüştürmeyi amaçlıyor.
Santiago, otobüs filosunu yenilerken dizel araçlara getirilen katı Avrupa standartları ve operatörlere yönelik finansal teşviklerle elektrikli otobüslerin benimsenmesini hızlandırdı. Otobüsler Çin’den ithal edilirken, yüksek ilk yatırım maliyetlerine rağmen işletme ve bakım giderlerinde sağlanan tasarrufla uzun vadede ekonomik olduğu belirtiliyor.
Hindistan ve diğer gelişmekte olan ülkelerde umut veren adımlar
Hindistan, düşük gelirli ülkeler arasında elektrikli otobüslerde öncü konumda. Yollarda 10 binin üzerinde elektrikli otobüs bulunurken, hükümet 2024 sonunda 14 bin yeni araç alımını destekleyecek büyük bir girişimi onayladı. 2027 yılı hedefi ise 50 bin elektrikli otobüs olarak belirlenmiş durumda.
Hindistan’da otobüs işletmeleri genellikle özel şirketlere ait ve yerel yönetimler ile sözleşmeli olarak çalışıyor. Ödeme gecikmelerinin önüne geçmek için ödeme güvenlik fonları geliştirildi. Latin Amerika, Afrika ve Güneydoğu Asya’da da Kolombiya, Ekvador, Endonezya ve Senegal gibi ülkeler elektrikli otobüslerde ciddi hedefler belirleyip projelerini uygulamaya başladı.
Elektrikli otobüsler, ulaşım sektörünün karbon ayak izinin azaltılmasında önemli bir araç. Ancak sürdürülebilir ulaşım için “Avoid-Shift-Improve” (Kaçın-Değiştir-İyileştir) stratejisi kapsamında şehirlerin kompakt ve toplu taşımaya uygun planlanması, özel araç kullanımı yerine yürüyüş, bisiklet ve toplu taşıma teşvik edilmesi gerekiyor. Ayrıca araçların elektrifikasyonu ve elektrik üretiminin yenilenebilir kaynaklardan sağlanması da kritik.
Elektrikli otobüsler, iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlarken, hava kalitesinin iyileşmesi, yolcu konforu, trafik yoğunluğunun azalması ve dezavantajlı grupların hizmetlere erişiminin artması gibi sosyal faydalar da sunuyor. Ayrıca elektrikli otobüsler, daha yüksek emisyonlu kamyonlar gibi araçların elektrikli dönüşümünde pilot uygulamalar için de önemli bir model teşkil ediyor.
Comments