top of page
Yazarın fotoğrafıVicdan ALADAĞ

DOĞA VE ÇEVRE KİRLİLİĞİ Mİ DEDİN?

Günümüzde çevre kirliliği üzerinde sıkça ve çokça konuşulan konuların başında gelmektedir. Bu nedenle bu konuda özet bilgiler aktarmakta fayda var.

Çevre Kirliliği; ekolojik dengenin bozulmasıyla ortaya çıkan istenmeyen sonuçlara verilen addır. Hava, su , toprak, görüntü, gürültü, katı atık gibi alanlarda kendini göstermektedir. Köyden kente göç, hızlı nüfus artışı ve buna bağlı olarak doğal kaynakların hiç bitmeyecekmiş gibi kullanılmasına neden olmuştur. Araçların egzoz salınımları da hava kirliliğini arttırarak küresel ısınmanın olumsuz etkilerini insanoğluna  hissettirmektedir. Günümüzde çevre kirliliği türlerini aşağıdaki şekilde gruplandırabiliriz.

1-HAVA KİRLİLİĞİ: Temiz hava yaşam için en önemli ihtiyaçtır. Havadaki oksijen miktarı azaldıkça insanlarda akciğer rahatsızlıkları sıkça görülmektedir. Ülkemizde  çevre sorunu sıralamasında hava kirliliği %63,48 ile en başta gelmektedir. Hava Kirliliğini azaltmanın en önemli yollarından biri yeryüzündeki orman ve ağaç miktarını arttırmaktır. Kaçak ağaç kesimlerinin önüne geçilmelidir. Bir kentin sağlıklı bir yaşam alanı olması için kişi başına düşen yeşil alan miktarının belli bir orandan aşağı olmaması gerekmektedir. Yürürlükteki imar yönetmeliğine göre kişi başı olması gereken yeşil alan miktarı belediye ve mücavir alan sınırları içinde 7 m2 olarak belirlenmiştir. Günümüzde birbirini örten binalar yüzünden çoğu insanda vücudun güneş ışığını az görmesinden dolayı D vitamini eksikliği vardır. Ağaç ve Orman bir kentin en güzel süsüdür. Şehirdeki parkların hali ne durumda ise o ülkenin gelişmişlik düzeyi de o seviyededir.


 

                       Ağacını Koru Oksijenini Koru

 

2-SU KİRLİLİĞİ: Hayat milyonlarca yıl önce suda başlamıştır. Suya yaşam sıvısı veya yaşam iksiri de denmektedir. Canlılar için bu kadar önemli olan maddenin kıymeti, insanoğlu tarafından az bilinmekte ve kirletilmektedir. Benjamin Franklin “ Suyun değerini ancak kuyu kuruduğu zaman anlarız” demiştir. Bu söz aslında tamamen suyu kaybetmeden önlemler alınması gerektiğini göstermektedir. Toplumun yaşam düzeyi yükseldikçe kişi başına kullanılan su miktarı da artmaktadır. Nüfus arttıkça ve teknoloji ilerledikçe kullanılan su miktarının artması doğaldır. Su kirliliğinin en önemli nedeni kirli endüstriyel atıkların temiz sulara boşaltılmasıdır. Ülkemizde su kirliliğinin başlıca örnekleri İstanbul Haliç Körfezi, İzmir Körfezi, İzmit Körfezi ve Eskişehir-Porsuk Çayı’nın kirlenmesidir. Temiz suyun 3 düşmanı vardır. 1-Plansız Sanayileşme 2-Çarpık Kentleşme 3-Hızlı nüfus artışı’ dır.

Deniz ve Okyanuslardaki plastik atıkları sağlığımızı doğrudan etkilemekte , plastik atıklar okyanus’ta adeta 7.kıta haline gelmiştir. Günden güne büyümektedir. Dünya’da 2 milyar insan günde 1 litre temiz su bile bulamamaktadır. Günümüzde , bulaşıkları makinede yıkayarak, 1 dakikadan daha kısa sürede duş alarak , sifon hacimlerini azaltarak su tasarrufunda bulunabiliriz.

                           Sen ne yersen O’sun

3-TOPRAK KİRLİLİĞİ: Toprak kirliliği, toprağın atık maddeler tarafından özelliğinin bozulması ve verim gücünün düşmesi olayıdır. Toprağın kirlenmesine sebep olan başlıca elementler Şunlardır. Kurşun, Kadmiyum, Bakır, Nikel, Civa, Talyum, Çinko, Arsenik, sülfat, tuzlar ve radyoaktif maddelerdir. Topraklarda kimyasal kirlenme hava ve su yolu ile olur. Kimyasal gübrelerin bilinçsiz kullanımı, temiz su kaynaklarının kirlenmesine neden olur. Kimyasal ilaç kullanımı topraktaki solucanları da yok etmektedir. Solucanlar toprağın havalanmasını sağlar. Ülkemiz topraklarının %66 sı erozyona açıktır. Erozyon; toprağın su, rüzgar, buzul, dalga, yer çekimi ve çığ gibi çeşitli atmosferik faktörlerle aşınıp uzaklara taşınması olayıdır. Bitki örtüsü toprağı ne kadar kaplarsa erozyon o ölçüde azalır. Toprak, doğal kaynaklar arasında herhangi bir nedenle yitirildiğinde veya niteliği bozulduğunda çok zor geri kazanılan bir materyaldir. Kimyasallarla  ve çeşitli atıklarla kirletilmiş topraktaki ağaçların yaprakları yoktur ve yeşermezler. Çünkü  ağacın sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için temiz ve yeterli suya , toprağa ihtiyacı vardır.

 

4-KATI ATIK KİRLİLİĞİ: Şehirlerin en büyük çevre sorunu çöplerdir. Türkiye’de günde ortalama 56 bin ton, yılda 20 milyon ton evsel atık çıkmaktadır. Dünya’da ise her gün 1 milyon tondan fazla zehirli atık çevreye atılmaktadır. Orta büyüklükte bir kentte yaşayan bir insan günde yaklaşık 1 kg. atık üretmektedir. Paketlenmiş ürünler dünyayı aşırı kirletmektedir.

5-GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ: Çeşitli seslerin karışmasına gürültü denir. Gürültü, insanlar üzerinde fizyolojik ve psikolojik olumsuz etkiler bırakır. Gürültü kaynaklarına göre 3’e ayrılır. 1-Endüstri gürültüleri 2-Trafik Gürültüleri 3- Çeşitli Kent gürültüleri. Yaşam düzeyinin yükselmesi ile gürültüde hızla artmaktadır.

6-GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ: İnsan faktörlü çevre sorunudur. Işık kirliliği insanda çeşitli ruhsal etkiler yaratır.

 

 

                                   Toprak Kirliliği                                                                                                              

 

 Aslında insanların açık havaya ve doğal ışığa olan ihtiyacı insan fizyolojisinin  özelliklerinden biridir.

Görüntü kirliliği, grafik tasarımla ilgili bir konudur. Gecekondular kentsel bir sorundur. Şehir planlamaları yapılmalıdır. Şehirlerdeki  düzensiz asılmış tabelalar, çeşitli kablolar, çöpler, kirli ve bakımsız caddeler/sokaklar, harabe yapılar görüntü kirliliği yaratır. Bu tür kirlilik de ruhsal yapı ve motivasyon üzerine olumsuz etki yapar.

4 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page