top of page

RUHİ SU

Yazarın fotoğrafı: Ahmet GüdücüoğluAhmet Güdücüoğlu

Ayların en hüzünlüsü ve de en güzelidir Eylül. Yaprak dökümlerinin başlayacağı Sonbaharın habercisidir ayni zamanda. Toprağa düşen bulutun gözyaşı damlaları ondadır. Usulca gelip insanı bulan ayrılığın hüzünleri ondadır. Su gibi akıp giden yaşamın içinden öyle aniden beliriveren, özlem dolu sabahların tarifsiz hüznü yine ondadır. Kanat çırpmaya başlayıp uzaklara doğru gitmesini bilen kuşların, ilk ayrılma halleri ondadır. Eylül ayı içerisinde kaybettiğimiz bir sürü değerlerin çok önemlilerinden birisidir Halk Ozanı Ruhi Su.20 Eylül 1985 yılında yitirdiğimiz yeri doldurulamayan bir sanatçıdır. Sanatçı karanfil kokuyorsa, halkın sazına değmiştir. Sanatçı gül kokuyorsa halkın hakkını, adaletini emeğini bilmiştir. Sanatçı su gibi çağıldıyorsa, halkın binlerce yıllık hikâyesini sevmiştir.1912 yılında Van’da doğdu. Davudi sesi, doğallığı, içtenliği ve coşkusuyla çok özel olan bu ses ezgiye, türküye, deyişe can suyu oldu. Savaşın öksüz ve yetim bıraktığı kimsesiz bir çocuktu. Memur olarak çalışan babasının tayini nedeniyle çocukluğunun büyük bir bölümünü Van’da geçirdi. Genç yaşlarda babasını ve kısa zaman sonra da annesini kaybetti. Adana’da çocuksuz, yoksul bir aileye verilmişti. Adana kuşatıldığında 6 yaşındaydı ve ailesiyle Toros Dağları’na göç ettiler. Orada öğrendi türküleri. Üvey annesinin zulmünden arkadaşının annesi vasıtasıyla öksüzler yurduna sığındı. Oyun denen bir şeyin var olduğunu o zaman öğrendim, içim içime sığmıyordu, şaşkındım diyerek çocukluğunun zorluğunu anlatıyordu. Müzik öğretmeni Mehmet Tahir’in aldırdığı bir kemanla sürdürecekti türkülerle başlayan müzik aşkını. Bir ara İstanbul'da askeri okullarda okudu, ancak müzik sevgisi onu yeni arayışlara itti. Adana Öğretmen Okulu'nda okurken, Ankara'ya Müzik Öğretmen Okulu'na (Musiki Muallim Mektebi) girmeyi başardı.1942`de Ankara Devlet Konservatuarı’nın şan bölümünü bitirdi. Aynı yıllarda sırasıyla Ankara Cebeci İkinci Ortaokulu`nda sonra Hasanoğlan Köy Enstitüsü`nde müzik öğretmenliği yaptı. Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’na seçildi, konservatuarın opera bölümünde de okudu ve daha sonra da Devlet Operası'nda çalıştı. Devlet Operası sanatçısı olarak, Bastien Bastienne, Satılmış Nişanlı, Madame Butterfly, Fidelio, Tosca, Yarasa, Aşk iksiri, Rigoletto, Figaro'nun Düğünü, Maskeli Balo ve Konsolos gibi operalarda rol aldı. Ankara Radyosu`nda 15 günde bir yayınlanan türkü programları düzenledi; Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi`nde büyük bir koro oluşturdu. Aldığı klasik batı müziği eğitimi türkülerinin yorum ve icrasına yaklaşımının kurumsal temelini oluşturdu. Keman öğretmeni Avusturyalı Ervix’ten klasik Batı müziğini öğrenir. Ankara Müzik Öğretmen Okulu’nun giriş sınavına katılır. Bir konçerto çal! derler ve Vivaldi’nin Sol Majör Keman Konçertosu’yla ödevlendirilir. Ödünç bir keman, bir otel odası ve yoğun bir çalışma sonucunda sınavı kazanır. Ezilenlerin yanındadır. Onlara sesi, sözü ve sazıyla güç verir. Mert bir yürek olarak doğru sözünü namuslu sazıyla birleştirip, efsaneleşir. Anadolu müziğini özgün bir yorum ve güçlü sesiyle duyurdu. 1960'ta İstanbul'da Taksim Belediye Gazinosu'nda sahneye çıkan Ruhi Su, bir yandan da halk türkülerini kaydedip, arşivleme görevini üstlendi. Bu arada radyoda da 'Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor' anonsuyla sunulan bir radyo programı yaptı. Bu programlardan birinde söylediği "Serdari Halimiz Böyle N'olacak? Kısa çöp uzundan hakkın alacak" türküsü nedeniyle radyodaki işine son verildi. Emekçinin sesi olması, susturulmaya çalışılmasının nedeniydi. Konçertolara, senfonilere, operalara, türküleri, deyişleri, ninnileri ve ilahileri de ekleyen; “Sabahın bir sahibi var, sorarlar bir gün sorarlar” diye çağıldayan sese, ağır bedeller ödetilmeye başlanır. Öyle ki tedavisi için bile yurtdışına çıkartılmamıştır.1936’da Ses ve Tel Birliği Korosu’nda; 1944-1947 Ankara Üniversitesi DTCF’de; 1964’te Çocuk Korosu’nda; 1974’te Dostlar Tiyatrosu oyuncularından oluşturulan bir koroda;1975’te Dostlar Korosu’nda ’bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe’ ezgilerin söylenebileceğini öğretmişti. Ruhi Su, ölümüne kadar 16 tane 45'lik plak, 11 uzunçalar çıkardı. Ölümünden sonra kurulan Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı aracılığıyla eşi Sıdıka Su (ölümü-18 Ekim 2006) ve oğlu Ilgın Su özel arşivlerdeki ses kayıtlarından yararlanarak plak, kaset ve CD üretimini sürdürdüler.

 

Son Yazılar

Hepsini Gör

SICAK HAVA DEPOLAMA

Sıcak hava depolama teknolojisiyle daha fazla verimlilik sağlanabilir mi ? Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan bir araştırmaya göre,...

Comments


bottom of page