“Okulların ‘manevi danışmana’ değil, öğretmene ihtiyacı vardır”
Kırklareli’de Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda ‘manevi danışman’ adı altında imam atanması tepki çekti. Kırklareli Eğitim Şube Başkanı Yasemen Sayılgan; “. Asıl sorun, düşünen, sorgulayan, eleştiren nesiller yetiştirmek yerine, itaatkar nesiller yetiştirmek için laik, bilimsel ve kamusal eğitimle derdi olanların Cumhuriyet karşıtı uygulamalarıdır. Okulların ‘manevi danışmana’ değil, öğretmene ihtiyacı vardır” dedi.
Haber Merkezi
Kırklareli’nde okullara ‘manevi danışman’ adı altında imam atanması tepki çekti.
Kırklareli Eğitim-İş Sendikası Şube Başkanı Yasemen Sayılgan tarafından yapılan açıklama da, Kırklareli’de bulunan 158 okula din görevlisi atandığı belirtildi.
Çevreme Duyarlığım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesi kapsamında okullara imam atandığı aktarıldı.
ÇEDES projesinin laiklik ve bilimsel eğitim ile zıt olduğunu ve öğretmenlik mesleğinin uzmanlık mesleği olduğunu belirten Sayılgan; “Eğitim-İş olarak daha birkaç hafta önce Karaman’da din görevlilerin, vaizlerin devlet okullarında derslere girmeye başladığını ve derse giren bir vaizin de Atatürk ile Cumhuriyet’e dil uzattığını ortaya koymuş, kamuoyu tepkisini örgütlemişti. Ancak üst üste yaşanan gelişmeler göstermiştir ki sorumlularda pişmanlık değil pişkinlik hakimdir. Çünkü laiklik karşıtı uygulamalar, büyük bir pişkinlikle sürdürülmektedir. Türkiye’de her alanda yaşadığımız gerileme ve çürümeye, Cumhuriyet dersi eksikliğinin, örgütlü kötülük ile örgütlü cahilliğin sebep olduğunu söylemek mümkündür. Bugün ülkemizde cumhuriyet kurumlarının içinin boşaltıldığını, temel hak ve özgürlüklerin keyfi şekilde kullanılamaz hale getirildiğini, her bir çocuğumuzun laik, bilimsel ve demokratik eğitim hakkından eşit ve adil bir şekilde yararlanamadığını, gerici ve piyasacı kuşatmanın en çok eğitim alanında yaşandığını görüyoruz. Eğitimde yaşananları yalnızca eğitim bilimi ve pedagojik açıdan değerlendirmek de eksik olacaktır. Asıl sorun, düşünen, sorgulayan, eleştiren nesiller yetiştirmek yerine, itaatkar nesiller yetiştirmek için laik, bilimsel ve kamusal eğitimle derdi olanların Cumhuriyet karşıtı uygulamalarıdır” dedi.
“OKULLARIN ‘MANEVİ DANIŞMANA’ DEĞİL, ÖĞRETMENE İHTİYACI VARDIR”
Sayılgan; “ÇEDES projesi kapsamında, ’manevi danışman’ adı altında eğitim bilimi ve pedagojik yeterliliği olmayan imam, vaiz, din hizmetleri uzmanlarının, okul ve okul dışında çocuklarımızla bir araya getirilmektedir. ÇEDES protokolü tehlikelidir: Eğitim biliminden pedagojiden bihaber, çocuklarımıza nasıl yaklaşılacağını bilmeyen yetişkinleri okullara sokmak, özellikle soyut düşünce çağına girmemiş küçük çocuklar için ‘ölüm-yaşam, günah ve ceza’ gibi soyut kavramlara maruz kalmak, travmatik etkileri beraberinde getirecektir. Okulların ‘manevi danışmana’ değil, öğretmene ihtiyacı vardır. Öğretmen ihtiyacı, eğitim bilimi açısından yeterliliği olmayan manevi danışmanlarla değil, atama bekleyen yüz binlerce öğretmenimizin atanmasıyla çözülür. Koltuğunuza değil, onun arkasında asılı olan Başöğretmen’in resmine bakın ve bu protokolleri reddedin. Eğitim emekçilerine sesleniyoruz: Sevgili meslektaşlarımız; öğrencilerimiz bizlere Başöğretmen’in emanetidir. Onları, laiklik karşıtı uygulamalara terk etmeyiniz. Kimsenin sizin dersinizi bölme, gasp etme, sizin dersinizden öğrenci çıkarma hakkı yoktur. Bu tür girişimleri her şeyden önce öğrencileriniz, sonra mesleki itibarınız için reddediniz. Velilerimize sesleniyoruz: Çocuklarınızın eğitim adı altında manen ve fiziken güvencede hissetmeyecekleri hiçbir uygulamayı kabul etmek zorunda değilsiniz. Onların geleceği için bu protokolü reddedin. Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi ‘Çocukları korumak, vatanı korumaktır’ Bu bilinçle, eğitime, çocuklarımıza ve geleceğimize sahip çıkıyoruz, herkesi birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
Comentarios