top of page
Yazarın fotoğrafıHamza Dalgıç

“Asgari ücretliler ülkesi haline getirdiler”

“Asgari ücret açlık sınırının bile altına geriledi”

Birleşik Emekliler Sendikası ve Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu, Lüleburgaz’da bir basın açıklaması daha düzenledi. Platformu Yöneticisi Nuran Yavuz basın açıklamasında, “Asgari ücret dünyanın her yerinde sembolik bir ücret iken, ülkemizde ortalama ücret haline geldi ve bu ülke, bu halk, Türkiye işçi sınıfı bunu hak etmiyor. Çalışanların yarısından fazlasının hayatını sürdürmek zorunda olduğu asgari ücret, açlık sınırının bile altına gerilemiş durumdadır. Türkiye'yi bir asgari ücretliler ülkesi haline getirdiler” dedi.



Birleşik Emekliler Sendikası ve Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu, Lüleburgaz’da emekli maaşlarının artırılmasına yönelik basın açıklaması düzenledi.

Yüksek enflasyon koşullarında yılda bir kez asgari ücret zammı yapılmasının kabul edilemez olduğunu belirten Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu Yöneticisi Nuran Yavuz, ülkeyi yöneten iktidarı, halkı yoksullukta eşitleyen, bütün ücretleri aşağıya doğru baskılayan politikalarını devam ettirerek işçisi, emekçisi, emeklisi, herkesi asgari bir yaşama mahkûm etmekle eleştirdi.

“TÜRKİYE’Yİ BİR ASGARİ ÜCRETLİLER ÜLKESİ HALİNE GETİRDİLER”

Asgari ücretin ortalama ücret haline geldiğini belirten Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu Yöneticisi Nuran Yavuz; “Yüksek enflasyon koşullarında yılda bir kez yapılan asgari ücret zammı kabul edilemez. Buradan uyarıyoruz; önümüzdeki günlerde belirlenecek asgari ücret, yüksek enflasyon koşullarında 2025 yılının tamamı için geçerli bir asgari ücret olamaz, olmamalıdır.

Artık Türkiye'de asgari ücret sadece yılın son aylarında değil, yılın tümünde çalışanların en temel gündemlerinden biri haline geldi. Bunun nedeni maalesef çok acı bir gerçeğimizdir. Türkiye'yi bir asgari ücretliler ülkesi haline getirdiler. Asgari ücretliler işçi sınıfının çok küçük, çok istisnai bir bölümünü kapsaması gerekirken ülkemizde asgari ücret ortalama ücret haline geldi. Avrupa ve gelişmiş ülkelerde asgari ücret, bir stajyer maaşıdır. O da ortalama 1500 Euro’dur. Asgari ücret ve komşusu olan ücretlerle çalışanların oranı özel sektörde yüzde 50'leri buldu. Türkiye'de her üç işçiden ikisi asgari ücretin sadece yüzde 20 fazlası ve altında bir ücret ile çalışmaktadır. Kadın işçilerde bu oran daha da yüksektir.

Kısacası ülkeyi yönetenler hepimizi yoksullukta eşitleyen, bütün ücretleri aşağıya doğru baskılayan politikalarını devam ettirerek işçisi, emekçisi, emeklisi hepimizi asgari bir yaşama mahkûm etmektedir. İktidarın hesabını vermesi ve derhal değiştirmesi gereken konu budur. Asgari ücret dünyanın her yerinde sembolik bir ücret iken, ülkemizde ortalama ücret haline geldi ve bu ülke, bu halk, Türkiye işçi sınıfı bunu hak etmiyor” dedi.

“ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRININ BİLE ALTINA GERİLEDİ”

Yavuz; “Asgari ücreti onaylayan ve açıklayanlar; ev kirasının, çarşı pazardaki pahalılığın, ulaşım, enerji, sağlık, eğitim harcamalarındaki artışların ve "alım gücündeki" sarsıcı düşüşün farkında olmalı ve 2025 yılı için bu farkındalığa uygun bir asgari ücret açıklamalıdır. Çalışanların yarısından fazlasının hayatını sürdürmek zorunda olduğu asgari ücret, açlık sınırının bile altına gerilemiş durumdadır. Son iki yılda 2023 Ocak ayından 2024 sonuna 24 ay boyunca asgari ücret yalnızca 4 ay açlık sınırının üzerinde olmuştur. Ekim 2024'te net asgari ücret 17.002 TL iken açlık sınırı 20.860 TL ve yoksulluk sınırı ise 72.156 TL'dir.

2024 yılı resmi enflasyonu tahmin edildiği gibi yıl sonunda yüzde 44 olarak gerçekleşse bile, asgari ücretteki kayıp 7 bin 481 TL'ye yükselecek. Asgari ücretle çalışanın 2024 yılı boyunca enflasyon karşısında toplam kaybı ise 55 bin TL'ye yaklaştı. Eğer hükümet hedef enflasyon veya gerçek enflasyondan düşük zamda ısrar ederse asgari ücretin enflasyon karşısındaki kaybı daha da yükselecektir.

O nedenle 2025 yılı asgari ücret ücreti belirlenirken şu üç kriter asla göz ardı edilmemelidir.

Asla tutmayan ve sürekli revize edilen afaki enflasyon hedeflerine göre bir artış asla kabul edilemez. Bir yandan geçtiğimiz yıl işçiler ve dar gelirliler için gerçekleşen enflasyon karşısındaki kayıplar giderilmeli, bunun yanı sıra büyümeden ve milli gelir artışından hak ettikleri pay çalışanlara mutlaka verilmelidir.

Asgari ücret bir işçinin değil, uluslararası standartlara uygun olarak işçinin bakmakla yükümlü olduğu hane halkı ile birlikte geçinebileceği bir ücret olarak belirlenmelidir. Açlık ve yoksulluk sınırları göz ardı edilmemeli; bir evde iki kişi çalıştığı zaman o eve bir yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmesi asgari ücret ile garanti altına alınmalıdır.

Asgari ücret belirlenirken yukarıda saydığımız üç kritere uymamak için dile getirdikleri bir diğer gerekçe de kaynakların yetersiz olduğu iddiasıdır. Asgari ücretin ve bütün ücretlerin insanca yaşayacak düzeye yükseltilmesi için gerekli kaynak olmadığı tezi de doğru değildir. Hepimizin çalışarak ürettiği toplam değer bu ülkenin 85 milyon insanını, işçileri, emekçileri, emeklileri, kadınları, gençleri, çocuklarımızı insanca yaşatmaya yeter de artar bile. Yeter ki adaletli bir bölüşüm olsun, tercihler değişsin.

Yüksek enflasyon koşullarında yılda bir kez asgari ücret belirlenmesi çalışanları kayba uğratmaktadır. Bu nedenle enflasyon tek haneli oranlara düşünceye kadar asgari ücretin yılda en az dört kez (3 Ayda bir) belirlenmesi zorunludur.

Asgari ücrete sağlanacak vergi muafiyeti ve desteği yanında asgari ücret sonrası ilk vergi dilimine uygulanacak oran yüzde 10'a düşürülmelidir. Böylece asgari ücrete yakın çalışan işçilerin de daha az vergi vermeleri sağlanmalıdır.” İfadelerini kullandı.

“EN DÜŞÜK EMEKLİ AYLIĞI ASGARİ ÜCRET DÜZEYİNE YÜKSELTİLMELİ”

“2008 yılında çıkarılan 5510 sayılı Yasa'dan önce asgari ücretten düşük emekli aylığı söz konusu değildi” diyen Yavuz şöyle devam etti: “Günümüzde emekli aylıkları Hazine tarafından karşılanan farkla 12 bin 500 TL'ye tamamlanmaktadır. Emekli aylıklarında alt sınır geçmişte olduğu gibi asgari ücret olmalıdır.

Asgari ücreti kimler belirliyor, asgari ücreti belirleme komisyonunda adı, sanı sıfatı her ne olursa olsun ama, fabrikasında öğle yemeğinde verilen portakalı yemeyip evindeki çocuğuna götüren işçinin halinden anlayacak birileri olsun bu masanın etrafında.” dedi.

63 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarii


bottom of page