Babaeski Balkan Türkleri Dayanışma Derneği tarafından, Bulgaristan zorunlu göçün 35. yılı ve Nuri Turgut Adalı'nın 20. ölüm yıl dönümü sebebiyle anma töreni düzenlendi.
Babaeski Belediye Atatürk Kültür Merkezi'ndeki anma töreni, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlarken programda, ilk olarak eski dönem Edirne Balkan Türkleri Federasyon Başkan Yardımcısı Macit Mutlu konuşma gerçekleştirdi.
Mutlu, “Bulgaristan’da 45 yıl iktidarda kalan komünist rejimin ülkedeki Türk ve diğer Müslümanlara uyguladığı asimilasyon kampanyasının üzerinden 35 yıl geçti. Türkiye'ye yönelik 1989 göçü, sadece Bulgaristan Türklerinin tarihi açısından değil, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde Avrupa tarihi açısından değerlendirildiğinde de kıtanın en büyük kitlesel göç dalgası özelliğini taşıyan insani trajedilerinden biri oldu" dedi.
Ardından konuşan Babaeski Balkan Türkleri Dayanışma Dernek Başkanı Gülsüm Kaynaklar da “Bulgaristan vatandaşı olan tüm Türklerin Müslüman isimlerinin devlet zoruyla Bulgar isimleriyle değiştirildiği kampanya 1984 sonu ve 1985 başlarında uygulandı. Baskılar Todor Jivkov liderliğindeki Bulgar Komünist Partisi iktidarı altında 1984-1989 döneminde aralıksız devam etti. Bu dönemde 850 bin Müslümanın adı zorla değiştirildi. Direniş ve protestolar sırasında yaklaşık 40 bin kişi sokaklara döküldü. Bunlardan dövülenler yaralananlar ve işkence görenler oldu. Yaklaşık bin kişi Belene Kampı'nda hapse mahkûm edildi. Haziran-Temmuz-Ağustos 1989 döneminde yoğunlaşan göç trafiği 1 yılda 345 bin 960 kişinin Türkiye'ye gelmesiyle sonuçlandı. 1990 yılının ikinci yarısında yaşanan göç hareketiyle de yaklaşık 360 bin soydaş Türkiye'ye geldi" ifadesini kullandı.
Kaynaklar’ın konuşması sonrasında Belene Gazisi Seyit Ali Akgün Bulgaristan'da yaşadığı zulmü anlatan bir konuşma yaptı.
Yaşanan acı süreci uzun uzadıya anlatan Akgün, konuşmasının sonunda, “Benim için acı olan 35 yıldır tüm bu insanlık suçların işleyenlerden hesap sorulmamış olması ve cezalandırılmaması. Hiçbir sorumlu Jivkov dahil yargılanıp ceza almamış olmasıdır. Hatta onların çocukları, torunları ve yakınları Bulgaristan'ın idaresinde bulunuyor olması insanın bizim yüreğimizi acıtıyor suçu var yargılanan yok. Bu suçlardan hesap aransaydı Bosna Hersek Srebrenitsa katliamları olmayacaktı.” dedi.
Comments