Ahşaba işlenen tarih!
- Özlem KARAKOYUN

- 8 dakika önce
- 3 dakikada okunur
Osmanlı’dan günümüze uzanan Edirnekâri sanatı, Yaşar Saltık’ın emeğiyle Lüleburgaz’da yeniden hayat buluyor. Kültür Bakanlığı onaylı usta Yaşar Saltık, Edirnekâri’nin Türkiye’deki üç ustasından biri olarak dikkat çekerken, Edirnekâri’yi geleceğe taşımak için hem üretiyor hem öğretiyor.




57 yaşındaki usta Yaşar Saltık, Osmanlı’dan günümüze uzanan Edirnekâri’yi hem üretiyor hem de gelecek nesillere aktarıyor.
Osmanlı’nın Edirne başkentliği döneminden günümüze ulaşan Edirnekâri sanatı, Lüleburgaz’da yeniden hayat buluyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı” unvanı verilen 57 yaşındaki usta Yaşar Saltık, 10 yılı aşkın süredir ahşap üzerine Osmanlı’ya özgü motifleri işliyor.
Endüstri Meslek Lisesi Ağaç İşleri mezunu olan Saltık, eşi Şengül Saltık ile birlikte hem üretim yapıyor hem de kurslar aracılığıyla bu sanatı geleceğe taşıyor.
Saltık, Edirnekâri’yi anlatırken “Edirnekâri tamamen bölgeye özgü bir sanat. Osmanlı’da Edirne başkentken burada yetişen ustalar tarafından ortaya çıkmış, kayın, çam ve meşe gibi yöreye ait ağaçlar üzerine uygulanmış. Motifler tamamen Edirne ve çevresinin çiçeklerini yansıtıyor; lale, sümbül, karanfil ve kır çiçekleri en temel motifler” diye konuştu.
Geçmişte Edirnekâri eserleri en az 3-4 usta tarafından ortak çalışmayla üretildiğini; ahşabı hazırlayan, oyan, boyayan ve verniğini atan kişiler farklı olduğunu, bu nedenle eserlerin üzerinde ustaların isimlerinin bulunmadığını söyleyen saltık bu durumu, “Bu kolektif çalışma tarzı, sanatın karakteristik özelliğidir ve Edirnekâri’yi eşsiz kılar” sözleriyle açıkladı.
Sanat, ilk dönemlerinde tamamen oyma tekniğiyle uygulanırken, 18. ve 19. yüzyıllardan itibaren boyama ağırlıklı bir döneme geçmiş. Bugün Saltık hem kök boya hem de akrilik boya kullanıyor. Kök boyayı özellikle kahverengi bölümlerde tercih ediyor, diğer renkleri ise akrilikle tamamlıyor.
“2017’DEN BERİ FESTİVALLERDE LÜLEBURGAZ’I TEMSİL EDİYOR”
Saltık, 2017’den bu yana pek çok festivalde Lüleburgaz’ı temsil etti. Büyükçekmece, Esenyurt, Çorlu, Van gibi şehirlerde yaklaşık 10 festivale katıldı. Bu etkinliklerde Edirnekâri’yi tanıtarak hem bölgesel hem de ulusal ölçekte farkındalık yarattı.
Son iki yılda, Saltık ve kursiyerleri Lüleburgaz’ın kültürel mirasına ait 30–40 motif üzerinde çalıştı. Sokullu Mehmet Paşa Camii, Kadı Ali Camii, Avcı Mehmet Çeşmesi ve Çifte Hamamlar gibi tarihi yapıların motiflerini yeniden canlandırdılar. Ayrıca 1908’de Lüleburgaz’ı çizen ressam Lugy Mayer’i karakalem çalışmaları, Edirnekâri tekniğiyle ahşaba aktarıldı ve renkli hale getirildi. Bu çalışmalar LYSA’da düzenlenen sergilerde halkla buluştu.
LYSA’daki atölye, Lüleburgaz Belediyesi ve Halk Eğitim Merkezi işbirliğiyle dört yıldır faaliyet gösteriyor. Bu süre içinde yaklaşık 100 kursiyer Edirnekâri eğitimi aldı. Kurslarda, aynalardan tavan göbeklerine, kitap ayraçlarından panolara, sandıklardan kapılara kadar çok sayıda geleneksel ürün üretiliyor. 1,5 ay süren “Hatırla Lüleburgaz” etkinliği kapsamında çocuklara ve yetişkinlere Edirnekâri eğitimi verildi.
“TÜRKİYE’DEKİ ÜÇ EDİRNEKÂRİ USTASINDAN BİRİ”
Yaşar Saltık ise, Türkiye’de yalnızca üç Edirnekâri ustası olduğunu ve Lüleburgaz’daki atölyenin bu sanatın yaşatılması açısından büyük öneme sahip olduğunu belirtiyor.
Saltık çifti, bu yıl düzenlenecek Girişimci Kadınlar Zirvesi’nde bir stant açarak kursiyerlerin çalışmalarını sergileyecek ve Edirnekâri’yi tanıtacak.
Yaşar Saltık ayrıca Anadolu El Sanatları Derneği (ANELSANDER) üyesi. Lüleburgaz Belediyesi geçtiğimiz yaz üreten kadın meydanı etkinlikleri kapsamında ANELSANDER dernek üyesi 25 kültür bakanlığı onaylı ustayı Lüleburgaz’a kente büyük bir etkinlik düzenledi. Bu sayede geleneksel el sanatları kentte geniş kitlelere ulaştı.
“LÜLEBURGAZ BU SANATIN YENİDEN DOĞDUĞU ŞEHİR OLDU”
Yaşar Saltık, çalışmalarının amacını şöyle özetledi: “Edirnekâri neredeyse kayboluyordu. Lüleburgaz bu sanatın yeniden doğduğu şehir oldu. Amacımız yalnızca üretmek değil, bu kültürü gelecek kuşaklara aktarmak ve Edirnekâri’yi yeniden tanıtmak. Ahşaba dokunmak beni sakinleştiriyor. Her motifte bir hikaye saklı ve işlediğim her çizgiyle geçmişle bağ kuruyorum. Bu iş sabır istiyor, ama değer. Eserlerime bakınca gurur duyuyorum. Çocukların heyecanı beni mutlu ediyor ve bu işi yapmak bana huzur veriyor. Motifler konuşuyor, tarih fısıldıyor. Her gün yeniden öğreniyorum; her çalışmada ruhumu bırakıyorum. Ahşabın kokusu bana geçmişi hatırlatıyor, küçük detaylarda büyük güzellikler saklı. Her çizgi bir zaman yolculuğu gibi. Bu sanat yalnızca gözle değil, kalple de görülür.”
“ADETA TERAPİ NİTELİĞİNDE”
Eşi Şengül Saltık, kursların özellikle orta yaş ve üzeri katılımcılar için adeta terapi niteliğinde olduğunu söyledi.
Şengül Saltık, “Ahşapla uğraşmak insanı tamamen dinlendiriyor. Kursa gelen herkes stresini geride bırakıyor. Başta yetenek gerektiriyor sanıyordum ama çalışınca öğreniyorsunuz.’’ ifadelerini kullandı.
Kursiyerlerin bir kısmının ürettiklerini satabildiğini; ancak çoğunun eserlerine kıyamadığını söyleyen Şengül Saltık, ‘’Farklı bir el sanatı kursuna gidenler eserlerini satabiliyor ama Edirnekâri çok zahmetli olduğu için birçok kişi satamıyor, satmak istemiyor.” dedi.



Yorumlar