top of page
Yazarın fotoğrafıNecati KAYHAN

EN İYİ BUĞDAY İÇİN

En iyi buğday yarışmasına, senelerdir katılan bir çiftçi, büyük çiftçi, büyük ödülü o yılda kazanmıştı.

Yarışmayı izleyen gazeteciler, çiftçiden bu başarısının sırrını öğrenmek istediler.

Çiftçi, bu sırrın kendi buğday tohumlarını komşularıyla paylaşmasında yattığını söyledi.

Gazeteciler bu cevaba çok şaşırdılar; “onlar sizin rakibiniz olarak yarışmaya katılıyorlar. Buna rağmen, ne diye tohumlarınızı onlarla paylaşıyorsunuz?” diye sordular.

Çiftçi; “neden olmasın” dedi. “Biliyor musunuz; rüzgar, olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya taşır. Bu bakımdan komşularımın kötü buğday yetiştirmeleri demek, benim ürünümün de iyi olmaması demektir. En iyi buğdayı yetiştirmek için komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor” dedi.

SÜT

Halife Hz. Ömer bir gece gezerken bir evin önünde durur ve ev halkı arasında geçen şu konuşmayı duyar; “kızım, yarın satacağımız süte biraz su karıştırdın mı?”, “Hayır anne! Halifenin süte su karıştırılmasını yasakladığını bilmiyor musun?”

“Kızım senin düşündüğüne bak! Gecenin bu saatinde halifenin nereden haberi olacak? O şimdi yatağında mışıl mışıl uyuyordur.”

“Anne halife uyuyor olsa da, Allah da mı uykuda?”

İşimizi insanlardan saklayabiliriz, ama herşeyi bilen, gören Allah’tan nasıl saklayacağız.

Rivayet edilir ki, duyduğu bu konuşmayı Hz. Ömer, oğlu Asım için bu ince ruhlu kızı ailesinden isteyecekti.

Dürüstlüğü Allah katında ayrıca ödüllendirilecek olan bu kız, bu dünyada önce Halife Hz. Ömer’in evine gelin olmakla, ardından adaletli yönetimiyle ‘ikinci Ömer’ diye anılan Emevi Halifesi Ömer bin Abdülaziz’in anneannesi olmakla şereflendirilmişti.

GÜVEN

Kaşiflerden biri yolunu kaybetmişti. Gideceği yere varamıyordu. Dolaştıkça cesaretini kaybediyor ve ne yapacağını bilemiyordu.

Biraz dinlenmek için oturdu. Etrafına bakındığında büyük bir uçurumun dibinde küçük, yabani bir çiçek dikkatini çekti. Ne kadar güzel bir çiçekti! Bir an için açlık ve yorgunluğunu unuttu.

Çiçeği düşündükçe, onu yaratan Allah’ı düşündü.

Sonra; “Böyle bir yerde bu çiçeğin ihtiyacın gören bir yaratıcı, şüphesiz beni de görür, benim ihtiyacımı da düşünmeye başladı.

Olduğu yere diz çöküp, bütün kalbiyle dua etti. Sonra da, yeni bir kuvvetle yola devam etti.

Bir müddet yine bir çıkış yolu bulamamış halde yürüdükten sonra, bir çalılığın kenarında bir keçi yolu fark edip o yolu takip ederek, gideceği yere varacaktı.

ASİL BAŞARI, ASIL BAŞARI

İslam Peygamberinin amcasının oğlu ve damadı olan Hz. Ali bir savaş esnasında bir düşman askerini yere yıkıp öldürmek üzere iken düşmanı Hz. Ali’nin yüzüne tükürmüştü.

Bunun üzerine Hz. ali düşmanına indirmek üzere kaldırdığı kılıcını geri çekerek; “Yürü git” dedi “seni öldürmekten vazgeçtim.”

Bu duruma şaşırıp kalan düşman askeri sordu; “beni alt edip öldürmek üzereyken neden vazgeçtin? Seni bundan ne alıkoydu”

Hz. Ali cevap verdi; “Seninle allah yolunda ve O’nun hoşnutluğunu kazanmak için savaşıyordum. Sen yüzüme tükürdüğünde ise sana kızdım, kinlendim. Eğer o an seni öldürseydim, bunu sana olan kızgınlığımdan dolayı yapmış seni kendi nefsim için öldürmüş olacaktım. Bu yüzden seni serbest bıraktım.

Hz. Ali’den bu açıklamayı duyan adam, bu büyük asalet ve incelik karşısında hemen oracıkta iman edip İslam’ı kabul edenler sınıfına katıldı.

EPOH

Bir öğle vakti bir lokantada yemek yerken, yan masalardan birinde kanser uzmanı olduklarını anladığım iki doktorun konuşmalarına kulak misafiri oldum.

Biri, yana yakıla şikayet ediyordu; “Bob, anlamıyorum. Seninle ben aynı ilaçları, aynı dozda, aynı düzende ve aynı kriterlere göre kullanıyoruz. Fakat benim hastalarımın tedaviye cevap verme oranı yüzde 22, seninkilerin ise yüzde 74 ki bu oranda bir iyileşme, metostaz kanserinde duyulmamış bir şey. Bunu nasıl beceriyorsun?

Meslektaşı cevap verdi; “ikimizde tedavi için Etopside, Platinum, Oncovin ve Hydroyurca kullanıyoruz. Biliyorsun, biz doktorlar bu dört ilacın ismini değiştirip kısaca EPOH demeyi adet edinmişiz. Ben bu sıralamayı değiştirdim. Hastalarıma, kendilerine HOPE verdiğimi söylüyorum. Böylece, durumları kötü olsa bile onlara yine de bir ümidin mevcut olduğunu hissettiriyorum”

14 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page