“Kovarlardı ama ben aşkla, şevkle severek dikilirdim o dükkanların önünde”
Lüleburgaz’ın 60 yıllık erkek kuaförü Hüsmen Çevik: “Ben bu mesleğe ilkokula giderken okuldan sonra berber dükkanlarının camlarından berberleri izleyerek başladım diyebilirim. O berber abiler artık benden bıkmışlardı. “Hadi git be çocuğum, git işine!” diye dükkanın önünden kovarlardı ama ben aşkla, şevkle severek dikilirdim o dükkanların önünde. Hiç geri adım atmadım.”
Lüleburgaz’da yaşayan, eğitim hayatına devam edemeyen 71 yaşındaki Hüsmen Çevik, 60 yıl önce başladığı berberlik mesleğini sağlığı el verdiği sürece yapmak istediğini söyledi.
Çıraklığını ve kalfalığını tamamladıktan sonra kendi iş yerini açan Çevik, daha sonraki yıllarda Çanakkale’de Valilik tarafından düzenlenen yarışmada jüri üyesi olarak 35 gence diploma verdi.
“DÜKKAN CAMINDAN BERBERLERİ İZLEYEREK BAŞLADIM”
Çevik, iyi bir berberin önce işini severek yapması gerektiğini belirtirken, kendisinin çocuk yaşta berber dükkanlarının camlarından berberleri izleyerek mesleğe merak sardığını dile getirdi.
Dükkanlarının önünde durduğu berber abilerinin kendisinden bıktıklarını fakat kendisinin mesleğe çok hevesli olduğunu anlatan Çevik, “Ben berberim. İyi bir berber önce işini sevecek. Özverili olacak. Hep senden gider. Müşteriden gitmez. Ben bu mesleğe ilkokula giderken okuldan sonra berber dükkanlarının camlarından berberleri izleyerek başladım diyebilirim. Bu mesleğe çok fazla merakım vardı. O berber abiler artık benden bıkmışlardı. “Hadi git be çocuğum, git işine!” diye dükkanın önünden kovarlardı ama ben aşkla, şevkle severek dikilirdim o dükkanların önünde. Hiç geri adım atmadım. Mesleğe de böyle isteyerek başladım. Anneme ilk önce ağladım. Anne; ‘Ver berber yanına beni, söyle babama verin berber yanına beni’ diye. Biz direk babaya söyleyemezdik. İlk önce anneye söylenirdi. Babaya pek o kadar yaklaşamazdık. Sonra sonra babamda razı geldi. Ondan sonra bir kişi hatta kefil oldu bana. Bir Mustafa abimiz vardı. O kefil oldu bana. Ustama dedi iyi çocuktur. O şekilde başladım çırak olarak.” ifadelerini kullandı.
“ETİ SENİN KEMİĞİ BENİM”
Tanıdık birinin kefil olması üzerine bir berberin yanında çırak olarak mesleğine başladığını belirten Çevik şöyle devam etti: “Babam beni ustaya teslim etti. ‘Eti senin kemiği benim’ dedi. Öyle bir usul var yani. Öyle başladım. Şimdi ise ‘ne vereceksin?’ diye soruyorlar. Günlük mü vereceksin haftalık mı vereceksin diye. Ne vereceğim sana, ‘sanat’ vereceğim. Eskiden parmaklarımız kir toplardı. Islak saçı tıraş etmezdik. Şimdi önce saç yıkıyorlar. Bu zorunlu değil. Müşteri bilinçli olacak. Berberlik muhtaç bırakmaz, zengin de etmezdi eskiden. Şimdi öyle değil.
1964 senesiydi. O zamandan bu yana askerlik dahil, askerlikte bile ben berberlik yaptım. Daha sonra Lüleburgaz’a geri dönünce kendime bir berber dükkanı açtım 1971’de. Bu benim ikinci dükkanım. Diğeri başka bir yerdeydi.”
“60 YILLIK MÜŞTERİM VAR”
Çevik, mesleğini ilk günkü gibi severek yaptığını söylerken, yaşıtı olan sadık müşterilerinin bulunduğunu aktardı.
Bu müşterilerinin ustasından kendisine hatıra olduğunu vurgulayan Çevik, “Müşterilerim genellikle benim yaşıtım. 60 yıllık müşterim var. Ustamdan bana hatıra onlar. İşimi çok severek yapıyorum. Sağlığım el verdiğince de yapmayı düşünüyorum.” dedi.
“BERBERLER PSİKOLOG GİBİDİR”
Berberlerin bir nevi psikolog görevi gördüğünü dile getiren Hüsmen Çevik, bir anısını da paylaştı.
Çevik; “Berberler insan sarrafıdır. Uzun yıllardır bu işin içindeyim. Artık müşterilerimin surat ifadelerinden ruh hallerini anlar hale geldim. Bir nevi psikolog oldum.
Bir gün bir müşterim geldi sabah. Ne o dedim moralin bozuk senin. Eşi çaydanlıktaki sıcak suyu üzerine devirmiş, yanmış. Dedi boşayacağım ben bu kadını. Ya dedim kaza ile insan ölüyor sen ne yapıyorsun, ne diyorsun dedim olur mu öyle şey falan. Konuştum vazgeçirttim boşamaktan eşini.” diye konuştu.
Comments