top of page

ÖZÜR DİLEYEBİLMEK

Yazarın fotoğrafı: Ahmet GüdücüoğluAhmet Güdücüoğlu

 Bazen çevrede kilerimizi istemeden kırabiliyoruz. Günümüzde sorunları daha da artan kişiler, karşısındakileri fazla düşünmeden verdiği cevaplarla üzebiliyor. Dertleri karşısında bunalan kişi çabucak bir yakınını verdiği cevaplarla tersleyebiliyor. Daha sonra hatasını anlayanlar kırdıkları dostlarını arayıp bir özür dileme konusun dada yetersiz kalabiliyorlar. Özür dilemek kırdığımız, yaraladığımız kişiyi, ilişkiyi iyileştirmek için çok gerekli bir davranıştır. Ancak bizler bu konuda ne kadar başarılıyız? Gerçekten özür dilemenin inceliklerini ve geç kalmadan zamanında yapılmasını biliyor muyuz? Bu konuda yaşanılan sorun nerden başlayacağımızı ve nasıl af dileceğimizi bilmemekten kaynaklanmaktadır.  Küçük hatalarımız için belki kusura bakma sözcüğü yeterli olabilir.  Açtığımız daha büyük yaralar için etkili kelimelerden daha fazlasına ihtiyaç bulunmaktadır. Eğer bunları tam zamanında ve gerektiği gibi yapmazsak, incittiğimiz insanlar bize güvenmemeğe devam edeceklerdir. Bunların sonucunda ise belki onlara karşı hayal kırıklığına uğrayacak, özrümüzü kabul etmedikleri için öfkelenmemize neden olacaklardır.Burada olayları zamana bırakarak küllenmesini bekleyerek,ilişkilerimizin tekrar düzelmesini umut etmek bizi hayal kırıklığına uğratabilir.İncittiğimiz kişilerin,korunma kalkanları kırılmıştır.Size karşı güveni sarsıldığından, her hareketinizin olumsuzluklarla dolu olacağı düşüncesi beynini kaplamıştır.İlk yapacağınız şey duygudaşlık kurmak,karşı tarafın yerine kendinizi koyarak onun bakış açısından olaylara bakmaya çalışmaktır.O zaman size güvenmekte neden tereddüt ettiğini, nasıl bir acı hissettiğini,ne yaparsanız size tekrar inanıp güvenebileceğini daha rahat anlayabilir,kendi hatalarınızı çok daha net görebilirsiniz. Kendinize sorun, onun yerinde olsaydınız, hangi davranış veya davranışlarınızı değiştirirseniz, ona tekrar güven vermenizi sağlardı. Eğer olumsuz etkilenme ciddi anlamda ise, içten sözler bile o kırılan yüreği onarmaz. Burada kırılan kişinin, size karşı tekrar güvenmesi için, onu yaralayan olayın yerini, telafi edici  bir eyleme bırakması gerekmektedir ki,kişi size tekrar güvenebilsin. İlk adım olarak; Onu kırdığınız bu olayın sizi de çok üzdüğünü  belli ederek başlayabilirsiniz. Sonra hatalı olduğunuzu bildiğinizi ve bu olanlar, yaşattığınız üzüntü için ne kadar pişman olduğunuzu söyleyerek devam edebilirsiniz. Çünkü o, güvenini suiistimal eden, samimi duygularını sarsan size  karşı öfke duymaktadır. Kendinizi savunmayı bırakarak, karşınızdaki kişinin, size içindeki öfkesini rahatça ifade etmesini beklemelisiniz. Bundan dolayı pişmanlık duyduğunuzu açık bir şekilde göstermeniz gerekmektedir. Kırılan kişinin tekrar incitilme korkusunun üstesinden gelmesi ve karşısındakine inanabilmesi, güvenebilmesi için, sözlerden daha fazlasına ihtiyacı vardır. Bu yüzden kendilerini tekrar güvende hissedip, size inanana kadar yakınlaşmanıza izin vermeyeceklerdir.

 Yaptığımız çeşitli yanlışlardan dolayı çevredeki arkadaşlarınızla aranız bozuldu ise, bu olayı zamana bırakmayın zira bu karşınızdakini daha fazla üzmekten ve sizden gittikçe uzaklaşmasından başka bir işe yaramaz. Onun için hatalı durumlarımızda kendimizi affettirmenin yollarını aramalı, üzüntümüzü, pişmanlığımızı göstermek için çaba göstermeliyiz. Bunun sonucunda karşınızdaki bir süre sonra olanları unutmaya, acılarını dindirmeye başlayarak sizi affetme yolunda adım atabilecektir.“İnsan hatasını kabul ettiğinde asla utanç duymamalı; bu, onun bugün, geçmişte olduğundan daha erdemli olduğunu gösterir.”Alexander Pope

 Günlük etkileşimlerde nezaketin sağlık, refah, sosyal ve psikolojik deneyimlerle ilişkisini anlamaya çalışan çok sayıda araştırma var.Bunlar arasında "en kapsamlı yurttaş bilimi projesi" olarak anılan Nezaket Testi (Kindness Test), İngiltere'de Sussex Üniversitesi ve BBC Radio 4 ortaklığında, 2021 yılında yapıldı.

Çalışma kapsamında 140'tan fazla ülkeden 60 bin katılımcı, başkalarından kendilerine yönelik nezaket davranışları hakkında çevrimiçi bir ankete katıldı.

Araştırmaya katkıda bulunan Sussex Üniversitesi'nden Nezaketin Psikolojisi konusunda uzman Dr. Gillian Sandstrom, BBC Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede insanların nezaket olarak gördükleri eylemlerden bazılarını şöyle sıralıyor:"Tanımadıkları birinin geçerken kapıyı tutması, markette ağır çantaları taşıması, önlerindeki araca yol vermesi, toplu taşımada başkalarına yer vermesi, süresi dolmamış park cezalarını paylaşması, sadece gülümsemesi, teşekkür etmesi, iltifat etmesi ve kısa sohbetler etmeleri..."Araştırmanın BBC'de Nazaketin Anatomisi başlığıyla yayımlanan önemli sonuçlarından biri nezaketin insanların refahına olumlu katkı yaptığını doğrulamasıydı. Özür dilemenin erdemli bir davranış olduğu tartışma götürmez. Yine insanın diğer insanlara sevgisini, nezaketini, saygısını göstermeye neden olan teşekkür etmekte ayni önemde bir davranıştır. Teşekkür etmek insan inceliğini, hassasiyetini ve kibarlığını ortaya koyar. Karşınızdaki kişilerin kendilerini önemli, değerli olduklarını hissettirir. Teşekkür etmek, insanları birbirine yaklaştıran sihirli bir cümledir. İnsanların kendilerini daha iyi hissetmelerine, mutlu olmalarına neden olur. Yitirdiğimiz Türk Şiirinin önemli kalemlerinden Ülkü Tamer ‘in “Ben sana teşekkür ederim “adlı şiiri teşekkür etmenin zarafetini çok güzel anlatıyor.  “ben sana teşekkür ederim, beni sen öptün, ben uyurken benim alnımdan beni sen öptün; serinlik vurdun korulara, canlandı serçelerim; sen mavi bir tilkiydin, binmiştin mavi ata, ben belki dün ölmüştüm, belki de geçen hafta. “

 

 

 

 

 


Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


bottom of page