top of page
Yazarın fotoğrafıgorunumhaber

AMAZON ORMANLARI KURTULACAK MI ?


Birkaç gün önce Brezilya Senatosu madencilerin ve kerestecilerin Amazon ormanlarına ve yerlilerin kutsal topraklarına yeniden girmesine izin verecek bir yasayı onayladı. Bu yasa yerli halkların haklarına saldırıyor. Ülke o kadar kutuplaşmış ki ; bu durumda bu yasaya engel olmak için Brezilyalıların ve dünyanın her yerinden insanların yüksek sesle itiraz etmelerine ihtiyaç var. Brezilya bütün dünyanın gözünün üzerinde olduğunu tüm ağırlığıyla hissetmeli! Artık iş Brezilya Başkanı’nın bu yasayı veto edip etmeme kararına bakıyor. Ve onu ikna etmek için tüm çevrecilerin yardımı gerekiyor. Amazon ve diğer biyomlar olmadan ve yerli halkların topraklarının, ormanlarının, nehirlerinin ve biyoçeşitliliğinin koruması mümkün değil.


YAĞMUR ORMANINA SALDIRIYI DURDURYerli halklar küresel nüfusun sadece %5’ini oluşturmalarına rağmen, gezegenimizdeki biyoçeşitliliğin %80’ini koruyor. Brezilya Amazon yerli halklarının en yoğun olduğu ve en geniş Amazon ekosistemlerine sahip olan ülke. Ülke genelindeki yerli halklar topraklarını, hiç durmayan saldırılara rağmen bugüne kadar ormanlarını ve biyomlarını hayatta tutmayı başardı.(biyom=yeryüzünde birbirine bitişik, benzer yayılmış yaşam alanları. Biyom’lar birden fazla kıtaya yayılabilir.) Ancak madencilik, tarım ve petrol lobisinin bu yeni yasal düzenleme mücadelesinde başarılı olması halinde, tüm bu korumalar ortadan kalkabilir. Bu da kelimenin tam anlamıyla gezegenimizin geleceğini belirleyebilir. Amazon ve Brezilya çapındaki yerli halklara ait topraklar olmadan dünya küresel ısınmayı kontrol altında tutamaz. Birçoğumuz Brezilya’da yaşamasak bile, önümüzdeki günlerde burada olacaklar hepimizi etkileyecek! Brezilya Başkanının bu akıl almaz yasayı veto edip etmeme kararı vermesi için birkaç günü var . Yerli toplulukları bu saldırıdan korumak için Brezilya’dan ve dünyanın her köşesinden bir milyon sesin bir araya getirilmesi için tüm çevreciler destek olmalı. YAĞMUR ORMANINA SALDIRIYI DURDURAvaaz(avaaz=iklim değişikliği, insan hakları, hayvan hakları, yolsuzluk, yoksulluk ve çatışmalarla ilgili internet üzerinden küresel çapta faaliyetler gösteren sivil toplum kuruluşu) yıllardır yerli halklarla el ele vererek hem Amazon'daki hem Brezilya'daki hem de diğer her yerdeki tüm ekosistemleri korumak için mücadele ediyor. Ancak şimdi büyük bir baskı altındayız ve en son saldırıya hazırlıksız yakalandık. Eğer bugün bu savaşı kaybedersek, uğruna beraberce mücadele ettiğimiz birçok şey tehlikeye girecek. Buna izin vermeyelim!


Brezilya’da yerliler, ata topraklarındaki haklarının sınırlanmasını öngören yasa tasarısı Kongrenin alt kanadı Temsilciler Meclisinde oylanırken gösteri düzenledi.

Temsilciler Meclisinde yapılan oylamada, yerli halkların, atalarının toprakları üzerindeki haklarının kısıtlanmasını öngören yasa tasarısı 155’e karşı 283 oyla geçti.

Yasa tasarısı oylanırken yerli gruplar ülkenin en büyük şehri Sao Paulo’nun çevresindeki otoyolu trafiğe kapattı. Polis, protestoculara tazyikli su ve göz yaşartıcı gazla müdahale etti.

Brezilya Çevre Bakanlığı ve Yerli Halklar Bakanlığının bazı yetkilerini de kısıtlayan düzenlemeleri içeren yasa tasarısının uygulamaya geçmesi için Senatonun ardından Devlet Başkanının onayı gerekiyor.

Ülkenin dört bir yanından yerli gruplar, Devlet Başkanının Güney Amerikalı liderlerle bir araya geldiği başkent Brasilia'da da protesto düzenlemeyi planlıyor.

Brezilya; kalabalık yerli halklarıyla etnik olarak çok kompleks bir ülke. Bu nedenle ülkede yerli halkların siyasi, ekonomik ve mülkiyet haklarıyla ilgili pek çok tartışmalı sorunlar ortaya çıkabiliyor.





Brezilya dünyanın iklimini kurtarıyor mu?

Üçüncü kez başkanlık sarayına dönen Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, bir çevre savunucusu olarak biliniyor.

Onun çevre politikaları ve yönelimleri, biyoçeşitliliğin korunmasının yanı sıra, iklim anlaşmalarını ve küresel ısınmaya karşı mücadeleyi destekliyor.

Lula da Silva, insan hayatını tehdit eden tehlikeli iklim değişiklikleriyle mücadele bağlamında ahlaki bir güç haline geldi.

Amazon Ormanları için oradaki çevresel ihlalleri ve özellikle de ormansızlaşmayı durdurmaya yönelik son katı planı, tezahürleri felaket gibi görünen ölümcül sonuçlarla tehdit eden ekolojik bir karanlığın ortasında bir ışık huzmesi olarak geldi.

İnançsızlar gözlerini Kanada'ya dikmeli ve dumanı Amerika'nın iç kesimlerini de kör eden yanan ateşleri takip etmeli.

Peki, ya Amazon Ormanları'nı kurtarma planı ve genel olarak gezegenin iklimi üzerindeki etkisi ne olacak?

Amazon Ormanları, yaklaşık 16 bin türü temsil eden neredeyse 390 milyar ayrı ağaç içerir ve bunlar, yeryüzünde kalan yağmur ormanlarının yarısından fazlasını temsil ediyor.

Amazon Ormanları'nda yaklaşık 50 farklı etnik gruba ait 30 milyondan fazla insan yaşıyor.

Yerli halklar toplam nüfusun yüzde 9'unu oluşturuyor ve çoğu dış dünyadan izole bir şekilde hayat sürüyor.

Devlet Başkanının planı, her geçen gün yok edilen ormanların bütünlüğünü korumayı amaçlıyor.

Açıklanana göre bu plan, yetkili makamların çevresel riskleri hızlı bir şekilde tespit edip bunlara yanıt verebilmesi ve yerli topraklarında yasadışı arazi işgali, madencilik, ağaç kesme ve kaçak avlanma ile mücadele edebilmesi için uydu izleme yoluyla gerçekleşecek.

Da Silva'nın planı, yaşamı tehdit eden iklim risklerinin dehşetini takdir edenler için neden iyi haber?

Kısacası, herhangi bir ön yargı olmaksızın mesele geriye doğru izlenebilir.

Çünkü bu plan uygulanırsa, özellikle ormanların varlığı temelde iki şeye bağlı olduğundan, kötüleşen iklimin iyileştirilmesinde büyük bir sıçrama sağlayabilir.

Birincisi küresel ısınma olayı, ikincisi ise yağış meselesi.

Amazon Ormanları, küresel ısınmanın ana nedeni olan karbondioksiti emer ve yıllık 150 milyar ton kapasitesi ile zararlı gazların en büyük deşarj alanıdır.

Associated Press (AP), haziran ayının ilk haftasında, havadaki karbondioksitin eşi benzeri görülmemiş şekilde artışı hakkında bir rapor yayımladı.

Zira oran milyonda yaklaşık 424 parçaya ulaşmıştı ve bu, 2016 ve 2019 yıllarından sonraki en büyük yıllık artışlardan biriydi.

Bu yüzde artarsa, özellikle de Amazon Ormanları'nın yok edilmesi devam ederse, mavi gezegenimizin geleceğine dair bir resim çizilebilir.

Bu ormanlarla ilgili ikinci heyecan verici ve tehlikeli şey, yağış oranları üzerindeki büyük etkileridir.

Yapılan araştırmalar, son on yıllarda uydu görüntüleri aracılığıyla tropik bölgelerde ormansızlaşma arttıkça yağış oranlarının düştüğünü ortaya koyuyor.

Yağmur ormanlarının yok olmasına ilişkin fütüristik(fütüristik=kendi zamanına göre ileriyi görebilen akım) korku ve ardından yüzeye çıkan ürkütücü kuraklık, tahrip olmuş ormanların geniş alanları restore edildiğinde, yağıştaki düşüşün durdurulmasının mümkün olduğunu gösteriyor.

Acaba insan yaşamı ile Dünya'nın etrafındaki ormanların varlığı arasında temel bir ilişki var mı?

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nü (FAO), dünyadaki orman alanlarının daha da azaldığı bir dönemde ağaçların insanlara sağladığı korumanın boyutunu belirtmek için 21 Mart Uluslararası Orman Günü'nü "İnsan sağlığı, orman sağlığındandır" sloganıyla kutlamaya sevk eden işte bu meseledir.

Birleşmiş Milletler'den (BM) alınan rakamlar, 2000 yılından bu yana, çevresel durum pahasına ekonomik getiri arayışına dayalı olarak dünyanın 104 milyon hektardan fazla ormanını kaybettiğini gösteriyor.

Palm yağı ve soya fasulyesi gibi emtia mahsullerinin üretimi veya hayvancılık ve kereste endüstrisinin peşinde koşarak, (iklim değişikliğini şiddetlendiriyor ve biyoçeşitliliği yok ediyor olsa bile) ormanları kökünden söküyorlar.

Ancak objektiflik gerektiren bir soru işareti var:

Ormansızlaşma sürecinden kim sorumlu?

Da Silva'nın doğaya zarar verilmesini önlemek için federal bir polis birimi kurduğu Brezilya mı?

Ya da doğadaki değişikliklerle yüzleşmek için yoksullara ve muhtaçlara yardım etmek adına her yıl bir milyar dolar sağlama sözü veren (ve verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmeyen) büyük küresel ekonomik güçler mi?

Küresel ekonomik güçler, Amazon topraklarındaki fakir halka ormansızlaşmadan başka bir şey bırakmadı.

Abu Dabi'deki BM İklim Değişikliği Konferansı COP28'den birkaç ay uzakta, ahlaki ikilik uluslararası duruma hâlâ hâkim.

Siyasi liderleri meşgul eden şey ise dünyayı yönetmeye yönelik ekonomik yarış ve doğayı canları nasıl isterse öyle kullanmak.

Da Silva'nın ormanları koruma haykırışlarından sonra, yedi büyük sanayiciden hiçbirinin inisiyatif alarak memnuniyetini, hayranlığını ve de onun planına desteklerini beyan etmemesi ilginçtir.

New York Times'a göre dünya yakında Kuzey Kutbu'nda buzsuz bir yaza tanık olacak. Ayrıca özellikle Amerika'nın Orta batısı ve Kuzeydoğu Çin'de tahıl hasadı azalacak. Bu ise küresel gıda güvenliği için bir tehdit anlamına geliyor.

Amazon havzasının çalışan yoksulların dünyasından, Dünya'yı kurtarmak için çalışan Da Silva'ya selam olsun.

Amazon Havzası Dünya'yı kurtarmak için ilk savunma hattıdır.

4 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page