“BİR KEREDEN BİR ŞEY OLMAZ” DEMEYİN!
İkinci Dünya Savaşın’ dan sonra, sanayinin gelişmesiyle hızlı bir kentleşmeye gidildi. Bununla birlikte gençlerimizin arasında alkol, sigara ve uyuşturucu kullanımı yaygınlaşmaya başladı. Alkol, esrar, eroin, kokain, afyon, morfin ve LSD gibi uyuşturucuya merak, arkadaş baskısı sorunlara çözüm aramak, sorunlardan kaçmak, beğeni toplamak veya eğlenmek amacıyla başlanır. İlk kullandığında kullanıcıya zevk verir. Gerginliğini azaltır rahatlamasını neşeli konuşkan olmasını çevresindekilerle kolay iletişim kurmasını sağlar “Bir kereden bir şey olmaz” diyerek. Kutlanılmaya başlayan uyuşturucular bağımlılık yapar.
Aşırı içki içen, uyuşturucu madde bağımlısı olan kişilerde zamanla fiziksel ve ruhsal bozukluklar görülür. Davranışlarını kontrol edemezler. Aile içinde ve arkadaş çevresinde dayak, hırsızlık, yaralama ve adam öldürme gibi birçok suç işleyebilmektedirler.
Uyuşturucu bağımlılığından kurtulmak için, bunu gerçekten istemek gerekir. Ve tedavi olmak mümkündür. Tedavi olunmadığı takdirde, bağımlı hayatını kaybeder.
Vücuda verdiği zararların sık sık uygulamasına rağmen ülkemizde sigara kullanımı hızla yaygınlaşmaktadır. Kullanıcıda öksürük, gırtlak ve akciğer kanseri, sindirim bozuklukları, kalp ve damar rahatsızlıkları, uykusuzluk ve görme bozukluklarına neden olur.
Ülkemizde geleceği her bakımdan gençliğinin iyi yetişmesi sağlıklı olması ile mümkündür. Bunun içindir ki, içkiyle mücadele için 1919’da “ Hilali Ahzar ” adlı bir dernek kuruldu. Ardından “ Yeşilay ” adını alan bu dernek, çalışmaları günümüzde de sürdürmektedir.
Mart ayının ilk haftası Yeşilay haftası olarak kullanılmaktadır.
ÖZLÜ SÖZLER
- İnsan bedenine içki koymak makine yataklarına kum koymak gibidir
- İçki aklın nöbetçiliğini ortadan kaldırır.
- Her kadeh ölüme giden basamaktır.
- Mutluluğu içkide değil, doğanın saf göğsünde arayın.
- İçki, kötülüklerin anasıdır.
- Alkol sefaletin mucidi, hapishane ve tımarhanenin sermayesidir.
SARHOŞ
Sarhoş olur içki içen Bazen kabadayı olur
Güler ona gelip geçen Çatacak bir kimse bulur
Bazen güler, bazen kızar Sebebi yok, kavga hazır
Başı döner hemen sızar En sonunda olur küfelik
Neşesi pek uzun sürmez Parası yok cebi delik
Etrafını gözü görmez Arar bulur bir gündelik
Yalpa vurur sağa sola Zıkkımlanır tıka basa
Yürümez, düşer yola En sonunda olur küfelik
-----------------------------------------------
DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
Geçmiş çağ toplumlarında kadının hiçbir değeri ve önemi yoktu. Kadınlar erkeklerle eşit haklara sahip olabilmek için yıllarca mücadele ettiler.
1789 Fransız devrimi tüm insanların özgür, eşit ve kardeş olduğu düşüncesini dünyaya duyurdu. 1848 yılında Senece Falis’ de kadın haklarıyla ilgili önemli bir toplantı yapıldı. Yayımlanan bildiride şöyle deniyordu: erkekler ve kadınlar eşit ve özgür doğan insan soyunun bağımsız üyeleridir. Kadınlar eşit ve özgür doğan insan soyunun bağımsız üyeleridir. Kadınlar zeka ve yetenek bakımından erkeklerle eşit haklara sahiptir, kendi hakları (sosyal, ekonomik ve siyasal) için dernekler kurup gösteriler yaptılar. Erkeklerle eşit haklara sahip olmasalar’ da birtakım haklar elde ettiler.
Birleşmiş Milletler 16 Aralık 1977’ de 8 Mart gününü “ Kadınlar Günü ” ilan etti. Böylece Birleşmiş Milletlere üye olan tüm ülkelerde 8 Mart, Uluslararası Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başladı.
Eski Türklerde kadının toplum içinde saygın bir yeri vardı. Ülke yönetiminde söz sahibiydi. Meclis görüşmelerinde Hakan’ın yanına oturur, düşüncelerini söylerdi. İslam dininin bu statüsünü kaybetmiştir.
Cumhuriyetten sonra 5 Aralık 1934 tarihinde Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmiştir.(Bu hak ABD 1920 de İsviçre ise 1970 yılında tanışmıştır.)
Ülkemizde kadınlar kısa sürede hayatın tüm alanlarına girmiş, birçok meslek dallarında erkekler kadar başarılı olduklarını kanıtlamışlardır. Ne var ki, Türk kadını yasalara göre erkekle eşit haklara sahip olsa bile bu kâğıt üzerinde kalmıştır. Yoksulluk, erkek egemenliği, gelenekler kadının eğitim öğretim hakkını engellemektedir. Oysa bilinmektedir ki, kadınlar ailenin, toplumun temel taşlarıdır. Onların iyi eğitilmesi, ülkenin kalkınmasını sağlayacaktır.
ÖZLÜ SÖZLER
- Kadınlarımız eğer ulusun gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerden çok aydın ve erdemli olmaya çalışmalıdırlar. ATATÜRK
- Bütün kadınlar bir dereceye kadar hayal güçleriyle, şair kalpleriyle melek kafalarıyla diplomattır. WİLLİAM SHAKESPEARE
- Uygarlık için iyi bir ölçü, değerli kadınları toplum üzerindeki etkileridir. EMERSON
MUSTAFA KEMAL’İN KAĞNISI
Yediyordu ELİF kağnısını.
Kara geceden, geceden.
Sankim elif, elif uzuyordu, inceliyordu.
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar.
İnliyordu dağın ardı, yasla.
Her bir heceden, heceden.
Mustafa kemal’ in kağnısı derdi, kağnısına
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.
Çabuk giderdi çok götürürdü Elifçik
Nam salmıştı asker içinde.
Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü,
Doğrulmuştu yola önceden önceden.
Öküzleriyle kardeş gibiydi elif
Yemezdi içmezdi yemeden içmeden onlar
Kocabaş çok ihtiyardı çok zayıftı
Mehzundu bütün bütün Sarıkız yanı sıra
Gecenin ulu ağırlığına karşı
Hafifletir inceden inceden
İriydi elif kuvvetliydi kağnı başında
Elma elmaydı yanakları üzüm üzümdü gözleri
Kınalı ellerinden rüzgar geçerdi daim
Toprak gülümserdi çaıklı8 ayaklarına
Alını yeşilini kapamıştı geçirmişti
Niceden niceden
Durdu birden bire kocabaş ova bayır durdu
Nazar mı değdi göklerden ne
Dah etti yok daha dedi gitmez
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacır gucur
Nasıl dururdu Mustafa Kemal’ in kağnısı
Kahroldu elifçik düşünceden düşünceden
Aman kocabaş ayağını öpeyim kocabaş
Vur beni öldür beni koma yollarda beni
Geçer götürür ana çocuk mermisini askerciğin
Koma yollarda beni kulun köpeğin olayım
Bah hele üzerinden ses seda uzaklaşır
Düşerim gerilere iyceden iyceden
Kocabaş yığıldı çamura
Büyüdü gözleri büyüdü yürek kadar
Örtüldü gözleri örtüldü hep
Kalır mı Mustafa Kemal’ in kağnısı bacım
Kocabaşın yerine koştu kendini elifçik
Yürüdü düşman üstüne inceden inceden
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
Comments