top of page
Yazarın fotoğrafıHamza Dalgıç

Necati Kayhan geçmişe götürdü

Lüleburgazspor’un eski futbolcusu ve teknik direktörü Necati Kayhan, geçmiş anılarından kesitler paylaştı. Futbolculuk dönemleri ve teknik direktörlük anılarını gazetemizle paylaşan Necati Kayhan, birleşmeden önce Adaletspor ve Yeşilovaspor’un rekabeti ile unutamadı Edirne Suspor maçını anlattı.

Lüleburgazspor’un eski futbolcusu ve teknik direktörü Necati Kayhan, Lüleburgazspor’un geçmişine rehberlik ederken, kulübün emektarlarını da andı.

Futbolculuk ve yardımcı teknik direktörlük yaptığı dönemlerden iki anısını gazetemizle paylaşan Necati Kayhan, birleşmeden önce Adaletspor ve Yeşilovaspor isimleriyle iki ayrı takım olarak birbirleriyle rekabet ettiği dönemlerde oynanan Fenerbahçe maçı hakkında da söylemlerde bulundu.

“ŞAHANE BİR TAKIM YARATTIK”

Lüleburgazspor’un teknik direktörlüğünü yaptığı dönemde kendisinin de yardımcılığını yaptığı ve şahane bir takım kurduklarını belirten Necati Kayhan; “Adaletspor ve Yeşilovaspor takımlarının birleşip Lüleburgazspor’un kurulduğu tarih olan 1967’de A Takım kurulurken, Sabri Doğrugiden de genç takımı kurdu. Lüleburgazspor’un lig maçlarından evvel, genç takımların maçlarını yönetiyordu. Bunların üstüne Lüleburgazspor’un amatör takımını da senelerce çalıştırdı.

Lüleburgazspor kendisinin de katkıları ile 1967 yılında profesyonel takım olarak 3. Lig’de mücadele etmeye başladı.

Standartlara uygun stadımız olmadığı için o dönemlerde maçlarımızı Kırklareli’nde yapardık. Profesyonel takımımız her hafta dışarıda maç oynarken, genç takımımız da Lüleburgaz’da maçlarını yapardı. Genç takımımız daha o zamanlar çok iyiydi. Sabri Doğrugiden hocamız, genç takım içerisinde Lüleburgazspor’da oynayabilecek oyuncuları takıma adapte etti.

İlk evvela takımımızı rahmetli Alpay Özsu çalıştırdı, ardından da Sabri hoca ve ben çalıştırdım. Antrenmanları daha çok ben yaptırırdım. İkimiz o dönemlerde şahane bir takım yarattık.

Sabri hoca o zamanlar yaşlıydı ve yoruluyordu. Bana; “Necati! 6 numarayı çıkar, 8 numaralı oyuncuyu sahaya sür” der, maçın gidişatına etki ederdi. Merhuma Allah rahmet eylesin. Ailesine tekrar baş sağlığı diliyorum. Her akşam uykuya dalarken onun için dualar okurum” dedi.

“LÜLEBURGAZSPOR’UN KASASINA ÇOK KATKIDA BULUNDU”

Lüleburgazspor’un eski malzemecisi Osman Güçlü’nün takıma çok katkı verdiğini belirten Kayhan; “Bir zamanlar Lüleburgazspor’un malzemeciliğini yapmış olan Osman Güçlü, Lüleburgazspor’un belki de en iyi malzemecilerinden birisiydi. Osman Güçlü kulübün şortunu, tozluğunu, formasını kendi malı gibi kullanan, malzemelerin ve futbol ayakkabılarının temizliğini hiç aksatmazdı.

Kendisi bu çalışma prensipleri ile Lüleburgazspor’un masraflarını çok çok azaltmıştır. Futbol toplarının dikişlerini yapmak ve yırtılan şortların tamir edilmesinde üstüne yoktur. Her futbolcunun ayakkabısını, formasını, şortunu, çorap temizliğini, maça çıkmadan önce topların sayılmasını özenle yapardı. Dışarıya kaçan veya unutulan topların sayımını da yapar kulüp kasasına katkıda bulunurdu.

Maç bitiminde spor malzemelerinin sayıları, temizliği onun göreviydi ve işini en layığıyla yapardı. Duştan çıktıktan sonra malzemelerin kaybolmaması için özenle çalışırdı. Allah kendisine de rahmet eylesin. Kendisi yaptığı görevle en büyük katkıyı verdi takıma. Kendisi için de sürekli dua ediyorum” ifadelerini kullandı.

“FENERBAHÇE MAÇI İÇİN BENİ ÇAĞIRDILAR”

Edirne Suspor ile oynadıkları maça değinen ve ardından Fenerbahçe ile oynadıkları karşılaşma hakkında da bilgiler veren Kayhan; “ Ben de 1945-1952 yılları arasında Yeşilovaspor’da genç takımda futbola başladım. İlk evvela genç takımda daha sonra da A takımda oynadım. Lüleburgazspor’da da hem futbol oynadım hem de antrenörlük yaptım.

Maçlarda her zaman elimden geleni yaparak, mücadele ederek ve iyi oynayarak bitirirdim. O yıllarda İl şampiyonu olan takımlardan istediğin takımlara futbolcu olarak gitme imkanımız vardı. Nitekim Adaletspor İl şampiyonu olmuştu ve beni Yeşilovaspor’dan istediler. Yeşilovaspor ve ben bu teklifi kabul ettik.

O dönem Adaletspor Karagücü’nden Ahmet diye çok iyi bir futbolcuyu almıştı. Alpullu Şekerspor’dan da Çetin adından felaket bir sol açık aldılar. O takımla antrenmanlara başladık. Antrenörümüz o dönemlerde Galatasaray’da futbolculuk yapmış olan İsmail adında iyi bir insandı.

Bir gün rakibimiz Edirne Suspor… Trakya’nın en iyi futbolcularının toplandığı bir kadrosu var. Maça çıktık ve tribünlerin tıklım tıklım dolu olduğunu gördük. 5-10 bin seyirci önünde o güçlü kadroya karşı mücadele edecektik. İsmail hocamız beni yanına çağırarak; “Necati bak kardeşim seni taktiksel olarak stoper oynatmak istiyorum. Hadi aslanım güzel bir maç çıkar, yenelim şunları” dedi. Çıktım ve oynadım…

Bir sol bekimiz vardı bizim o zamanlar. Top kendisine geldi bende orta yuvarlak içerisinde bekliyorum. Kendisine seslendim ve top istedim. Zor bir pozisyondu fakat pası atabildi. Topu ayağıma aldığım gibi sürmeye başladım. Birkaç metre sürdükten sonra ise kaleyi gördüm ve şut çektim. Top direğe çarpıp gol girdi.

O dakika öyle bir sevinç ve coşku yaşıyoruz ki takım arkadaşlarım neredeyse beni ezecekler. O maçı benim attığım golle 1-0 kazandık. Soyunma odasına zar zor gittim. Maçtan sonra Lüleburgaz’a döndüğümüzde insanlar bizi karşılamak için gelmişti.

Maçtan bir süre sonra Lüleburgaz Yeşilova, Fenerbahçe ile maç yapacaktı ve ben de boştaydım. Kulüp Başkanımız Şükrü Ersoy bana; “Necati gel bayram arifesinde oynayacağımız Fenerbahçe maçına seni yetiştirelim ve oyna” dedi, bende kabul ettim. Boru mu bu? Koskoca Fenerbahçe!

Pazar günü sahaya çıktık ve ısınmaya başladık. Bu sefer libero oynuyordum. Karşımda bir santrafor var, pire gibi resmen! Top ayağına geldi ve tam sol ayağıyla vuracakken kayarak müdahale ettim. İkimiz de yere kapaklandık. Tam ayağa kalktım ve bir baktım şortum ikiye ayrılmış. Valiler, kaymakamlar ve on binlerce seyirci önünde yırtık şortla saha ortasında kalmıştım.

O sırada da Şükrü Ersoy başkanımız “Necati gel şortunu değiştir” diye bağırıyor. Takımımız şortumu değiştirmem için topu dışarıya, sahanın en uç noktasına attılar ve ben de şortumu değiştirdim. Sahada bulunan herkes neredeyse gülmekten bayılacaktı.

O maçta 1-0 öne geçmiştik. Ardından Fenerbahçe’de bir gol attı ve maç 1-1 berabere bitti” diyerek sözlerini noktaladı.

307 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

1 Comment


aykutcetinaslan54
Dec 09, 2024

Sevgili Necati abi ne güzel yazmışsın. Sabri hocamın emekleri unutulmaz. Hele Osman abi malzemelerimiz yıkar tertemiz giyerdik. Soğuk havalardan sobanın yandığı A takımın soyunma odasını kullanırdık. Her ikisini de rahmetle anıyorum. Bir konuyu hatırlatmak istedim.Lüleburgaz lisesi 1970 yılında sınıflar arası maçlar düzenlemişti. Stad yeni yapılmış ihata duvarları yapılmamıştı sadece taş tribün vardı. Aydın Çelik lüleburgaz'a yeni gelmişti. Ortaokul 3 sınıf tan arkadaşımız olmuştu. Lise 1 de 4 C sınıfında sıra arkadaşımdı. Hasan Anlar öğretmenimiz sayesınde sınıf maçları oynandı. Maçlar dolu tribünler önünde oynanıyordu. Sadece okul arkadaşlarımız değil vatandaşlarda seyretmeye geliyorlardı. Sabri Hocam bizleri o maçlarda seyredip Lüleburğaz genç takımına seçmişti. Bizlerde A takım maçlarından önce macimizı oynardık.Gerçekten Sizlerin maçlarınız kadar ilgiyle izlenirdik. Hala o günleri heyecanla anıyorum. Göçüp giden büyüklerimi…

Like
bottom of page