BARIŞ
Bu hafta ABD tarafından Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılması üzerinden 79 yıl geçmişti. Büyük bir yıkımın olduğu bu saldırının kurbanları, Hiroşima Barış Parkında oldukça kalabalık topluluk tarafından anılacak. İkinci dünya savaşının son aşamasında 6 Ağustos 1945’de saat 08:15’ de ABD ‘‘Little Boy’’ (Küçük Oğlan) adını verdikleri bombayı Hiroşima’da kullanmıştır. Birkaç dakika içinde şehrin yarısı kaybolmuştur. 60 ile 70 bin kişi ölmüş, 140 bin kişi de yaralanmış ve evsiz kalmıştır. Patlama sonrasında radyasyon 100 bin kişiyi etkilemiş, şehirdeki 90 bin binadan 60 bini yerle bir olmuştur. İnsanların işe başlama saatinin olduğu 08:15 seçilmesi de oldukça düşündürücüdür. Zamanla radyoaktivitenin yol açtığı kanserler de dâhil ölü sayısı 200 binin üstüne çıkmıştır. 1945'den bu yana yapılan yaklaşık 2 bin nükleer denemede bugüne kadar Hiroşima'ya atılanın büyüklüğünde 29 bin bomba kullanıldı.
“8.15`te Hiroşima vardı
Hiroşima yaşıyordu
Saniyelerin çiçek soluğunda
Saat 8.16 olduğunda
Yoktu Hiroşima..”
Ceyhun Atıf Kansu’nun bu anlamlı şiiri nükleer bombanın etkisini çok güzel anlatır.
“Sarı bir ışıkla
Yeşil bir ışıkla
Kara bir ışıkla sessiz,
Uçtu gövdeleri 245 bin kişinin.
90 bin yapıdan 62 bini artık masal,
Ötesi bir baca, bir duvar, bir direk.
Yalnız beş yapı ayakta
Ta içi kavruldu 245 bin kişinin.
Bura Hiroşimadır, bu ilk atom bombasıdır,
Resmi çıktı.
Kulelerin atlarını kamçılayan arabacının, taşa toprağa
Çınladı canı 245 bin kişinin.”
“Bura Hiroşima'dır” şiirindede Fazıl Hüsnü Dağlarca atom bombasının yıkıcılığını tüm çıplaklığı ile yansıtır.
ABD Hiroşima’dan üç gün sonra 9 Ağustos 1945’de saat 11:02’de Nagazaki’ye “Fat Man” (Şişko Adam) isimli atom bombasını kullanarak Japonya’ ya ikinci katliamını gerçekleştirmiştir. Bu bomba 305.’inci km.’de patlatılmıştır. Bu havada infilak sayılır. Nagazaki’nin toplam nüfusu yaklaşık 240 bin kişi iken, 74 bin kişi hayatını kaybetmiş, binaların %36’sı tamamen yok olmuştur. Daha sonra atom bombasının etkisiyle ölenlerin sayısı 143.000’e ulaşmıştır.
Nükleer gücün çok önemli bir kaynak olmasına rağmen insanlık için doğru kullanılması çok önemlidir. Savaşlar için kullanılması insanlığın felaketidir. Bu gücü faydalı ve bilgili kişilerin yönetmesi çok gerekli bir olaydır. Hatırlarsanız Çernobil faciası, 26 Nisan 1986 da iki kafadar teknisyenin santralın soğutma sistemiyle sorumsuzca oynamaları sonucu başımıza geldi. Fukuşima yıkımıda 1 Mart 2011’de gerçekleşti. Deprem sonrası tsunami için 6 m. olarak öngörülen duvarlar, 10 m.’yi bulan dalga yüksekliği nedeniyle etkili olamadığı için yaşandı.
Size Hiroşima’da bu felakete uğrayan Sadako Sasaki’den söz etmek isterim.6 Ağustos 1945'te Amerika, Hiroşima'ya ilk atom bombasını attığında Sadako Sasaki sadece iki yaşındaymış. On ikisine kadar yaşayabilmiş. Rengârenk kâğıtçıklardan 1000 adet turna kuşu yaparsa iyileşeceğine inanmış. Katladığı her turnanın kanatlarına şunları yazacağını ifade etmiş: ”Kanatlarınıza huzur yazacağım. Böylece tüm Dünya da uçabileceksiniz.” Küçük kız maalesef 25 Ekim 1955’te eksik kalan 356 adet turna kuşunu yapamadan ölmüş. Sadako, Hiroşima hastasıymış. Atom bombası hastalığı da dedikleri kansere yakalanmış. Arkadaşları geri kalan turna kuşlarını tamamlayıp, Sadako'yu kâğıttan turnalarla birlikte toprak ananın kucağına vermişler. O günden sonra turna kuşu, barışın ve nükleer silahsızlanmanın simgesi haline geldi. Çok kısa yaşamında Dünya ya barış adına büyük bir umut bıraktı. Sadako’nun ve atom bombasından ölen bütün çocuklar anısına Hiroşima’da bir anıt yapıldı. Bu günden sonra Dünya nın her yanından insanlar bu rengârenk kâğıtçıklardan binlerce turna kuşu yapıp, 6 Ağustos'ta Japonya'ya; Sadako'nun heykeline konsun diye, barışa uçsun diye, nükleere karşı kanat çırpsın diye, nükleer silahsızlanma olsun diye, çocuklar ölmesin diye, çocuklar yaşasın diye, şiddet bağımlısı dünya iyileşsin diye uçurmuşlar. İnsanlığa umut dolu bir miras bırakan ve kısacık yaşamıyla tüm dünyayı derinden etkileyen Sadako Sasaki’yi minnetle anıyoruz. Teşekkür ederiz minik kız .
Nazım Hikmet bir şiirinde bulutlar adam öldürmesin diyerek nükleer gücün canlı yaşamındaki olumsuzluğunu anlatır. Ayrıca Şair Sadako’nun hikâyesinden çok etkilenmişti. Ve 1956 yılında “Kız Çocuğu” şiirini onun için yazdığı söylenir.
“Kapıları çalan benim, kapıları birer birer.Gözünüze görünemem, göze görünmez ölüler.Hiroşima’da öleli oluyor bir on yıl kadar.Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar.Saçlarım tutuştu önce, gözlerim yandı kavruldu.”
Comments