Kırklareli’de bulunan okullara din görevlisi atanması ile ilgili Lüleburgaz’da basın açıklaması yapıldı.
Lüleburgaz’da Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesi kapsamında okullara din görevlisi atanması ile ilgili basın açıklaması yapıldı.
ÇEDES projesi basın açıklamasına; Eğitim Sen, Eğitim İş, Hürriyetçi Eğitim Sen, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Kepirtepeliler Eğitim Vakfı, DİSK-Emekli Sen, öğretmenler, veliler, öğrenciler, CHP üyeleri, TİP üyelerinin de destek verdiği belirtildi.
Basın açıklaması Eğitim Sen Lüleburgaz Temsilciliği Yöneticisi Selda İtak, tarafından tüm bileşenler adına kalabalık bir gruba 16 Aralık günü Üçgen Park’ta okundu.
Alanda bulunanlar ellerinde dövizlere ile açıklamaya destek verdi.
İtak, eğitimin, eğitim fakültelerinden mezun olmuş ve pedagojik formasyon almış kişiler tarafından verilmesi gerektiğini vurguladı.
“ANLAMIŞ DEĞİLİZ”
Yapılan uygulamanın laiklik ilkesine aykırı olduğunu belirten İtak; “Eğitimin bir birine benzeyen uluslararası ve ulusal düzeyde birçok tanımı vardır. Ama hepsinde ortak bir özellik vardır. Eğitim, bir eğitim ortamında yani ağırlıklı olarak okullarda verilir. Bu eğitimi verebilecek yeterliliği ve kabiliyeti olanlar da yani öğretmenler tarafından verilir. Üniversitelerin eğitim fakültelerinden mezun olmuş, pedagojik formasyon almış kişilerdir öğretmenler. Hem alanlarında mesleki ve teknik olarak yetişmiş aynı zamanda bu bilgileri, becerileri yaş grubuna göre hitap edeceği öğrencilere aktarma becerisi ile donanan kişilerdir öğretmenler. Ama Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında iş birliği halinde yürütülmekte olan ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi’ yani ÇEDES kapsamında Milli Eğitim Müdürlükleri ve müftülükler aracılığıyla okullara ‘‘manevi danışman’ adı altında imamlar, vaizler, Kuran kursu öğreticileri görevlendirilmiştir. Bu uygulama Anayasada ve Milli Eğitim Temel Kanununda belirtilen eğitimin laik ve bilimsellik özelliğini tümüyle ortadan kaldırmaya yöneliktir. Yukarıda belirtildiği gibi, hem evrensel hem de ulusal anlamda var olan bunca yasa yönetmelik mevcut iken, Diyanet’in, müftülükler kanalıyla Kırklareli’ndeki okullara din görevlisi, imam görevlendirmesi, her okula bir imam tayin etmesini anlamış değiliz” dedi.
“DEĞERLERİMİZİ Mİ BİZLERE ÖĞRETECEKLER”
İtak; “ÇEDES Projesi kapsamında yapılan bu uygulama en başta, eğitim de laiklik ilkesine aykırıdır. Bilimsellikten uzak olduğunu düşündüğümüz bu uygulama sonucunda okullara görevlendirilen imamlar, din görevlileri ne yapacaklar. Değerlerimizi mi bizlere öğretecekler. Çevreye olan duyarlılık ve değerleri öğretme işinde okullardaki öğretmenlerin, imamlardan ne gibi eksiği var ki öğretmenler değil de din görevlisi görevlendiriliyor okullara. Değerler bu toplumun yüzyıllardır birlikte yaşayan farklı kimlik, kültür ve inanışların bir arada yaşayarak oluşturduğu ortak kıymetlerimizdir. Bu kıymetleri, bu zenginlikleri yani değerleri öğretmek, değerler eğitimini vermek nasıl olurda sadece tek bir zümreye, sadece din görevlilerine ait olarak düşünülebilir ve uygulanabilir. ÇEDES Projesi ile amaçlanan okullardaki eğitimin niteliğini ve başarısını yükseltmek değil, cemaat ve tarikatların okullara girmesini sağlamaktır. PİSA’daki durumumuz ortadayken öğrencilerin okuduğunu anlaması ve başarılı olabilmesi için çalışmalar yapmak yerine ÇEDES projesinin hayata geçirilmesini hiç doğru bulmuyoruz. Soyut kavram ve öğretileri, 3 – 10 yaş arası çocuklara verilemeyeceği tüm eğitim fakültelerinde öğretmen adaylarına en önde verilen bilimsel bir veridir. Bilimsel bir gerçektir. Okullardaki Rehber Öğretmenler ÇEDES in tanımladığı, programladığı faaliyetleri yerine getirmektedir. Yine okullarımızdaki tüm öğretmenler de müfredat ve programları gereği bu faaliyetleri yürütmektedir” ifadelerine yer verdi.
Kırklareli’ndeki okullara imam görevlendirilmesini birçok öğrenci velisi de anlam verememektedir diyen İtak, “Geçtiğimiz günlerde ÇEDES uygulaması ile sadece Eskişehir de yapılan, okullara din görevlisi, imam görevlendirmesinin ardından Kırklareli’ndeki okullara da imam görevlendirilmesini birçok öğrenci velisi de anlam verememektedir. Okullarda eğitimin ve değerlerin, işinin ehli olan gerekli olan akademik ve pedagojik eğitimi almış olan öğretmenlerin dışında farklı kişilerce verilmesinin doğru olmadığını düşünmektedir. Ülkemizde din eğitimi veren okulların varlığı mevcuttur. Dileyen veli kendi özgür iradesiyle ve çocuğunda istemesiyle bu okullara gitmektedir. Müftülüklerin, din görevlilerinin, ÇEDES ve değerler eğitimi adı altında okullarda işlenecek olan derslere, bu derslere kimlerin gireceğine, konulara müdahil olmaları eğitimin bilimsel, demokratik, laik ve evrensel değerlerinin tahrip edilmesini sağlayacaktır. Velilerimize ve öğrencilerimize çağrımız; kimsenin bu faaliyete zorlanamayacağıdır. Çocuklarımızı cemaat ve tarikatların eline teslim edecek olan bu uygulamayı reddediyor, çocuklarımız için en güvenli yerlerin okullar ve öğretmenleri olduğunu vurguluyoruz. Eğitim, uzun bir süreçtir ve bu süreç ortak mutabakat ile oluşturulan kanun, yönetmelik ve uluslararası evrensel değerler ile yürütülür. Bu yönetmelik ve kanunlara uymayan bir takım protokoller ile yapılan çalışmalar bu yönetmelik ve kanunların izin vermediği konuları hayata geçirmek için yapılan faaliyetleri içermektedir. Bu protokollerin ve yerelindeki uygulamaların sonlandırılması geçmişte elde ettiğimiz zenginliklerimiz olan değerlerimizin korunması için elzemdir” dedi.
Açıklamanın ardından velilere dilekçe örneğinin sendikalardan alınabileceği kaydedildi.
Comments