Basın özgürlüğü için toplandılar
- Hamza Dalgıç

- 27 Eki
- 2 dakikada okunur



Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu, basın özgürlüğüne yönelik baskılara dikkat çekmek amacıyla bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklama, 25 Ekim Cuma günü saat 14.00’te Lüleburgaz Üçgen Park’ta yapıldı.
Basın açıklamasını, CHP Lüleburgaz Alanlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ahmet Türkebak okudu. Açıklama sırasında “Özgür basın susturulamaz”, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “Susma sustukça sıra sana gelecek” ve “Basına değil çetelere operasyon” sloganları atıldı. Sloganlar sık sık alkışlarla desteklendi.
Ahmet Türkebak, açıklamada TELE 1 televizyonuna yönelik kayyım kararına ve gazeteci Merdan Yanardağ’ın gözaltına alınmasına özellikle dikkat çekti. Açıklamada; “Ekrem İmamoğlu ve Necati Özkan hakkında yürütülen casusluk soruşturmasına TELE 1 Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ da dahil edilmiştir. Bu operasyon Türkiye’de muhalif sesleri bastırmaya yönelik açık bir adımdır” denildi.
Türkebak; “TELE 1 televizyonuna kayyım atanması özgür basına yönelik açık bir saldırıdır. Bir çalışanın durumu gerekçe gösterilerek bir medya kuruluşuna kayyım atanması kabul edilemez. Bu karar, ifade özgürlüğünü doğrudan hedef almaktadır. TELE 1’e atanan kayyım derhal geri çekilmeli, Merdan Yanardağ serbest bırakılmalıdır” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, siyasi iktidarın basın üzerindeki baskılarının sistematik hale geldiği vurgulanarak şu ifadelere yer verildi; “AKP–MHP ve cemaatler koalisyonu eliyle uygulanan baskı politikaları, ülkeyi adım adım otoriter bir rejime sürüklüyor.
Terör, casusluk, yolsuzluk gibi asılsız suçlamalarla muhalifler itibarsızlaştırılıyor. Bu operasyonların hedefinde muhalefeti susturmak ve toplumda korku iklimi yaratmak var.”
Türkebak ayrıca bu uygulamaların geçmişte benzer şekilde faşist rejimler tarafından da kullanıldığına dikkat çekilerek; “Bu tiyatroyu halk izlemiyor. İzleyicisiz koltuklara oynuyorlar. Bu senaryonun kökeni Beyaz Saray’dır. Bu yöntemleri tarih daha önce Nazi Almanyası’nda, İtalya’da ve İspanya’da da gördü” ifadeleri kullanıldı.
Ahmet Türkebak, açıklamanın sonunda gazetecilerin sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada baskı altında olduğuna değinerek, özellikle Gazze saldırılarında yaşamını yitiren gazetecileri andı; “Gazeteciler, mafya yapılanmalarından, yasa dışı örgütlerden, hatta düzenli ordulardan tehdit almaktadır.
İsrail’in Gazze saldırılarında hayatını kaybeden gazeteciler birer sayıdan ibaretmiş gibi lanse ediliyor. Biz bu tabloyu kabul etmiyoruz. Basın emekçilerinin can güvenliği sağlanmalı, ifade özgürlüğü korunmalıdır” denildi.
Basın açıklaması, “Özgür basın susturulamaz”, “TELE 1 kayyımı geri çekilsin” ve “Merdan Yanardağ serbest bırakılsın” sloganlarıyla sona erdi.



Yorumlar