Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Genel Sayman Yardımcısı Yağızhan Onat, Lüleburgaz Vatan Partisi İlçe Başkanı Şaban Kızıltan ile gazetemizi ziyaret ettiler. TGB Genel Sayman Yardımcısı Yağızhan Onat, gerçekleştirdikleri ziyarette gazetemize çok özel açıklamalarda bulundu.


Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Genel Sayman Yardımcısı Yağızhan Onat, Lüleburgaz Vatan Partisi İlçe Başkanı Şaban Kızıltan ile gazetemize yaptıkları ziyarette, ABD askerlerinin kafasına çuval geçirdikleri olayların yanı sıra görülen davalar hakkında da bilgiler verdiler.
4 Temmuz 2003 tarihinde Kuzey Irak’ta bulunan, TSK’ya bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı personellerinim başına ABD askerleri tarafından çuval gezdirilip şehirde gezdirilmesini “yüzyılın hakareti” olarak değerlendiren TGB Genel Sayman Yardımcısı Yağızhan Onat, bu konuda TGB olarak bir kere değil, tam yedi kere gereğini yaparak ABD askerlerinin başlarına çuval geçirdiklerini belirtti.
Olayların davalarının hala görüldüğünü belirten Onat, geri adım atmayacaklarının, ABD emperyalizmine karşı verdikleri mücadeleyi sürdüreceklerinin de altını çizdi.
“YÜZYILIN HAKARETİ”
Süleymaniye’de TSK’ya bağlı Özel Kuvvet Komutanlığı personellerinin kafasına ABD askerleri tarafından çuval geçirilmesini yüzyılın hakareti olarak nitelendiren TGB Genel Sayman Yardımcısı Yağızhan Onat; “Öncelikle Süleymaniye’de yaşanan durumun öncesinde meydana gelen bir olayı hatırlatmak isterim. O dönemde ABD “Millenium Challenge” isimli bir tatbikat gerçekleştirdi. Tatbikatın senaryosu kapsamında kuvvetler ikiye bölünmüştü.
Mavi kuvvetler NATO müttefikleri, kırmızı kuvvetler ise düşman kuvvetleri olarak belirlenmişti. Tatbikatın senaryosu ise üç tarafı denizlerle çevrili, adacıklara sahip ve bir tane de tartışmalı adaya sahip bir ülkenin işgaliydi.
Bahsi geçen ülkenin Türkiye olduğunu anlamak için süper bir analist olmaya gerek yok. Tartışmalı ada ise bu noktada Kıbrıs adası oluyor. Tatbikatın senaryosu gereği bu ada 48 saat içerisinde ele geçiriliyordu.
Bu olayın akabinde ise Hüseyin Kıvrıkoğlu paşamız, onların “Millenium Challenge” tatbikatına ithafen; “Bir TSK’nın kılcal damarlarından Amerikancıları tasfiye edeceğiz ve ordunun bu yaptığı tasfiye süreci bin yıl sürecek” dedi. Bu sözü 28 Şubat sürecinde söylenmiş bir söz. 28 Şubat süreci de bildiğimiz gibi ABD emperyalizminin bir numaralı kuklası olan irticaya karşı atılmış bir adımdır.
Tüm bu olayların ardından ise 2003 yılında Körfez Savaşı’nın hemen ardından bizim askerlerimiz ile ABD askerleri Kuzey Irak’ta birlikte görev yapıyordu. Amaç ise Barzani bölgesinde PKK ile mücadele etmekti.
O zamanlarda ABD askerleri bizim 14 askerimizin kafasına çuval geçirdiler ve askeri kamyon arkasına oturtarak gezdirmesi ordumuza ve ülkemize yapılan en büyük hakaretlerden birisidir. ABD’nin bu ihaneti asıl planlarını da ortaya tekrardan çıkardı” dedi.
“SİZ TGB OLARAK BU OLAYLARA KARŞI NASIL BİR REFLEKS GÖSTERDİNİZ?”
Onat; “O zamanlar şu anki Cumhurbaşkanımız, o zamanki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendisine yöneltilen “nota verecek misiniz?” sorusuna “ne notası, müzik notası mı?” diyerek bir cevap vermişti. Şimdi bu gibi durumlarda bizler, vatandaşlar devletten bir tepki bekler doğal olarak.
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk milleti bir bütün olarak varoluşunu sürdürmekte. Milattan önce 209 yılında kurulmuş olan ordumuz güçlü ise kurduğumuz devletler de güçlü, zayıflamışsa devletlerimiz de zayıflamıştır. Türk milletinin bir ordu-millet kültürüne sahip olduğu yadsınamaz bir gerçek.
Bu sebeple bayramla her zaman ordumuz heyecanla beklenir, ordumuzun zaferi yaşanan olaylara karşı olan kesimler tarafından dahi içten içe sevinçle karşılanır, şehit haberlerinde annelerimizin ekran başında verdiği tepkileri göz önüne getirelim, askerlik yapanlar askerlik yaptıkları yerde çarşı izinlerinde özellikle annelerimizden aldığı tepkileri hatırlasın. Bizi kendi evlatları gibi sahiplenirler her zaman.
Bu kültüre sahip bir milletin Başbakanı, böyle bir olaya kayıtsız kaldığı zaman durum daha da zor bir hal alıyor. Bu noktada da görev bizlere, gençlere düşüyor. Biz TGB olarak 19 Mayıs 2006 tarihli kuruluş günümüzden beri bu tür milli konularda refleks almaya çalışıyoruz.
O dönemde de bu yaşanan “çuval olayı” üstüne yöneticilerimizin alamadığı refleksi alma kararı aldık” dedi.
“7 KEZ ABD ASKERLERİNİN KAFASINA ÇUVAL GEÇİRDİK”
ABD askerlerinin kanlı postalları ile bu topraklarda gezemeyeceklerini belirten Yağızhan Onat; “Bu olaylar üstüne atıldığımız mücadele neticesinde 2009 yılı itibarı ile ABD askerlerinin başına çuval geçirmeye başladık.
Bodrum, iki kez İstanbul, Manavgat, İzmir, Hatay/İskenderun ve Adana İncirlik Üssü olmak üzere toplam 7 kez olmak üzere ABD askerlerinin kafalarına çuval geçirdik.
En son USS Wasp isimli ABD ordusuna bağlı bir uçak gemisi İzmir’e demirledi. Amacı İsrail-Filistin savaşında İsrail’e destek olmaktı. Son eylemimizin başlangıç noktası o geminin İzmir limanına demirlediğini öğrendiğimiz an oldu.
Kafasına çuval geçirdiğimiz kişi ise ABD Hava Kuvvetleri’nde görevli Albay rütbesinde bir askerdi” ifadelerinde bulundu.
“ŞU AN SÜREÇ NASIL İŞLİYOR? BİR DAVA GÖRÜLÜYOR MU?”
Yağızhan Onat; “Bizim yaptığımız bu işler antiemperyalist kitleye bir “oh” çektirdi diyebiliriz. Bu olay Türk halkının tabanında bir tepkiye sebep olmadı çünkü ABD emperyalizmi tüm toplumumuzun ortak sorunu.
Fakat 2 Eylül 2024 yılında İzmir’de son yaptığımız eylemin davası hala görülüyor. Arkadaşlarımızı gözaltına aldılar ve F tipi cezaevinde tutuklu olarak yargıladılar. Akabinde arkadaşlarımızı USS Wasp zırhlısı limandan ayrıldığı zaman serbest bıraktılar.
16 Aralık günü ise arkadaşlarımızın ilk davası görüldü. 15 arkadaşımızdan 5 arkadaşımız adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, kalanların davası ise Mart ayına ertelendi. Bizler, arkadaşlarımızın bu mahkemelerde yargılanmaları dahi bir ihanet bize göre” diyerek sözlerini noktaladı.
Comments