“Duyguların müziğini yazıyorum”
- gorunumhaber

- 11 Eyl
- 5 dakikada okunur
Uzun yıllardır ünlü sanatçılar ile aynı sahneyi paylaşan, aslen Kırklarelili olan müzisyen Barış Gülhane’ye biz sorduk o cevapladı. 15 yıldır müziğin içinde profesyonel olarak çalışan ve aynı zamanda müzik öğretmeni olarak görev yapan Gülhane, kendisini duygu işçisi olarak tanımlarken, “Benimle aynı duygularda yaşayan insanları arayan bir müzisyenim. Çocukları çok seven bir müzik öğretmeniyim. Gitar çalar hislerimi haykırırım” ifadelerini kullandı.




Röportaj: İrem OMRAK
Kırklareli doğumlu, müzik öğretmeni ve şarkı yazarı Barış Gülhane, kendini “duygu işçisi” olarak tanımlıyor.
Çocukları çok seven, gitarıyla hislerini haykıran, kendi şarkılarını yazıp söyleyen Gülhane, bugüne kadar 30’a yakın beste üretmiş olsa da dinleyicisiyle beşini paylaşma fırsatı buldu. Onu sahnede görmek, sadece bir konser değil; çocuk ruhunu yitirmemiş bir müzisyenin içten dünyasına yolculuk etmek anlamına geliyor.
Barış Manço’nun Dönence şarkısıyla müziğe kapılan ve Kurtalan Ekspres’e çok şey borçlu olduğunu söyleyen sanatçı, “Sessiz Çığlık” adlı eserini Özgecan Aslan için yazmış, şarkı yıllar sonra Şevval Sam’ın sesiyle taçlanmıştı.
İlhamını Atatürk’ten, Barış Manço’dan, Cem Karaca’dan, Emir Can İğrek’ten ve Teoman’dan alan Gülhane, müziğin birleştirici gücüne inanıyor.
Gözünü büyük sahnelere, özellikle Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava’ya diken Barış Gülhane’nin en büyük hayali, küçük odasında yazdığı şarkıların bir gün binlerce kişiyle hep bir ağızdan söylenmesi. “Hayallerimle doğduğum yerin arasında bir köprü var” diyen genç sanatçı, Trakyalı olmaktan her zaman onur duyduğunu vurguluyor.
BARIŞ GÜLHANE KİMDİR ? BİZE KENDİNİ TANITIR MISIN?
Duygu işçisiyim. Benimle aynı duygularda yaşayan insanları arayan bir müzisyenim. Çocukları çok seven bir müzik öğretmeniyim. Gitar çalar hislerimi haykırırım. Kırklareliliyim. Trakyalı, duygusal, içindeki çocukla hala oyunlar oynayan, kendi şarkılarını yazan çizen, dünyada işgal ettiği alanın hakkını vermeye çalışan ve hayallerine tutunmaya çalışan birisiyim.
SÖZÜ VE MÜZİĞİ SANA AİT OLAN VE DİNLEYİCİNLE PAYLAŞTIĞIN KAÇ ŞARKIN VAR?
Kendi şarkılarımı yazmayı seviyorum. 30’a yaklaştı ama dinleyicimle henüz beş tanesini paylaştım. Onlara, yaşadıkları duygularda yalnız olmadıklarını daha iyi anlatmak için stüdyoda şu günlerde ter döküyoruz.
Zaman içerisinde bu şarkıları sahnelerde birlikte haykıracağımız günlerimiz olmasını diliyorum.
MÜZİĞE NASIL BAŞLADIN?
İlkokul yıllarımda evimizdeki müzik setinde Barış Manço’nun Mançoloji albümünü dinlemiştim. A1 Şarkısı, Dönence idi. O gün Dönence’nin meşhur bas gitar riffinden etkilenişimi hiç unutmuyorum. O gün benim için bir kırılma noktasıydı diyebilirim. Beni tutup müziğin içine çekmişti. O kaset en özel oyuncağım oldu benim. Belki o gün o şarkıya değil başka bir şarkıya denk gelseydim, bugün burada olmayabilirdim. Barış Manço ve Kurtalan Ekspres’e çok şey borçluyum.
MÜZİK SENİN İÇİN NE İFADE EDİYOR? ŞARKILARINDA NE ANLATMAK İSTİYORSUN?
Müzik duyguların ve düşüncelerin notalarla ifade edilme sanatıdır. Duygularınız ya da düşünceleriniz yoksa müzikte yok. Notalara mâna verirseniz müzik oluyor. Mâna vermeden bastığınız notalar boş gürültülerdir. Şarkılarımda, yaşadığım duyguları ve hislerimi anlatıyorum. Aynı hisleri paylaşan insanlara ‘bakın yalnız değilsiniz ben de böyle yaşamıştım’ diyorum. Onlar da ‘ben de buna benzer şeyler hissediyorum’ diyerek dinliyorlar ve müziğin birleştirici gücü bizi uzaklarda da olsak birbirimize bağlıyor. Bunu seviyorum.
SESSİZ ÇIĞLIK ŞARKINA BİR ÖZEL PARANTEZ AÇABİLİR MİYİZ?
Sessiz Çığlık 2015 yılında Özgecan Aslan olayı olduğunda yazdığım bir şarkıdır. Televizyonda haberler duyuyordum. Odama kapanıp çok üzüldüğümü hatırlıyorum kucağımda gitarım vardı. O gece yazmıştım.
Söyleyecek çok sözüm vardı bu konuda sadece kadınlar değil, çocuklara da bir çığlık olsun istedim. O yüzden adı o çıkamayan çığlıktan geliyor. Okurlarımız şarkıyı dinlediklerinde sözlerinde o geceki öfkemi hissedeceklerdir. Daha sonra Kurtalan Ekspres’in Albümünün çıkış parçası olarak sevgili Şevval Sam’ın sesi ile taçlandı. Hem Kurtalan Ekspres’e hem de Şevval Şam’a teşekkürlerimi sunmak isterim. 10 yıl sonra şarkıyı ben de yorumlayıp kendi versiyonumla dinleyicimle paylaştım.
Şarkıyı yazalı 10 yıl oldu. Bir sürü acı olay daha yaşadık. Ülkemin tüm kadınlarına, tüm çocuklarına aydınlık yarınlar diliyorum. Bu günleri umarım aşarız ben de bu şarkıyı bir daha hatırlamam.
ŞARKILARINDAKİ ÇOCUKSU ADAMI ÜZEN ŞEY NEDİR? AŞK DİYEBİLİR MİYİZ?
Eh biraz aşk tabi, yaşandı ve bitti. Geriye güzel birkaç hatıra ve birkaç şarkı kalıyor.
EN BÜYÜK HAYALİN NEDİR?
Yalnız başıma gece yarısı küçük odamda yazdığım şarkıların, büyük sahnelerde ışıklar ve alkışlar arasında nakaratlarına eşlik edilmesi olabilir. Ömrüm konser yolculuklarında geçse bundan şikayet etmem.
Gözümü Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava sahnesine diktiğimi ve derin derin iç geçirdiğimi itiraf edebilirim. Bu benim çok sarıldığım ve sahiplendiğim bir hayal aslında hedef de diyebiliriz. Müziğimin bir gün ülkemin de göğsünü kabartacak bir amaca hizmet etmesini de buraya ekleyebilirim.
DİNLEYİCİNİ VE OKURLARIMIZI ÖNÜZMDEKİ SÜREÇTE NELER BEKLİYOR?
Vaktim genelde stüdyoda üreterek geçiyor. Yeni şarkılar yazdım, yazıyorum. Önümüzdeki günlerde daha yeni şarkılar hediye edeceğim onlara. ‘Seni Görmem Lazım’ ve ‘Labirent’ ufukta gözüken ilk şarkılar. Eylül ve Ekim ayı içinde yayında olurlar diye umuyorum. 11 ve 13 Eylül’de Kırklareli de bir konserim var. Kış mevsimi boyunca kulaklarından eksilmeyeceğim.
İLHAM ALDIĞIN YA DA ÖRNEK ALDIĞIN BİRİLERİ VAR MI?
İnsan zamanla kendi kimliğini bulup özgünleşmeli ama tabii ki var. Motivasyonum her tükendiğinde Atatürk’ten ilham alırım. Bir sanatçı profili olarak Barış Manço tam bir örnektir mesela. Söz yazarlığı konusunda Emir Can İğrek’in kalemine bayılıyor ve ilham aldığımı gururla söylüyorum. Şarkı yazarlığı konusunda çok samimi ve özel biri olduğunu düşünüyorum. (Kendisine çok sevgiler) Şarkılardaki ifade biçimi ve tema olarak da Teoman benim için çok saygın, iyi bir örnektir. Mikrofonda hissiyat konuda Cem Karaca’dan, melodi ve bestecilikte Cahit Berkay’dan öğrenecek çok şeyim var. Müzikal kimliğimi oluşturmamı sağlayan bu büyük insanlara ben ve ülkemiz çok şey borçlu. Var olsunlar. Ben de zamanla bunları bir potada eritip benden sonraki genç arkadaşlarımın yürüdüğü yollara birkaç taş döşemek isterim.
BİRARAYA GELMEK İSTEDĞİN BİR ÜNLÜ İSİM VAR MI?
Genel olarak sevdiğim, takip ettiğim birçok isimle tanışma fırsatı buldum. Emir Can İğrek’i diğerlerinden biraz farklı tutuyorum. Birçok konserinde onu uzaktan-yakından izleyerek ders gibi çalışıyorum. Onun olduğu her konser, her proje, her alan bana iyi geliyor. Yolu da kendi gibi aydınlık olsun!
ÜLKEMİZİN MÜZİKAL ÇİZGİSİNİ NASIL GÖRÜYORSUN?
Burası büyük medeniyetlerin yaşadığı, zengin uygarlıklar beşiği bir coğrafya. Ülke olarak müzikal belleğimizin çok zengin olduğu kanısındayım. Ama kültürümüzün yozlaştığını görmek üzüyor beni. Kendi dilini ve tarihini unutmuş milletlerin büyük sanat eserleri yaratması da imkansızlaşır. Ben daha özgür daha aydınlık bir ülke hayal ediyorum. Festivalleri iptal edilmeyen, sanatçısına sansür uygulamayan Atatürk’ün işaret ettiği müreffeh ülke olmak için özgür müziğe özgür sanata ihtiyacımız var . Ayrıca Tarzlar artık iç içe geçti. Teknoloji her evde sanat üretimini mümkün kılıyor. Bu çağdan yalnız duygularını iyi ifade eden sanatçılar başarıyla çıkacaklar. Üretilen müziklerin çoğunu kalitesiz bulsam da kaliteli işler de duyuyor ve dinliyorum. Güzel işlerin zamanla artacağını ve çağ karanlıklaştıkça sanatın ışıldayacağını biliyorum. Biz köstek olmayalım yeter
MESLEĞİN DIŞINDA HOBİLERİN VAR MI?
Mesleğim çok odak noktamda ama var tabi, gözüm gibi baktığım bir maket oyuncak araba koleksiyonum var. Klasik arabalar biriktiriyorum. Karşılarına geçip onları izlemek ve temizlemek hoşuma gidiyor. Plak ve kaset koleksiyonum da var. Seslendirme ve dublaja biraz meraklıyımdır. Gizlice bu konuda denemeler yapıyorum. Yeşilçam filmleri, eski İstanbul fotoğrafları ve Kurtuluş Savaşı hikayelerine dair özel bir arşivim var.
KONSERLERİN NASIL GEÇİYOR?
Ben bir oyun gibi görüyorum ve içimdeki çocukla birlikte çok eğleniyorum. Bir yandan çok ciddiye alıyorum. Seyirciyle göz göze bakışarak o duyguları paylaşmak heyecan verici. En çok sosyal sorumluluk projelerinde çalmayı seviyorum. Doğa için, çocuklar için, hayvanlar için, özel yardım gecelerinde sahne almayı seviyorum. İzmanço ile sahnede olmak beni gururlandırıyor. Barış MANÇO’nun ölümsüzlüğünü müziğimle anlatıyorum insanlara. Bazen nostaljik şarkılarla, 90lar geceleri ile bazen, HAFIZAMIN AYIPLARI adını verdiğimiz benim kendi şarkılarımdan oluşan bir Playlist ile çalıyoruz. Ekip arkadaşlarımı da çok seviyorum. Onlarla çaldığım her sahnede adrenalinim saatlerce düşmüyor.
EN MUTLU OLDUĞUN AN?
Sahneye 5 kala
EN SEVDİĞİN FİLM?
Cars (Arabalar) 2006
EN SON OKUDUĞUN KİTAP
Teoman- Fasa Fiso
ÖLMÜŞ BİRİNİ HAYATA GERİ GETİRME ŞANIN OLSA KİMİ GERİ GETİRMEK İSTERDİN?
Herkes bu dünyaya geliyor ve süresi dolunca gidiyor. Bu gidişler öyle olması gerektiği için öyle olmuştur o yüzden çok akışı bozmak haddimize değil tabii ama bu soruya Mustafa Kemal Atatürk diye cevap vermek isterim. Fakat geri dönmek ister mi bilemiyorum. Zira hala bir kurtarıcı bekliyor olduğumuzu bilse çok üzülür biz de çok kızardı.
GÖRÜNÜM GAZETESİ VASİTASIYLA TÜM OKURLARIMIZA NELER SÖYLEMEK İSTERSİN?
Görünüm gazetesine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Sanatı ve sanatçıyı destekleyen tüm basın emekçilerine kucak dolusu sevgiler. Lüleburgaz benim toprağım benim memleketim. Hayallerim ve doğduğum yerin arasında bir köprüdür. Umarım yakın zamanda renkli konserlerde kavuşuruz. Trakyalı biz müzisyen olmaktan hep onur duydum. Tüm Lüleburgaz halkına, bu ülkenin aydınlık ve medeni coğrafyası oldukları için sevgilerimi iletiyorum. Lüleburgazlı genç müzisyen meslektaşlarıma ve kardeşlerime başarılı yarınlar diliyorum. Kucak dolusu sevgiler. Umutla kalınız.



Yorumlar