top of page

SANATÇI

Yazarın fotoğrafı: Ahmet GüdücüoğluAhmet Güdücüoğlu

 Bir insan, bir sanatçı düşünün; Ülkemizin tüm cezaevlerini gezerek oyunlarını sergileyecek kadar mesleğini ve insanları seven Biri. Baba düşünün sayısız çocuğu evlat edinip okutan, sevgi veren Biri. Bu adam sanatçı ve baba kelimesinin karşılığını oldukça hak ediyor. “Kâğıttan uçurtma olsak. Dünyayı dolaşsak ve ipin ucunu tek bir çocuk tutabilse, bu bize yeter." Diyen gerçek sanatçı, kalbi insan sevgisiyle dolu olan bu kişi

Turgay Tanülkü’dür. Ankara Devlet Konservatuvarı tiyatro yüksek bölümünden 1976'da mezun oldu. Aynı yıl Ankara Devlet Tiyatrosu'nda göreve başladı. Leningrad'da Tiyatro Akademisi'nin drama kurslarına katıldı ve Psikojimnastik eğitimi aldı. Ünlü oyuncunun hayatı film gibi gerçekleşmiş. 18 yaşında girdiği cezaevinden 26 yaşında başka biri olarak çıkar. Özgürlüğe ilk adımı atarken “Ben geri döneceğim buraya!” diye bir söz vermiş kendine. Bu sözünü yerine getirmiş ve ömrünü cezaevlerinde mahkûmları tiyatroyla buluşturmaya adamış. Çoğu insanın Kurtlar Vadisi, son olarak da Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinde Şahinağa olarak tanıdığı Tanülkü'nün hikâyesi dizi olacak kadar çarpıcı. 1981'den beri tiyatro için girip çıkmadığı cezaevi kalmadı. Üstelik o sadece mahkûmların değil, onların çocuklarının da hayatlarına umut olmuş. 14'ünü cezaevinden aldığı 23 evladı var. Ve o evlatlardan çoğu üniversiteyi onun sayesinde bitirip hayata atıldı.  1970 döneminde 18 yaşında Ulucanlar Cezaevi'nde siyasi nedenlerle hapis yatar. Kendisini ve koğuştaki ağabeylerini eğlendirebilmek için fıkralar anlatır. Oyunlar oynar, Tiyatroyu küçük koğuşa sokar ve bu böyle uzun süre devam eder. Çocukları kurtarmam lazım sözünü her defasında belirten Sanatçı, çıktığı gün kendisine bir söz verir; cezaevine tekrar gideceğim! Bu söz, mahkûmlarla gönüllü olarak tiyatro yapmaya başlamaktır. Onlara ders verir, her gün cezaevine gider. Mahkûmlardan bir grup oluşturur ve ilk oyunlarını sahneye koyarlar. Onların aileleri de oyunlarını izlemeye gelmişlerdir. Oyun biter, misafirler gider, o koca koca adamlar sahneden iner, ailesinin oturduğu koltukları koklarlardı diyor Turgay Tanülkü. Tiyatro bir insan kokusudur. Sanatçı bu galalar ve oyunlar sayesinde mahkûmların çocuklarıyla tanışmaya başlar. Çocukların mutluluklarını gördüğünde küçük küçük para vermekten ötesini yapmak isteyen Tanülkü, ailelerle konuşmaya başlar. “Okutabilecek misiniz?” diye soran Sanatçı onlara yardımcı olmaya başlar. Önceleri kendi evlerinde okutmaya, eğitim vermeye başlar. Tanülkü’nün şu anda 23 çocuğu var, 11'i üniversitede okuyor. Uşak Eşme'de Düz köyünde daha ufaklar çocukları var. Onlar da çoban çocuklarıyla birlikte toprağı bilerek büyüyor. İlkokulda köy enstitüsü öğretmenlerinden ders alan Sanatçı, onlar bana ne gösterdiyse çocuklarıma onu gösteriyorum demektedir. Bu nedenle çocuklarının hepsi tarlayı, ağacı, toprağı bilir. Eşinin de kendisini bu işlere adadığını anlatan Sanatçı, Anneler Gününde 23 tane çiçeğin gelmesi en büyük mutlulukları olduğunu sevinçle anlatıyor. Böyle bir Sanatçıya, İnsana sahip olmak toplum için çok büyük şans. Kendisine yaptıkları için minnettarım. Böyle sanatçılarımızın çoğalması dileğiyle.


 

16 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page