Bütçe tepkisi!
- Hamza Dalgıç
- 22 dakika önce
- 2 dakikada okunur
Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu, gelir ve sermaye eşitsizliğine dikkat çekmek için Üçgen Park’ta basın açıklaması düzenledi.



Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu, 29 Kasım Cumartesi günü saat 15.00’te Üçgen Park’ta gelir adaletsizliği ve sermaye yoğunlaşmasına yönelik bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamaya platform bileşenlerinin yanı sıra CHP Lüleburgaz İlçe Örgütü, Kadın Kolları yöneticileri ve üyeleri de katılım sağladı. Basın metnini Emek ve Demokrasi Platformu adına Mehmet Sezgin, CHP Lüleburgaz İlçe Başkanlığı adına ise İlçe Başkan Yardımcısı Lara Hüner ortaklaşa okudu.
Mehmet Sezgin ve Lara Hüner konuşmalarında, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmeleri süren 2026 yılı Bütçe Yasa Teklifi’nin emekçi kesimler aleyhine şekillendiğini belirtti.
Açıklamada, bütçe sürecinin Orta Vadeli Program ile 7 Eylül’de başladığı hatırlatılarak, bütçenin daha ilk aşamada gelir dağılımı adaletsizliğini derinleştireceğinin sinyallerinin verildiği ifade edildi.
Konuşmada, Cumhurbaşkanı yardımcısının “Türkiye’yi en yüksek insani gelişmişlik seviyesine ulaştırdık” sözleri hatırlatılarak, ülkedeki ekonomik gerçekliğin bu açıklamalarla örtüşmediği vurgulandı.
Emek ve Demokrasi Platformu, Türkiye’nin resmi TÜİK verilerine göre dahi OECD ve AB ülkeleri arasında en yüksek enflasyona sahip ülke olduğunu, gıda enflasyonunda AB ortalamasının 10 katına çıkıldığını, çocuk yoksulluğunun derinleştiğini ve işsizlik oranlarının geniş tanımlı ölçümlerde %30’lara dayandığını aktardı.
Açıklamada, genç işsizliği, kadın işsizliği, üniversite mezunlarının düşük ücretlere mahkûm edilmesi ve milyonlarca kişinin iş aramaktan umudunu kesmesi gibi ekonomik göstergeler ayrıntılı şekilde ifade edildi. Emekçiler, emekliler, asgari ücretliler ve kamu çalışanlarının yoksulluk sınırının altında yaşamaya zorlandığı vurgulandı.
Sezgin ve Hüner, bütçenin vergi yükünü ağırlıklı olarak ücretli kesime yüklediğini belirterek şu bilgileri paylaştı; "Bütçe gelirlerinin %85’i vergi gelirlerinden oluşuyor, vergi gelirlerinin %64’ü dolaylı vergiler olan KDV ve ÖTV’den karşılanıyor.
Gelir vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payı %19’dan %25,5’e çıkarılıyor, kurumlar vergisinin payı ise %11,7’de tutuluyor, patronlara ayrılan teşvik ve destekler 713 milyar TL’yi buluyor, “vergi harcaması” adı altında çoğunluğu sermayeye yönelik 3,5 trilyon liralık gelirden vazgeçiliyor.
Platform temsilcileri, 2026 bütçesinden faiz giderleri için ayrılan 2 trilyon 742 milyar TL’nin sosyal yardımların üç katından fazla olduğuna dikkat çekti. Güvenlik ve savunma harcamalarının 2 trilyon 155 milyar TL’ye çıkarıldığı, KÖİ projeleri için 280 milyar TL harcama planlandığı ve bütçe açığının %40 artışla 2 trilyon 713 milyar TL’ye ulaşmasının öngörüldüğü belirtildi.
Açıklamada ayrıca, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemenin yok sayıldığı, kadınlara, gençlere, engellilere ve emeklilere yönelik bütçe kaynaklarının sembolik düzeyde kaldığı ifade edildi. 2026 bütçesinin “emek karşıtı, sermaye yanlısı, güvenlikçi ve eril bir bütçe” olduğu iddia edildi.
Platform adına yapılan ortak açıklama şu çağrı ile son buldu; “Vergide adalet istiyoruz. Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesine son verilmesini istiyoruz. Yoksulluğu önleyici adımların güçlendirilmesini istiyoruz. Emekten ve halktan yana bir bütçe için, demokratik bir ülke için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu düzeni kabul etmeyen tüm yurttaşları birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”