O zaman belediyemize yardım etmek ve daha temiz bir Lüleburgaz’da yaşamak istiyorsak, sigara izmaritlerini gelişi güzel her yere atmayacağız.
Sabahları dükkanı açtığınız zaman size düşen kaldırımları sizler süpüreceksiniz. Zahmet olacak ama katlanacaksınız.
Tüm kahvelerin, tüm yemek yenilen dükkanların önü sigara izmaritleri ile dolu. İzmaritler taşların arasına giriyor.
Dükkan sahibi veya belediye temizlik işçileri izmaritleri taş aralarından çıkarmak için 5-6 defa beyaz papatyalara benzeyen izmaritleri süpürge sallayıp hem zaman kaybı hem de izmaritleri yerlerde o kadar çoğalıyor ki, işçiler bile kalayı basıyorlar.
İlgimi çeken diğer bir konu ise genç kız ve hanımların caddede bir yere giderken ağızlarından sigaraları tüttürerek içmeleri.
Bence kadınların cadde ve sokaklarda ağzında sigarayı içine çeke çeke çekmeleri hiç hoş değil.
Lüleburgaz Belediyesi’ni suçlayacağınıza ilk evvela yerlere çöpleri atan vatandaşların kurallara uyması gereken en büyük görevdir.
Hele iki üç gün evvel tam Emrullah Efendi okulunun dış kapısında satılmayan-kokmuş döneri görünce neler söyledim neler.
Bulgaristan’da 5 yaşında bir kız çocuğu çikolatayı yedikten sonra annesi-babasının elinden kurtularak etrafta nerede çöp tenekesi ararken 2250-300 metre ilerdeki çöpe elindeki çikolata kağıdını tüm futbolcu arkadaşlarıma gösterdim. Hepsi dondu kaldı.
Pislik hastalıktır.
Onun için Allah’ımız namazdan evvel elimizi-yüzümüzü-ağzımızı-burnumuzu-ayaklarımızı-kulaklarımızın yıkanması-temizlenmesini şart koşmuş.
Lütfen Allah’ınızı severseniz bu konuda hassas olalım.
DELİ (FIKRA)
Doktorla birlikte akıl hastanesini gezerken Başbakan, tek başına hapsedilmiş bir hastanın kucağında tuttuğu bir bebeği sevdiğini görünce sorumuş; “bu da deli mi?”
Doktor cevap vermiş; “evet delidir. Bunun deliliği kara sevda denilen türdendir. Vaktiyle bir kızı seviyormuş. Onunla evlenmek istediği halde kızı ona vermemişler. Sonunda kızı başka biri almış, adamcağız da bu yüzden kara sevdaya tutulmuş… Elinde gördüğünüz bebeği sevgilisi sanarak günlerce yemeden, içmeden ve uyumadan onu sevmekle geçiriyor.”
Başbakan, delinin haline çok üzülmüş ve oradan ayrılarak başka koğuşları gezmeye başlamış.
Üç-beş delinin hücresini daha gezdikten sonra, bir odada yine yalnız başına bulunan bir delinin, bağıra bağıra kendisini yerden yere attığını, kafasını öteye beriye çarptığını görmüş.
Yanındaki doktora;” bu zavallının hastalığı nedir?” diye merakla sorunca doktor şu cevabı vermiş; “bu da, o ilk gördüğünüz adamın evlenemediği kızla evlenen adamdır!”
Comments